Bir kâbusla uyandım bu sabah. Nereden çıktıysa uzun zamandır görmediğim eski sevgilimi gördüm rüyamda.
Birbirimizi sevdiğimizi düşündüğüm, mutlu olduğum zamanlardaki gibiydik. Arabamızda, papatya ve gelinciklerle dolu bir vadide kıvrılarak giden ince bir yolda birbirimize sevgiyle bakarak gidiyorduk. Sonra aniden karşımıza bir kamyon çıktı. Birinci kamyondan zorlukla sıyrıldık, sonra bir ikincisi, üçüncüsü derken taşlarla dolu şarampole yuvarlanıyoruz. ‘Hayırr!!’ diye bağırarak uyandım. Allahtan ev ahalisi yok ve bu bağırtı ile sadece kendimi korkutmuştum. Uzanıp saate baktım. Sabah 08 civarıydı. Oysa bu gün Pazar ve gece geç uyuduğum için en azından öğlen saatlerine kadar uyumayı planlamıştım.
Ama yapacak bir şey yoktu ve artık uyanmıştım.Yatakta oturdum. Eski mutlu günlerimizi, gezdiğim yerleri düşündüm.
Hüzünlendim.
Telefonuma gelen mesajlara, bildirimlere bakarken bir arkadaşımın sayfasında bu gün saat 08:00 da Türkiye- İtalya Voleybol maçı olduğunu gördüm. Maç ‘S sport’ adlı kanaldaymış. Ankara’da yapılan 2017 Grand Prix maçlarında sunucu ve yorumculara gelen şikâyetlerden dolayı mı TRT ikinci ayağı yayınlamaktan vazgeçti bilemiyorum. İnternetten kanalı izlemek için araştırmalara başladım. Nitekim bir bağlantı buldum ama bulduğum bağlantı da donup duruyordu. Keyfim kaçtı.
Guidetti ne konuşuyor??
Skoru gördüğümde daha da keyfim kaçtı zaten. Arada 10 sayı fark vardı. İlk set 25-13 bitti. Dünyaca Ünlü antrenörümüz Guidetti oyuncu değiştiriyor olmuyor, mola alıyor, çıldırıyor, konuştukça konuşuyor ama tün bunları ‘İngilizce!’ yapıyordu. Ben ki İngilizce konusunda bu kadar iddialıyım ama sayın Guidetti’in o sinir ve kızgınlıkla söylediği kelimeleri anlamıyordum. Kaldı ki doğru düzgün okula dahi gitmeyen, pek bir şey okumayan voleybolcu kızlarımız ne kadarını anlıyorlar bilemiyorum. ( 9 yıldır Türkiye’de yaşayan ve bir Türk ile evli olan Guidetti’nin hala Türkçeyi doğru düzgün öğrenmemiş olması ayrı bir soru işareti. Ben 1 yıl çalıştığım Sudan’da Arapça öğrenmiştim. Demek ki önemsememiş veya üstüne düşmemiş)
İkinci sette biraz kıpırdandık ama o da 25-20 bitti.
Üçüncü set tam bir trajediydi. ‘Voleybolsever halk’ın tabiri ile İtalyanlar topu kafamıza kafamıza vurdular. 1.90 cm boyundaki Egonu, 1.96 lık Chirichella, Eşi İle Antalya’da kebap keyfi yapan Kübra Akman’ın yokluğundan – Oysa brezilya, italya ilk ayaktaki kadrolarını korumuşlardı- istifade kısa kalan bloğumuzun üzerinden üzerinden acımasızca, topu adeta parkeleri delmek istercesine vurdular. O kadar hırslıydılar ki. 3. sette durum 21-11 İtalya lehine iken bile Handenin hücumuna atlayıp zıplıyorlardı. Durum 22-12 olduğunda Guidetti yine mola aldı ve kısa bir şeyler söyledi ama İngilizce konuştuğu kelimeleri yine anlayamadım. Sahi yardımcılar Ataman Güneyligil ve Dehrican hoca neredeydi? Sahi siz hiç Dehrican Hoca’nın bir kelime konuştuğunu duydunuz mu??
Netice de Set 25-14 bitti..
Evet Guidettiyi biz istedik. Evet yeni bir takım deniyoruz. Ama böyle mi olmalıydı bilemiyorum. Biz 27-28 yaşlarında oyuncuları ‘genç’miş gibi yeni yeni keşfediyoruz. Kısa smaçörlerden, 1.83 lik orta oyunculardan, kısa pasörlerden medet umuyoruz.
Bu sabah kabusla uyanmıştım. Kabus İtalya maçı ile devam etti. Sırplar, Amerikalılar, Çinliler, İtalyanlar arka arkaya gelen kamyonlar gibi bize çarpıp şarampole yuvarladılar. Bunun da bir kabus olmasını ve ‘Hayırrr!!’ diye kalkıp uyanmayı istiyorum.
Yatakta oturdum. Eski mutlu günlerimizi, voleybolda ‘filenin sultanları’nın sahaya çıkıp İtalyanları, Brezilyalıları, Çinlileri tokatladığı o güzel günleri düşündüm
Hüzünlendim.