ECZACIBAŞI VE VAKIFBANK GENÇ OYUNCU MEZARLIĞI

Milli Takımlar Başantrenörü Guidetti ile 2017 de yaptığımız röportaj Facebook tarafından yeniden gündeme getirildi.

https://evoleybol.com/2017/05/26/guidetti-turkiyede-alt-yapidan-iyi-oyuncu-yetismiyor/

Evet Facebook öyle bir şey yaptı.

Ha neden yaptı, niçin yaptı, ne üzerine yaptı bilmiyorum. Ama sanırım iki gün önce yayınladığımız Bayram Dikmentepe hocamın röprotajı da aynı konuyu işlediği için bir bağlantı kurmuş olmalı.

https://evoleybol.com/2019/01/10/14191/

Guidettinin o yazısına iki kızı da voleybol oynayan Birol Kırtaş güzel bir yorum yapmış. Hazır söz alt yapılardan açılmışken bu konuyu bir kez daha gündeme getirmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ortada kaybolmuş, büyük bir yetenek var.

Buyrun, hep beraber Birol Kırtaş’ın yorumuna kulak verelim;”

Alt yapıdan oyuncu yetişmiyormuş. ‘98-99 doğumlu oyunculardan sonrası kıyamet’ demiştim. Sayın Gıidetti doğru söylemiş. Fakat; yine Vakıfbank’ın başında bulunduğu zamanlardaki, 1997 doğumlu 1.94 cm boyundaki Pasör çaprazı Pelin Aroğuz‘u sormak lazım Guidetti’ye..

Bu gencimiz bundan 4 sene öncesine kadar hem Türkiye de, hem de Avrupa ve Dünya da ortalığı kasıp kavuruyordu. Milli takımlarda oynadığı süre içerisinde, MVP ödüllerine ambargo koymuştu. Herkes “Yeni bir Neslihan doğuyor” demişti. İsmail Şahin Hocamız zamanında, formunun zirvesinde olan bu oyuncu, İsmail hocamız başka kulübe geçtikten sonra, yerine gelen idari kadro sorumluları, böyle değerli bir oyuncuyu iki sene içerisinde mahvettiler.

Fizik olarak ta gelişme çağında olan bu gencimiz, hafif balık etliydi. Herkes şimdi Eczacıbaşı’nda forma giyen yine 1997 doğumlu Hande’yi konuşuyor. Milli takımlarda birlikte görev yaptıkları maçların istatistiklerini çıkarsınlar da herkes görsün bilsin. Pelin Aroğuz oynadığı her Milli maç sonrası harikalar yaratıyor, Hande’yi çok fazla kimse bilmiyordu. Bu oyuncuya uygulamaya çalıştıkları diyet ve ağır antrenman programı sonucunda, Türkiye gelecekte 50 senede bir gelir denilen Neslihan gibi büyük yıldız oyuncu olacağına inanılan, bir oyuncudan olmuştur.

Vakıfbank ve Eczacıbaşı takımları Türk voleyboluna belki çok şey veriyorlar ama, inanın verdiklerinin çok fazlasını da götürüyorlar. Bu iki takımımız Avrupa ve Dünya Voleybolunda söz sahibi olmak istedikleri için, büyük paralar vererek yıldız oyuncular katıyorlar takımlarına. Alt yapıda da, yetişmiş oyuncuları yine takımlarına transfer ediyorlar. Fakat bu gençleri, takıma kesinlikle monte edemiyorlar, daha doğrusu etmiyorlar. Bu takımlarımız için, günlük başarı önemli. Bu nedenle de, her sene dünya kadar para yağdırıp, yıldız oyuncular katıyorlar bünyelerine. Sonrasında olan gençlere oluyor ve her iki kulüpte voleybolcu mezarlığı olarak anılıyor.

Senelerdir yazıyorum. Bizim genç kızlarımız voleybol için biçilmiş kaftan. Sadece şans verilsin. Onlara güvenilsin. “Ben de oynamıyorsa kimseye yar olmasın” mantığıyla veya “diğer takımlarda iyi oynadıkları zaman bana rakip olurlar, sonra yönetime ne cevap veririm?!”diye düşünen menajerlerden uzak tutulsunlar. Bu iki kulüp dediğim gibi Türk voleyboluna çok şey veriyorlar ama, geleceğimizi de çalıyorlar. Alt yapılarda Avrupa ve Dünya da söz sahibi ol, alt yapı yaşı bittikten sonra A takım düzeyinde oyuncumuz yetişmiyor olsun, böyle bir mantık var mı?.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s