Bu hafta itibariyle liglerin yarısına gelmiş görünüyoruz. Her sene yaptığımız gibi, yine ara değerlendirme yaparak, genel bir foto çekelim bakalım. Bildiğimiz ve yaşadığımız en önemli gerçek maalesef “covıd-19” hastalığı…Tüm takımlar bununla mücadele etmekten, lig maçlarına tam olarak konsantrasyonlarını veremiyor, hal böyle olunca zaman zaman sürprizler oluyor ama yine de benim beklentimden az olmakta.
EFELER LİGİ;
Fenerbahçe; geçen seneden kalan istikrarını devam ettiren nadir takımlardan birisi. Şu ana dek sürprizlere pek geçit vermeden ligin en tepesinde. 4 numaralı Smaçörü Hidalgo’nun güvencesi ve pasör Ulaş ile yine şampiyonluğun en güçlü adaylarından. Sakatlıklar harici farklı şeyler olmazsa, istekleri ile EFE olmaya en yakın takım, bence.
Arkas; aynı Fenerbahçe gibi senenin en formda ekiplerinden. En önemli pasör çaprazlarını İtalya’ya gönderse de, takım olarak istikrarlı voleybol oyunundan kopmadan yoluna devam ediyor. Tabii ki şampiyonluğun adaylarından ancak (bana göre) tecrübesiz pasör çaprazları ile nihayi zafer zor gözüküyor. Final oynarlarsa şaşırmam.
Galatasaray; kaptanı ve pasör Selçuk’un ve Barutay’ın performansına bağlı olarak ilerliyor olsa da, zaman zaman takımdaki genel düşük performanslara çare üretemiyor. Şampiyonluk için aday olduklarını biliyorlar ancak inançları yok gibi gözüküyor. Beni yanıltırlar mı bilemiyorum?
Halkbank; geçtiğimiz senenin moralsizliği aynen devam ediyor. Bu takımın en önemli eksiği bana göre takımı ateşleyecek bir lider karakter oyuncu eksikliği…Hernandez ile oyunda sayı avantajını elde etseler de, diğer oyuncuların vasat performası takımı çok etkiliyor. Bu sene de(sürpriz olmazsa) şampiyonluk zor gözüküyor.
Spor Toto; bu sene başında ligin sürpriz ve sonuçları ile etkili bir takımı olacağına inandığım takımlardan dı…ama biraz yanıldım gibi, ilk yarı itibariyle. Pasörlerden özellikle “Oğulcan”ın daha iyi olmasını bekliyorum bundan sonrası için. Bu sene ligimizin en yıldız transferi olan “Wallece de Souza”nın ilk haftalardan beri yükselen performansına diğer takım arkadaşları uyum sağlayamadı desek yalan olmaz. Seyircisiz oynanan maçlarda,Wallece’ın canlı performansını seyredememek de çok büyük şanssızlık olsa gerek…Sonuç ta bu sene böyle geçer gider, Toto yatar gibi !
Tokat Bld.Plevne; geçen seneden beri,maddi olanaksızlıklar ile canı sıkılan Tokat’lılar için,bu sene ki yürekten oynadığı ve sürpriz galibiyetler alarak geldiği bu aşama çok sevindirmeli.Yeni genç teknik direktörü ve ekibini kutlamak gerekir.Voleybolun yaşadığı kent olarak,ligimizde her zaman olmasını arzu etmekteyim.İnşallah ekonomi ile paralel kötü günler yaşamazlar.

Altekma; ligin başında yaptığım kısa bir tahmin yazımda,busenenin en sürpriz sonuçlarına açık takım demiştim ve ilk yarı sonunda beni yanıltmadılar J İlk sene olsa da,özellikle kulübbaşkanından tüm idari kadrosu voleybol ile yoğrulmuş olduğu için,İzmir’den efeler ligine renk getirecek olması kadar,altyapısı ile de kalıcı ve devamlılığına inandığım bir voleybol düşüncesine sahip.Takip edeceğiz.
Ziraat Bank; bir takım düşünün ki, her sene transferleri ile gündemde kalsın ama bir türlü özlenen başarıyı getiremesin…desek,herhalde voleybol camiasında herkes “Ziraat” der, değil mi? Bu sene de değişmedi gibi bu gelenek. Tecrübeli pasör Aslan Ekşi ve Pasör çaprazı Termaat ile takımı güçlendirdiler ama şampiyonluk yarışında ki önemli rakiplerinden mağlubiyet aldılar. Şampiyonluk şansları henüz devam ediyor ancak işler ikinci yarıda zorlaşacak, hem de çok. Bakalım benim gibi voleybol severleri de şaşırtıp, şampiyon olacaklar mı?
Bursa Bld; yine bir hüzün şarkısı söylettiren takım. Sene başında ki yazımda da bahsettiğim gibi, her an her şeyi yapabilecek bir takım. Düşme korkusu ile play-off şansını bir arada yürütebilir. Yeni gelen teknik direktörü Nuri Şahin kardeşimizin işi zor. Kendisi gibi oyuna agresif bir takım yapmasını diliyorum. Kaybetmesi halinde, Bursa gibi şehrin desteği eriyip gidebilir, önümüzdeki yıla..Aman dikkat !
Gelelim diğer Takımlara;
Önce ilçe takımlarının kısa bir değerlendirmesini yapalım…ardından da birkaç “haddimiz olmayarak” nasihatlerda bulunalım.
İlçe takımı ve Belediye destekli olmak çok avantajlı olsa da,ekonomik olarak zor, alınan kötü sonuçlara göre de risklidir. Voleybolu yaşatmak ile bu zamanda maddi anlamda doğru bütçeler yapmak arasında ince bir çizgi var. Geçmişte bir sene de apar topar gelip-giden takımları gördükçe, bu sözleri etmeden duramıyorum.
İnegöl Bld – Sorgun – Solhan – Haliliye –Afyon ve Arhavi Bld..
İşte yukarıda sözünü ettiğim nedenlerden dolayı, tabiri caizse “pamuk ipliğine bağlı” sonuçlardan geçmekteler. Benim gibi çok voleybol emekçisi ve sevdalısı antrenör arkadaşlarımın çok savunduğu bir tez olarak “Altyapısı olmayan, yaşayamaz”dedirten voleybol kulübü olmayın ne olur. Aklınızı ve fikrinizi cüzdanınıza sahip olarak kullanın. Sizi yönetecek dış güçlere(menejerler dahil) sakın el vermeyin. Geçici değil,kalıcı ve takım ruhuna sadık kalacak yeni oyuncular keşfedin.İdealist ama paracı olmayan teknik ekipler ile çalışın. Özellikle voleybolun tozunu yutmuş, terini düşmüşleri seçmeye çalışın.
Efeler ligi zordur, zenginler kulübü gibidir. Siz siz olun, gösterişsiz olun. Başkaları şu kadar harcıyor bizde harcayalım diyerek, gününüzü kurtardım derken,geleceğinizi kaybetmeyin. Belediye destekli olmak,kaynakların sınırsız kullanılması değil tam aksine “Alt yapılarınızın” sınırsız olması demektir. Lütfen bunu unutmayın ve bu yönde kaynaklarınızı kullanın, yoksa İstanbul B.Bld gibi bir anda elinizi eteğinizi çeken iktidar dan dolayı,sudan çıkmış kediye dönersiniz ! İşte size çok yakın tarih den bir örnek.
Bu arada, özellikle Solhan, Sorgun ile Arhavi ve Haliliye’ye bu ligde oldukları için ne kadar teşekkür etsek azdır. Bulundukları bölge coğrafyası nedeniyle, Voleybol’u geniş kitlelere sevdirdikleri ve heyecanını yaşattıkları için aldıkları bu yüksek sorumluluğun daha güzel yerlere taşımalarını,yerel oyunculara kucak açmalarını,centilmen davranışlarıyla da(geçen hafta nahoş bir olay oldu,maalesef) örnek olmalarını diliyorum.
Şimdilik bu kadar, değerli voleybolseverler..
Sultanlar Ligimiz için,daha sonra genel bir değerlendirme yapabilirim belki ancak herkes Sultanlar ligimizi gerektiğinden fazla konuşup, değerlendirmeleri yapmakta.Eh ne de olsa, Avrupa’nın en gözde ligi değil mi? Yoksa değil mi?
Sağlıcakla Kalın