Ülkemizde 4-5 milyon Suriyeli, 2-3 milyon Afgan, İranlı, Iraklı, Türki Cumhuriyetlerinden, Gürcü, Belaruslu, Makedon ve bir çok Afrika ülkelerinden göçmenler var.
Çoğu da ipsiz sapsız, kendi ülkelerinde bir işin ucunda tutanlar değil. Yavaş yavaş, birer birer vatandaş da oluyorlar. Bize bir faydaları olacak mı? İleride göreceğiz bakalım.
Dün akşam Fenerbahçe Opet- Eczacıbaşı Vitra maçını izlerken iki pasör çaprazının savaşının ortasında hissettim kendimi adeta. Eczacıbaşı Vitra’dan Boskovic 29 sayı, Fenerbahçe OPET’ ten Kübalı Vargas 26 sayı alarak takımlarının en skoreri oldular.
Boskovic’i daha küçük bir kız çocuğuyken Türk oyuncu yapma şansımız varken Galatasaray’ın o dönemdeki voleybol şube yöneticilerinin ihmalkarlığı nedeniyle elden kaçırmıştık. https://evoleybol.com/2018/10/21/boskovici-kim-kacirdi/
Fenerbahçe ve Türkiye Voleybol Federasyonu yetkililerinin ne yapıp edip 16 Ekim 1999 doğumlu ( 19 yaşında) Kübalı bu genç oyuncuyu, mutlaka Türk Vatandaşı yapmaları lazım.
Hepimizin de yakından takil ettiği gibi, Milli takımımızda Neslihan Demir’den sonra Pasör çaprazı mevkisini dolduracak bir oyuncu olmadı. Meryem Boz zaman zaman parladı ama istikrarı yakalayamadı. Polen Uslupehlivan da Fenerbahçe’de bir türlü kadroya giremiyor. Ebrar Karakurt son Dünya Şampiyonasında iyiydi. Ancak o mevkide Vargas gibi güçlü bir oyuncunun da olması hem ikisi arasında bir mücadele yaratacak hem de birbirlerine alternatif olacaklar.
Türk Milli takımının önünde bu sene çok büyük iki sınav var; Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyat elemeleri.. Her ikisi de çok büyük prestij ve tanıtım olanağı olan bu turnuvalarda Voleybolumuzun daha fazla irtifa kaybetmemesi için mutlaka başarılı olmak zorundayız. Başarı demek yeni sponsorlar demek. Sponsor demek para demek. Para daha çok takım, daha çok oyuncuya imkan demek.
Türk Vatandaşlığına geçen bu kadar işsiz güçsüz, ipsiz sapsız milyonlar varken Vargas gibi Türkiye’ye katkı yapacak bir oyuncu fazlalık olmaz sanırım.
Ne dersiniz?
EVOLEYBOL.COM 