ORADA BİR KÖY VAR UZAKTA PEKİ O KÖYDE NELER OLDU??

Hikaye bu ya; Büyükşehirlerin birinde büyümüş, orta öğrenim okullarında okumuş, aynı zamanda VOLEYBOL oynamışsın. Oynadığın okul takımından sonra semtinin voleybol kulübünde de lisanslı voleybolcu olmuşsun. Üniversiteyi  girişte yüksek puan alamasan da, yeteneğin ile Beden Eğitimi  ve Spor Yüksek Okulunu girip, orada da Voleybol ile haşır neşir olduktan sonra, diplomanı da almışsın. Hayallerini öğretmen olmanın yanı sıra bir kulüpte Voleybol takımı antrenörü olarak, bölgesel veya Türkiye çapında başarıya ulaşmak yatıyor.

Meşhur KPSS Sınavını atlatıp, şanslı bir kura  ile ANADOLU’nun BOZKIRl’arında bulunan, nüfusu 100 binleri anca geçen bir İl’in  küçük bir İlçesine atanmışsın.

Kalbin Voleybol topunun çevresi kadar heyecanla atıyor. Hemen okulda yetenekli çocukları seçip antrenmanlara başladın. Bu sırada İlçenin ileri gelen bir Esnafı ve arkadaşlarının kurdukları bir “Amatör Spor Kulübünün” Antrenörü olma teklifi geliyor. Koşa koşa ‘tamam’ diyorsun.

Bir Salon var okulda. 1980’lerden kalma parkeler.. fark etmez!  Her gün sabah gelir gelmez paspası eline alıp, bir parça mazot veya gaz yağına bulaştırıp, pırıl pırıl cilalar gibi temizliyorsun. Akşama kadar 3-4 saat elinde, “Kendi icadın voleybol aparatları” ile bu VOLEYBOL AŞKI ile yanıp tutuşan çocuklara ve gençlere antrenmanlar yaptırıyorsun..

Her şey güzel gidiyor..

Derken Bölgesel Turnuvalar başlıyor.. Hooop, kendini geleceğe ümitle bakan bir Antrenör-Öğretmen olarak görmeye başlıyorsun.

Bunlar yerel bir Lig’de mücadele eden bir başka “Güzide Kulüp” yöneticisinin dikkatini çekiyor, ”Bizim takımın başında Coach olarak bizi Lig’de temsil et” diyorlar. Okuldaki Beden Eğitimi öğretmenliğine, bir de Profesyonel Antrenörlük eklendi!. Günün neredeyse 16-18 saati VOLEYBOL İLE İÇ İÇE geçmekte..

Maddiyatta gözün yok, devlet maaşını veriyor. Kulüp başkanı ise, eh işte !.. Ara sıra bir şeyler eline tutuşturur gibi..Bir kaç kere de akşam yemeğinde, o yörenin bilinen güzel mekanında yemek ısmarlıyorlar..YETER de ARTAR BİLE !  (Neyse şimdi  konumuz bu değil.)

Maçlar ile birlikte, hem okul sporlarında hem de kulübün müsabakalarında sorunlar başladı..Bir şeyler istediğin gibi gitmiyor gibi..sanki..

Sen Bir takım sıkıntılar yaşıyorsun ama bunları ilettiğin Federasyon yetkilisi veya temsilcisi, sorunlarına bir türlü çözüm üretemiyor..Ama sana destek verdiğini her fırsatta dile getiriyor!

Senin kulüp takımın başarılar elde ettikçe, yerel basın nedense senden çok kulübün başkanının demeçlerine yer veriyor..Sen deplasmanlara giderken, cebinden verdiğin paralar ile, kulübün yükünü çekiyorsun, yetmiyor sporcularının her türlü derdine derman oluyorsun ama kulüp başkanının her gün büyük puntalarla “Şöyle şampiyon olacağız, böyle ses getireceğiz” demeçlerini görüyorsun !

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de seninle aynı şartlarda olmayan “Büyükşehir Belediyelerinden veya kurumlardan destekli Güçlü Kulüpler” ile aynı grupta veya Şampiyonluk yarışında bulunuyorsun. Falanca kulübün filanca siyasetçi akrabası bir telefon ile hiç beklemediğin bir yerde karşına çıkıyor.. Gittiğin şehir de, gözünün önündeki pozisyonları görmek istemeyen Hakemler ile sözlü tartışmaya girmek üzereyken, taraftarların “ağıza alınmayacak küfürleri veya tehditleri” ne maruz kalıyor, sahada ki oyuncularının bu psikoloji ile yenildiğini, için cızz ederek seyrediyorsun..

Maç bitiminde Güvenlik güçleri diye 1 Polisin eşliğinde salonu değil,o ilçeyi terk ettiğine seviniyorsun !

Bunları yaşadığını anlattığın ama bir türlü cevap veya çözüm alamadığın bir Federasyon yetkilisi veya gözlemcisini geçerek ‘Ben daha üstüne derdimi anlatayım bari, diyorsun…

Nafile ..

Her yer Kapı-Duvar..

Yazdığın maillere veya gönderilerine cevap yerine, bulunduğun yerin yetkilisine seni yönlendirip duruyorlar..Velhasıl “VOLEYBOL TOPUNUN DUVARA VURUP, TEKRAR SANA GELMESİ GİBİ” SORUNLARIN habire SANA GERİ TEPİYOR..1 Yıl..2 Yıl..3 Yıl..

Sende İNSANSIN ama..SABRIN TAŞIYOR, bıkıyorsun, yılıyorsun, sinirleniyorsun. Sonra bir bakıyorsun ki, herkes MEMNUN BU ÇARKIFELEKten..”Eh o zaman bende ÇARKI ÇEVİREYİM.. BELKİ BANA da ŞANS BİR GÜN GÜLER” diyorsun..Ama O BİR GÜN BİR TÜRLÜ GELMİYOR.. GELEMİYOR.. GÜLEMİYORSUN.. Ama OLAN SANA OLMUYOR..O VOLEYBOL SEVDALI YÜREĞİNDEKİ, YETİŞTİRECEĞİN ÇOCUKLARIN HAYALLERİNE OLUYOR..

Yine bir Ders yılı başlangıcında, sen; okulun salonunda üzerindeki eşofman ile adımlarını atarken, bir öğrenci yanına geliyor.. ‘Hocam, ne zaman Okul Voleybol takımı ile Kupa kazanacağız?” diye sorduğunda, ”SENEYE İNŞALLAH..SENEYE ” diyerek, salonun en köşesindeki  paspasa gözün kayıyor.

NE KADAR UZAKTA..diyerek, salondaki odana başın önünde giderken, ağzından ‘‘ORADA BİR KÖY VAR UZAKTA, GİTMESEN DE..GÖRMESEN DE..GÖRME,GÖRME ARTIK!” diye mısralar dökülüyor.

Nasıl HİKAYE ama?  Ben sanki bir yerlerden tanıyor gibiyim diyorsanız..Hadi o Paspası tekrar elimize alıp, bu öğretmene YARDIM EDELİM..ORADA BİR VOLEYBOL EMEKÇİSİ VAR..GİTMESEK de..GİDELİM ARTIK..GÖRMESEK de..GÖRELİM ARTIK..SORUNLARI ÇÖZELİM ARTIK..

Sağlıcakla Kalın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s