Türkiye’nin Uluslararası arenada takım sporlarında en başarılı olduğu spor dalı tartışmasız Kadın Voleybol; bunu zaman zaman Erkek – Kadın Basketbol, Tekerlekli Sandalye Basketbol ve Masa Tenisi zorlasa da, kadın Voleybolunun elde ettiği istikrarlı başarıya ulaşmalarına pek imkan yok gibi gözüküyor.
Özellikle Hidayet Türkoğlu’nun Federasyon Başkanlığı döneminde Türk Basketbolu kulüp düzeyinde ciddi bir düşüş trendine girmiş durumda; Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes’in, kendi organizasyonlarından kaynaklanan başarıları, şu an için çöküşü engelliyor.
Geçen sezon Euroleague’den sonra Avrupa’nın en prestijli kupası olan Euro Cup’u Darüşşafaka kazanmış, Galatasaray da son 16’ya yükselmişti, bu sezon 3 takımız da son 16’ya yükselme başarısı gösteremediler.
Geride bıraktığımız hafta Salı akşamı Beşiktaş; kendi sahasında, Nanterre karşısında 9 sayıyla kaybettiği ilk maçın rövanşında da kaybederek, Çarşamba akşamı da Banvit, Bandırma’da Bamberg karşısında, 2 sayıyla kaybettiği ilk maçın rövanşında da kaybederek Şampiyonlar Liginden elenmişti. Böylece 2 numaralı kupa diyebileceğimiz Euro Cup’taki büyük başarısızlıktan sonra, 3 numaralı kupada da çeyrek finale hiçbir takımımızı sokamadık.
Kadınlar Euroleague’de uzun bir süre sonra Final-Four’da bu sezon herhangi bir Türk takımı mücadele etmeyecek. 2016-17’de yarı finaldeki 4 takımın hepsinin Türk takımı olduğu ve Yakın Doğu Üniversitesi’nin şampiyon tamamladığı sezonun ardından, geçen sezon da Galatsaray’ın şampiyon olduğu Kadınlar Euro Cup’ta ise bu sezon çeyrek finale sadece tek takımımız yükselmeyi başarmıştı. O takımımız Çukurova da Perşembe akşamı sahasında, ilk maçı deplasmanda 4 sayı farkla kazandığı Familia Schio karşısında 8 sayı ile kaybederek, bu sezonluk Avrupa macerasını tamamlamıştı.
Sezon başında kapanan, ligden çekilen kulüpler sebebiyle alelacele Bahçeşehir Koleji’nin lige davet edilmesi, daha sonra Trabzonspor’un da basketbol şubesini kapatarak, ligden çekilmesiyle 15 takıma düşen Basketbol Süper Ligi; çok değil 1-2 yıl önce İspanya Ligiyle beraber sahip olduğu, Avrupa’nın en iyi ligi olma özelliğini kaybetmiş durumda. Kadınlar Süper Liginde ise Kırçiçeği Bodrum ve İstanbul Üniversitesi’nin kümeye düşeceğini sezon başından beri cümle alem biliyor, bu zayıf kadroların birbirlerine karşı oynadıkları maçlar dışında bırakın galibiyet almalarını, 1-2 takım hariç 10 sayı altında maç bitirme şansları bile neredeyse yok.
Türk Basketbolunun mabedi Abdi İpekçi’yi yıkan icraacı TBF Başkanı, bir yerlere hoş görünmek için NBA yönetimine akıl verene kadar, hiç değilse en üst seviye liglerimize biraz çeki düzen vermeye kafa yormalı. En azından lige katılan takımlardan teminat alınıp, TVF’nin Jeopar Kula Belediyesi’ni ligde öyle ya da böyle oynatmayı başarmasını kendisine örnek almalı.
Kadınlar Voleybol Şampiyonlar Ligine gelecek olursak; bu sezon da takımlarımız kupaya damga vuruyor; Fenerbahçe ve Vakıfbank CEV Şampiyonlar liginde yarı finale çıktılar.
Erkekler CEV Cup’ta Galatasaray Trentino ile müthiş bir final oynadı, 2-0 öne de geçti ama o alması gereken bir seti alamayınca kaybettti. Kadınlar Challenge Cup’ta ise Aydın Büyükşehir Belediye takımlarımız bir diğer İtalyan takımı Monza ile karşılaştı ve finalde kaybedip ikinci oldu.
Basketbolumuz kulüp seviyesinde yaprak dökmeye devam etse de, neyse ki voleybolumuz hala yeşil.