Türkiye Voleybol Federasyonunun (TVF) 60. yılı Ankara’da verilen bir davetle kutlandı.
Federasyon yönetimi, kendilerini en çok eleştiren site olmamıza rağmen nezaket göstererek bizi de diğer pek çok Voleybol sitesi gibi o geceye davet etmişti. Açıkçası davet etmeselerdi şaşırmazdım. Çünkü aynı yönetim daha önce sitemizin kurucusu Sayın Hasan Uğur Epirden hocamızın, bir basın mensubu olarak federasyon seçimlerini izleme talebini kabul etmemişti. O dönemde bundan dolayı hem Epirden hoca ve hem ben Federasyon yönetimini şiddetle eleştirmiştik.
Evoleybol sitemizi diğer mevcut sitelerden ayıran en önemli tarafı gerektiğinde Federasyonu cesurca eleştirebilmesidir. Ancak eleştirirken işin cılkını da çıkarmıyoruz tabii ki. Yani Federasyon su üstünde yürüdüğünde sırf eleştiri olsun diye “Koca Federasyon yüzme bilmiyordu” demiyoruz. Eleştirilerimizi yıkıcı değil, yapıcı yapmaya, eleştirirken eksikleri, yanlışları göstermeye gayret ediyoruz. Bu nedenle de pek çok voleybolseverin sesi olduğumuzu biliyoruz. Federasyon onlara yaptığımız bunca eleştiriye rağmen bizi yine de çağırmıştı.
Neden çağırmıştı? O konuya birazdan değineceğim.
Yemek Ankara’da veriliyordu ve bir hafta önceden yemeğe katılıp katılmayacağımız aranarak teyit edilmişti.
Artık gitmemek olmazdı. Gidecektim ama yemekte giyilmesi mecburi takım elbise telaşı sardı beni. Uzun zamandır takım elbise giymiyordum. Acaba eskiler olacak mıydı? Olmasa bu ekonomik krizde sadece bir gece için bir takım elbise mi alacaktım? Daha önce davetlere giymek için aldığım takım elbiseyi uzun aramalardan sonra buldum. Beli biraz sıksa da idare ediyordu.
Yemek akşam saat 7 de başladı. Eski-yeni, erkek-kadın Milli oyuncular, antrenörler, hakemler, basın mensupları yavaş havaş Ankara Sheraton’a doğru akmaya başlamışlardı. Bende otelin lobisinde boş bulduğum bir odada üstümü değiştirerek takım elbisemi giydim.
TVF başkanı Sayın Mehmet Akif Üstündağ ve asbaşkan Ahmet Göksu gelen misafirleri kapıda karşıladılar. Beni görünce “Şimdi kim bilir geceyle ilgili ne kadar olumsuz şeyler yazacak!”diye düşündülerse bile belli etmediler. Başkan; herkese gösterdiği sıcaklığı bana da gösterip ellerini uzattı. “Bizi de çağırdığınız için teşekkür ederiz” dedim. “Hoşgeldiniz, sizi aramızda gördüğümüze sevindik” dedi. Ahmet Göksu bey de aynı şekilde sıcaktı.
İçeriye girdiğimde İzmirden yemeğe katılan İl temsilcisi Hakan Gürsu, Nektel Koyuncu ve diğer hakem arkadaşlar bizi masalarına davet etti. Hakan bey yaz boyu yaptığı organizasyonlardan bahsetti. “Yemekten hemen sonra yola çıkıyoruz. Yarın sabah Bergamada Kurtuluş kupası maçları var” dedi. Bunca çalışmaya rağmen imzasız mektuplarla federasyona şikayet edildiğini anlattı.
Yemek için salona girmeden önce etrafta şöyle bir gezindim. Voleybolun tüm simaları buradaydı. Eczacıbaşı Antrenörü Motta ile karşılaştık. Geçen sene Eczacıbaşının başında ilk yılı olmasına rağmen Şampiyonluğu kıl payı kaçırmıştı. “Bu sene daha iyi olacağız” dedi.
Yemek başladığında gecenin sunucusu, TRT muhabiri Güven Göktaş Voleybol Federasyonunun tarihçesini görüntüler eşliğinde anlattı. Sonra mikrofona Başkan M. Akif Üstündağ’ı davet etti. Başkan “Türk Voleybolunun 60. yılında sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyum ama bir o kadar da heyecanlıyım” diyerek konuşmasına başladı. Voleybola emeği geçen herkese teşekkür etti, günümüzde Voleybolun en başarılı branşlardan biri olduğunu, bu başarıda ülke spor yönetimlerinin, takımların, federasyon çalışanlarının, pek çok kişinin emeği olduğunu, Federasyonun en önemli görevinin bu çalışmalara destek olmak ve insanları birleştirmek olduğunu, 60. Yılda yeni bir sloganla çalışmalara başlayacaklarını söyledi. “HEPİMİZ AYNI TAKIMDAYIZ” dedi.
Konuşması bu sloganla beraber salonda büyük alkış aldı.
Bu durumda muhalif bir site olarak yemeğe davet edilmiş olma nedenimiz de ortaya çıkmıştı. Bu gece farklı pozisyonda oynuyor olmamıza rağmen aynı takımda olduğumuz için buradaydık. Aynı takımdayız çümkü hepimiz Voleybolun en sevilen, en popüler, en yaygın spor olmasını istiyoruz. Bu amaç doğrultusunda elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız. Evet bizde site olarak TVF’nin bu sloganını, bu slogan klavuzluğunda yeni yolculuğunu destekleyeceğiz. Ama kimse aynı takımdayız diye takım kötü oynadığında, kötü yönetildiğinde, yenildiğinde sessiz bir şekilde kalacağımızı beklemesin.
Bunu da not edelim.
Daha önce Federasyonda Eğitim kurulu başkanlığı yapmış, şu Milli Eğitim Bakanı olan Prof. Ziya Selçuk hoca da bir konuşma yaptı. O da voleybolun okullarda yayılması için TVF ile işbirliği yapacaklarını söyledi.
Sonra TVF’nin hazırladığı belgesel gösterildi. İlk milli voleybolculardan bazıları anılarını anlattı, Avrupa İkincisi olan Filenin sultanları sahneye çağrılıp ödüllendirildiler.
Voleybolumuzun Demir Lady’si Neslihan Demir, sunucu Güven Göktaş’a zaman zaman eşlik etti. Sunuculukta henüz acemi ama biraz daha çalışırsa onu da kıvırabileceğini gösterdi.
Konuşmalardan sonra Enbe Orkestrası sahneye çıktığında insanlar da yavaş yavaş masaları dolaşmaya başlamışlardı. Bir ara Vakıfbank Antrenörü Guidetti ve Eczacıbaşı Antrenörü Mottayı koyu bir şekilde, samimi olarak sohbet ederken gördüm. Oysa sahada iki ezeli rakiptiler. Aynı şekilde Milli oyuncular da konuklarla sıvak şekilde ilgilendiler.
Voleybolun geçmişini, bu gününü, kulüp yönetimlerini, Antrenörleri, habercileri kaynaştıran güzel bir geceydi. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum gözönüne alınarak masraftan kaçınılmış, standart bir akşam yemeğiydi.
Gecede pek çok kişiyle konuştuk. Özellikle Barbaros Çelenk hocam ve Halkbank Başantrenörü Cengiz Akarçeşme hocam gibi iki tecrübeli, değerli Türk Antrenör ile voleybolumuzun geleceği üzerine yaptığımız sohbet beni mutlu etti.
Bunun yanısıra Milli Takım Başantrenörü Guidetti ve Pasör Cansu Özbay ile de bir röportaj gerçekleştirdik. İlk fırsatta onlarıda yayına hazırlayacağız.
Gece ile ilgili yazacaklarımız şimdilik bu kadar. Voleybol camiasını bir araya getiren bu tarz organizasyonların daha sık yapılmasını diliyorum. Çünkü takım olmak beraber daha sık zaman geçirmeyi, fikir alışverişini, sohbeti gerektirir diye düşünüyorum
EVOLEYBOL.COM 