SABRİ ERDOĞAN NEDEN HER TAKIMA LAZIM?

SABRİ ERDOĞAN NEDEN HER TAKIMA LAZIM?

 

Vakıfbank’ın Antrenörü Guidetti’yi çokça eleştirdim. Onun için ‘maçlarda meslektaşları ve rakip oyuncular ile dalga geçiyor, sürekli el kol hareketleri ile hakemlere itiraz ediyor’ dedim. Hele Hollanda’nın başındayken olimpiyat elemelerinde Türkiye’yi yendiğinde aşırı sevinç gösterisin için Ekmeğini Türkiye’den kazanan biri böyle yapmamalı, nankörlüktür, ayıptır’ demiştim.

 

Vakıfbank’ın Yıldızlarını eleştirdim. Geçen sene kampta otelden izinsiz ayrılıp kordonda gezmelerini ‘Vakıfbank’ınYıldızları gece gezmesinde’ diye yazdım.

 

Gençlerini eleştirdim. ‘Bazıları daha olmadan oldum havasına giriyorlar’ dedim.

 

Vakıfbank’ın masörü Sabri Erdoğan’ı eleştirdim. Guidetti yetmiyormuş gibi Sabri Erdoğan da maçta ayağa kalkıp sevinç gösterileri yapıyor, el kol hareketleri ile hakemlere itiraz ediyor deyip ‘Vakıfbank’ta kaç antrenör var?’ başlıklı bir yazı yazmıştım.

Mayıs ayında İzmir’de yapılan gençler Türkiye finallerinde Sabri Erdoğan yanına gelmiş, Heyecanlı biri olduğumu kabul ediyorum. Bu heyecanınım da maçlarda zaman zaman belli oluyor. Ama asla hakemleri etki altına almak ya da bize avantaj sağlamak gibi bir niyetim yok. Keşke bizi daha yakından tanısanız. Hatta bir ara İstanbul’a yolunuz düştüğünde bizi ziyarete gelin. Hem Guidetti ile de tanışırsınız. Sizin eleştirdiğiniz gibi biri olmadığını göreceksiniz dedi

Babam vefat ettiğinde Sabri Erdoğan arayıp başsağlığı dileklerini iletti. İstanbul davetini yineledi.

Avrupa Şampiyonu oldukları dönemde kendisini arayıp tebrik ettim. ‘Davetim hala geçerli. Mutlaka bekliyorum’ dedi.

Aslında konuştuğumuz dönemden sonra bir çok kez İstanbul’a gittim ama açıkçası uğramadım.

Geçen hafta sonu için özel bir planım yoktu. İstanbul’da oturan bir yeğenim de ısrarla’ Dayı buralara gelmiyor musun?’ diye soruyordu. ‘Hem maçlara giderim hem de yeğenimi ziyaret ederim’ diye düşündüm.

Eczacıbaşı- Vakıfbank arasında oynanan ilk maça gittim. Maçtan sonra sahaya inip Sabri Erdoğan ile selamlaştım. ‘Gel hemen seni Guidetti ile de tanıştırayım’ dedi. Soyunma odasının kapısına gittik. Guidetti maçtan galip geldiği için keyifli bir şekilde yardımcıları ile sohbet ediyordu.

Kendisi ile tanıştıktan sonra ‘Milli takım için tebrik ediyorum. Planlarınız neler?’ dedim.

Bu böyle ayaküstü konuşulacak bir konu değil. Yarın antrenmana gelin, hem bizi izleyin hem de orada geniş geniş konuşuruz’ dedi.

Sabri ‘Hocam sen yolu bulamayabilirsin, bana bir yer söyle, ben gelip alırım seni’ dedi

‘Yok canım daha neler. Hem çocuk muyum ben?’ dedim ve ertesi gün anlaştığımız saatte salona gittim.  Sabri Erdoğan beni kapıdan aldı, antrenman, fitnes salonlarını ve diğer yerleri gezdirdi. O sırada takım ertesi gün oynanacak Eczacıbaşı maçı için video izliyordu.

Sabri Erdoğan ile sohbet ettik. ‘Yirmi yıla yakın zamandır pek çok takımda bu işi yaptım. 10 yıldır buradayım. Vakıfbank’ın yeri ayrıdır benim için çünkü biz burada bir takımdan öte bir aileyiz. Çok iyi bir çalışma ortamı ve iyi bir ekip var. Ben de bu ekibin bir parçasıyım. Sakatlık, sporun istenmeyen bir parçası ama ne yazık ki var. Ve o dönemde benim işim başlıyor. Oyuncu sakatlandığı  anda tedaviye götürürüm, doktorların verdiği tedaviyi, egzersiz programlarını eksiksiz uygularım. Oyuncunun bir an önce sağlıklı bir şekilde sahaya çıkmasını sağlamaya gayret ederim. Mesela Galatasaray ile oynadığımız maçlarda Milena Rasiç sakattı ve elendik. Onu Avrupa Şampiyonlar ligi finallerine yetiştirmeseydik orada da elenebilirdik. Sakat olsaydı kupayı alabilir miydik bilemiyorum’ dedi.

Biz konuşurken takım da sahaya çıkmaya başladı. Bandaj gerekenlere bandaj uyguladı, ağrısı olanlara kremlerle masaj yaptı. Hollandalı oyuncu Lonneke’nin dizinde hafif ağrı vardı. Ben de Hollanda da 6 ay gibi bir süre kaldığımdan kendisi ile biraz orası ile ilgili sohbet ettik. ‘Sabri Erdoğan sadece bizim için masör değil bir ağabey, bir psikolog gibi. Bizi dinler, tavsiyelerde bulunur, moralimiz bozuksa moral verir ve biz ona çok güveniriz’ dedi

Dikkatimi çeken noktalardan biri de şuydu; Sabri Erdoğan çok akıcı İngilizce konuşuyordu. ‘Bizim oyuncuların yarıya yakını yabancı ve ben onları daha iyi anlamak için öğrenmeliydim’  dedi.

Yazı uzadı ve uzun yazı okunmaz, hemen sonuca bağlıyorum;  Orada Sabri Erdoğan ve Guidetti tarafından çok iyi ağırlandım. Yemek yeme tekliflerini ‘Sizin yemeğinizi yersem kendimi borçlu hisseder, bir daha sizinle ilgili olumsuz bir yazıyı rahat yazamam’ diyerek geri çevirdim.

Yazının özeti;

Peki Sabri Erdoğan ne yapmıştı? Masör olmasına rağmen kulübünü sahiplendiği için bir halkla ilişkiler uzmanı gibi çalışıp benim önyargılarımı kırmıştı. Oysa ‘ Bana ne canım? İt ürür kervan yürür, onlar istedikleri kadar yazsınlar umurumuzda mı!’ da diyebilirdi. Sabri Erdoğan gibi insanlar her takıma lazım.

Bu vesile ile şahsım adına bir kez daha teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

Ancak yanlışlarını görürsem yazmayacağım anlamına da gelmez, onu da belirtmek istiyorum

 

1 Comment

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s