Geçtiğimiz günlerde yazdığım bir yazıma karşılık, e-voleybol sayfamızda aldığım eleştiriler arasında voleybolcu bir abimiz ile fikir ayrılığına düştüğümüzü farketmiştim. Bu konunun “satır arasında” tartışmak yerine, biraz daha geniş aralıklı fikir paylaşımında olması gerektiğini söyleyen, doktorumuz Sayın Deniz Arslan’ın tavsiyesine uyarak, bu yazıyı siz voleybo paylaşmak istedim.
“Fikir fikirden üstündür” diye boşuna dememişler. Ben de herkesin fikrini söylemesi ile doğruya ulaşacağımızı inananlardan biri olarak, düşüncelerimi aktarmaya gayret edeyim o halde…
Değerli takipçiler; konumuz ilk değil, son da olmayacak. Öncelikle onu belirteyim ve yazıma giriş yapayım. Milli takımda oynayan oyuncularımızdan istediğimiz performansı göremediğimizi belirtip, Üst Liglerde YERLİ ve MİLLİ OYUNCU oynatmak ile YABANCI OYUNCU oynatmak arasındaki bazı olumlu-olumsuz fikirlerimizi çarpıştıralım istedim.
“Kulüpler ile milli takımlarda oynayan aynı oyuncuların performasları niçin farklı olur?
Kendi kulübünde kendini yırtarcasına oynayan oyuncular milli takımda bu oyunlarını niye oynayamaz acaba?” diyerek konuya giriş yapalım ve cevapları bulmaya çalışalım…Pek çok nedeni vardır tabii ki; ilk akla gelenlerden bazılarını sayalım o halde…
-Kendi (pasörü-smaçörü) ile oynamadığı için
-Farklı antrenör ve antrenman teknikleri ile antrenman yapmadığı için,
-Herşeyi ile farklı bir ortamda bulunduğu için,
-Psikolojik olarak,duygusal olarak,maddi olarak gibi gibi,farklı dış ve iç güçleri yönetemediği için…
Bunları daha da artırmak mümkün.hem de çook mümkün…
Şimdi farklı bir bakış açısı ile bakalım bir de…Kendi kulübünde belirli haftalarda sadece ilk altıda oynayan ama genelde yabancı bir oyuncunun arkasında yedek bekleyen, Milli takım oyuncularımızdan aynı performansı nasıl bekleyeceğiz?
Öyle değil mi?
Sezon başladığında “ben ilk 6 da kesin oynarım” diyen yerli oyuncumuza alternatif olarak yabancı bir oyuncu transfer edildi ve antrenör de yabancı olduğu için,sizin yerinize ilk olarak ona şans verdi.. veyahut verdirildi!
-Siz olsanız bu yerli oyuncunun yerinde ne yapardınız?
-Antrenörün şans verdiği –yabancı oyuncu için- şansı almak için, daha fazla mı çalışırdınız, yoksa küserek başka bir takıma mı gitmeyi yeğlerdiniz? Yoksa bir üçüncü alternatif olarak “abicim,paramı alırım,yatarım bu sezon” mu derdiniz?
Haksızlık yapmayalım. Biliyorum ki üst liglerde menejerler ile dönen bir takım ayak oyunlarına uyan antrenörler var ( maalesef, şike gibi bunların da kesin delilleri olmasa da, bunları cümle alem biliyor!) ama bu yakıştırmaya uymayan antrenörlerimizin daha çok olduğunu da biliyoruz..
Hemen alınmayalım lütfen…
Ben “daha çok çalışır, performansımı yükselterek yabancı oyuncunun elinden bu formayı kaparım” diyen, yerli oyuncu yetiştiren antrenörlerden ve oyunculardan yanayım ama bunu yapan ve yapmasını azmettiren yerli antrenör kaç tane çıkar acaba? Hadi bir özeleştiri yapalım.
15-18 yaş arasında ki, U MİLLİ Takımlarımızın aldığı başarıların arkasında ki antrenör arkadaşlarımızın ne kadar özveri ile çalıştığını biliyoruz. Peki oyuncularımız 19-20 yaşından sonra niçin lig takımlarında aynı performanslarını devam ettiremiyor? SÜRDÜREBİLİR ve DEVAMLI BAŞARI NİÇİN YOK? Neden birkaç şampiyonluk ve madalyadan sonra azmimizi ve enerjimizi kaybeden oyuncular yetiştiriyoruz veya onların devamlılığını sürekli halde tutamıyoruz? Yabancı oyuncularda gözlemlediğim en önemli fark yaratan kriter budur.
Bence, değerli baş antrenör arkadaşlarımızın ve teknik destek veren diğer antrenör arkadaşlarımızın esas bu konuda çalışmalar yapması gerekiyor.
Milli takımlar ayrı bir heyecan ve motivasyonun şekillendiği müsabakalar,her oyuncunun rüyasını şekillendiren maçlar olduğu kesin. Türk milli takımında oynamak herkese nasip olacak bir gurur değil ancak belli bir maç sayısından sonra sanki tek düzelik ve amaçsızlık hali almaya başladıysa, hemen o oyuncuları milli takım kadrosundan çıkaracaksınız değerli federasyon yetkilileri…hatta gerekirse antrenörleri de…
İşte burada yukarıda ki satır aralarındaki çalışma hedeflerimiz işin içine giriyor. Ben yabancı oyuncunun arkasında bekler, paramı alırım, milli takımda da oynarım zihniyeti olmayacak. Sizler yabancı oyuncunun performansından daha iyi olmak için elinizden geleni yapacaksınız.
Dünya çapında tanınan “star”yabancı oyuncular için ayrı bir paragraf açmak gerekir tabii ki ama ben şu anda gerek Sultanlar, gerekse Efeler liginde bu tanıma uyan 3-4 oyuncunun ismini sayarım. Gerisi vasat veya emekli zamanı gelmiş (menejer kazığı) oyunculardır.
O halde bizim yerli oyuncularımızı ilk 6 için engelleyen yok! Sadece kendileri çalışmayarak kendilerini engelliyor.
Sporcunun hayatı, spor ile iç içe geçer, farklı lokasyonlarda, farklı hobiler veya kendilerine yakışmayan alışkanlıklar ile devam etmez. Büyükşehirler de arkadaşlıklar onları rezil de eder, vezir de…Baba ocağından ayrı yaşamak, profesyonel oyuncu olmak için sadece “stabil” antrenmanlar yapmakla, doğuştan gelen yeteneklere sahip olmakla gelişmediği gibi sizi bir anda bitirir.
Genç Arkadaşlarım;
.Hepinizin geçtiği bu salonlardan, sizden öncekiler de geldi geçti ama sevilen ile başarılı olan hep farklı oldu. Hem sevilen hem başarılı olanlar ise “STAR” oldu…Unutmayın lütfen;
BAŞARI, YENİLİNCE TÜKENMEZ, PES EDİNCE BİTER…BAŞARI GERÇEKLEŞMEZ,YARATILIR…
Sağlıcakla Kalın