BU SADECE BİR ‘KAZA’ MI?

Siyah bir zemine, büyük puntolarla ‘Geçtiğimiz hafta Tekirdağ’ın Saray ilçesinde otomobilin çarpması sonucu yaralanan 17 yaşındaki Trakya Gelişim Bayan Voleybol Takımı oyuncusu Beyza Adalı’nın tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiğini derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.

Evoleybol ailesi olarak Beyza Adalı’ya Allah’tan rahmet diliyor, kederli Adalı ailesine, Trakya Gelişim Voleybol Şubesi’ne ve tüm voleybol camiasına baş sağlığı dileriz’‘ diye BAŞSAĞLIĞI başlığı  ile yazıp yayınlamak kolay.

Çok kolay olmasa da kolay.

Esas zor olan kendini Beyza’nın anne babası yerine koymak.

Bir çocuk yetiştirmek kolay mı? Hamilelikten doğuma, yemesinden, içmesinden, büyümesine,  geçirdiği bir sürü başka başka hastalıklarda başında ıslak havlularla, sirkeli sularla, buzlara, dualarla geçirdiğin gecelerde, neler neler yaşarsın…

Yürümeye ilk başladığında aslında masanın, sehpanın kenarlarının keskin olduğunu fark edersin..

İyi bir insan, çevresine, ülkesine faydalı biri olsun diye çabalarsın, o kurs, bu kulüp, özel ders koşarsın. Günlerini, aylarını o iyi yetişsin diye salon köşelerinde, kafelerde bekleyerek geçirirsin; gocunmazsın!

Ama diğer tarafta direksiyona geçtiğinde kendini formula pilotu zanneden, etrafta çoluk çocuk olduğuna bakmaksızın kontrolsüz bir şekilde araç süren, trafik eğitiminden, bilinçten yoksun, 3-5 ders ile, doğru düzgün eğitim alıp almadığına dahi bakılmaksızın ‘Araç kullanabilir’ diye belge verilen HAYVAN’ın biri gelir, bir kaç dakikada yılların o emeğini götürür!

Siz de kalkar buna ‘kaza’ dersiniz!

Kaza değil kardeşim o!

O direksiyona geçtiğinde, şehir merkezlerinde sağdan soldan çocukların, bisikletlilerin, yayaların ya da başka canlıların çıkabileceğini düşünüp ona göre araç sürmeyi bilmelisin!

O direksiyona geçtiğinde o yolların, sokakların sadece sen ve senin Allahın belası araban için olmadığını bilip ona göre sürmelisin!

Beyza’nın paramparça olmuş bisikletini gördünüz mü? Normal bir kaza değil o. Düpedüz cinayet!

Araba sürmeyi bilmiyorsan sistem bunu sana öğretecek, anlatacak!. Bütün bunları bilip direksiyona geçiyorsan ve yine de  hayvan gibi kontrolsüzce o aracı sürüyorsan, bunun adı ‘kaza’ değil,  bilinçli şekilde cinayettir.

Bu ülkede hayatlar çok ucuz. 24 kişi, sadece bir müteahhit işini iyi yapmadığı için ölür, kimsenin kılı kıpırdamaz. ‘Kaza’ demeye, arkalarından birer fatiha okuyup ‘İşimizi yapmış olmanın gönül rahatlığı” ile hayatımıza devam ediyoruz.

Daha kaç Beyza daha kaç Bora ölecek? ( 16 yaşında hayatının baharında 103 Promil alkollü sürücü tarafından hayatından koparılan, arkadaşımın oğlu Bora Aşçılar)

Bu ülkede ne zaman doğru düzgün bir trafik eğitimi, trafik cezaları gelecek?

Ne zaman bizden başkalarının da yollarda, sokaklarda olabileceğini düşünen sürücüler gelecek?

Alkollü, kontrolsüz araç kullananlar ne zaman ‘Bilinçli’ işlediği cinayetten yargılanacak?

Ben sadece başsağlığı dilemiyorum. Bu konuda bir şey yapmayan ‘sadece kaza’ deyip olayı unutturan yetkililere hakkımı helal etmiyorum!

‘Allah Beyza’nın anne ve babasına sabır versin’ diyebiliyorum çünkü biz ne yazarsak yazalım, ne yaparsak yapalım onların içindeki ateşi söndürmeyecek!

Bu işin başında olan insanlar da kendilerini o anne babanın yerine koymadıkça bu işlere bir çözüm gelmeyecek ve bizler daha çok siyah zeminde koca puntolarla sanki marifetmiş gibi  ‘BAŞSAĞLIĞI’ mesajları yazacağız….