O OLMASAYDI, OLMAZDIK !…
ONUR GECEM; “MESLEKTE ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ”…
Hayatımda aldığım en önemli ödüllerden biriydi…
Tam bir yıl oldu o unutulmaz geceyi yaşayalı…
Ataşehir Rotary Kulüp tarafından sayın Haldun Dormen ve sayın Betül Mardin ile birlikte layik görüldüğüm “2015-2016 Meslekte Üstün Başarı Ödülü”nü onur duyarak, beni ben yapan, başta annem, babam, eşim, kardeşim, ailem ve değerli emektar hocalarım olmak üzere tüm dostlarım ve okurlarım adına aldığım bu hayatımın ödülüne beni layık gören Ataşehir Rotary Kulübü‘ne, saygıdeğer Başkanları sayın Okan Gözütok şahsında bana gecenin finalinde sunduğum “Türk Pop Müziği Belgeseli”nde “Naftalinli Plakları ve görüntüleriyle eşlik eden Ataşehir Rotary Kulübü “Onursal Başkan”ı sayın Şeref Özcan‘a, destekleriyle beni mutlu kılan eski voleybolularımdan sayın Nilgün Ateş‘e ve oylarıyla bana bu mutluluğu yaşatan tüm üyelere bir kez daha teşekkür ediyorum…
Bu ödül yolumu daha da aydınlattı, gücüme güç kattı, sorumluluğumu katladı…
Geceye teşrifleriyle beni bahtiyar eden, Voleybol Federasyonu sembol Başkanı sayın Erol Ünal Karabıyık‘a, Galatasaray Kulübü’nün geleceğin başkanı olarak görülen kadim dostum sayın Turgay Kıran‘a, Voleybol Vakfı kurucularından eski voleybolcu ağabeyim sayın Tekin Demirtaş‘a, Voleybol Federasyonu eski Merkez Hakem Komitesi Başkanı kadim dostum Aydın Öztürk‘e, değerli kardeşim Gökhan Saygı‘ya, çiçekleri ve telgraflarıyla beni bahtiyar kılan CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçtaroğlu‘na, voleybolumuzun gene unutulmaz sembol Başkanlarından sayın Naci Bayamlıoğlu ve zarif eşi sayın Oya Bayamlıoğlu‘na, voleybol camiamdan, mezun olduğum Saint Michel Lisesi’nden arkadaşlarım ve kardeşlerime, sanatçı dostlarıma, spor ve müzik yazarları dostlarıma, sevenlerime, okurlarıma bu çok özel gece için beni kutlayanlara en ulvi ve içten duygularımla bir kez daha teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum…
FACEBOOK SAYFAMDA BEĞENİ REKORU…
Facebook saymış da saymış… Ve sonunda paylaşımlarım rekor sayıda “Beğen” almış… Teşekkürler “Beğen”enlere…
CEM ZEREN’İN LİG STATÜSÜ HAKKINDA GÖRÜŞLERİ…
Türk voleybolunun sıkı takipçisi Cem Zeren, 2 haziranda “EFELER VE SULTANLAR LİGİ İÇİN STATÜ ÖNERİM…” https://evoleybol.com/2017/06/02/efeler-ve-sultanlar-ligi-icin-statu-onerim-hasan-ugur-epirden/ başlıklı yazıma sadece sağda solda dedikodu bazında eleştirilerle bilgiçlik taslayıp, bir şey üretip, ortaya koyup paylaşmayanların / paylaşamayanların (!) aksine, önemseyip, duyarlılık göstererek vakit ayırıp ek önerilerde bulunmuş…
Kendisine teşekkür ediyor, aynen yayınlıyorum…
“Benzer bir öneriyi yıllar önce Federasyona göndermiştim. Geçtiğimiz günlerde de bir yorumda Facebook’ta tekrar bahsetmiştim. Şu anda normal sezon 11X2=22 hafta sürüyor. Ardından yaklaşık 3 hafta süren final grubu karşılaşmaları. Benim önerim şu şekilde idi: Bir yıl önceki başarılarına göre serpantin sistemi ile oluşturulmuş 8 takımlı 2 grupta mücadele başlar. Çift devreli oynanır. (14 hafta) İki grupta ilk dörde giren 8 takım üst grubu, son dörde giren 8 takım alt grubu oluşturur. İlk gruplarında sadece kendi aralarında oynadıkları maçlardan aldıkları puanları üst ve alt gruplara taşırlar. Diğer gruptan gelen 4 takımla 2 devreli karşılaşırlar. (8 hafta) 14+8=22 hafta. Normal sezon yine 22 haftada biter ve özellikle son 8 haftasında çok çekişmeli ve denk güçlerin karşılaşmaları oynanır. Alt grubun lideri Balkan Kupası’na gider. Son 2 takımı düşer, 6 ve 7.si 1. ligin 3 ve 4.sü ile ligte kalmak için baraj maçı oynar. Üst ligin ilk dördü, önce 4.nün sahasında, sonra 3, sonra 2. ve sonra 1.nin sahasında olmak üzere her biri 3 gün süren 4 takımlı 4 turnuva oynar. Turnuvalar arası 1 gün boş geçilir. Aralar 1 gün olursa 15 günde, 2 gün olursa 18 günde final etabı da biter. Final etabına kalan 4 takımın normal sezonda birbiriyle oynadıkları karşılaşmalardan aldıkları puanlar da (toplam 36 puan) final etabına taşınır. Bu sayede ligde normal sezonda güçlü takımların birbiriyle oynadıkları o iki maça da anlam katılmış olunur. Final etabında da 72 puan dağıtılacak. Ligin adının Sultanlar Ligi olmasına da karşıyım, o ayrı konu. Devamlı isim değiştirdikleri Türkiye Kupası’nın da en üst iki ligin tüm takımlarının katılımıyla ön elemesinin eskiden olduğu gibi ligler başlamadan, final etabının da yabancı oyuncuların genelde ülkelerine gittiği ve sıkışık sezon yaşamamıza rağmen boş geçilen Noel zamanı yapılması görüşündeyim. Ocak’ın ilk haftası ulusal takımların kıta elemeleri oynandığı için yabancı oyucular ya ulusal takımları ile kampta ya da tatildeler. Takımlarımız, Avrupa kupalarında yabancı sınırlaması olmaksızın, ligde de 3 yabancı sınırlaması ile oynuyorlar. Türkiye Kupası’nın da da sadece Türk oyunculara yer verilerek yapılması hem fikstürden zaman çalmaz, hem sezon boyunca forma şansı çok az almış bazı oyuncuları görme şansı yaratır, hem yerli oyunculara öncelik veren kulüpler kısmen de olsa ödüllendirilmiş olur, hem farklı bir kulvarda mücadele izlemiş oluruz, hem kupanın adına yakışır bir statü ile oynanır, hem de sıkışık kış takviminde boş geçen bir hafta değerlendirilmiş olur…”
EVOLEYBOL.COM 