Bilmeyenler için söyleyeyim, Şahsım 9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulun, 1985 mezunuyum. Voleybol branşında tezimi vererek, hiç kalmadan 8 Dönemde (4 Yılda), ortalama bir not ile, çok severek ama maalesef o günün zor ve zevkli koşullarında (başka bir yazı konusu olabilir!) okulu bitirdim. Öğretmenlik formasyon dersleri aldığımdan dolayı, hiç K.P.S.S gibi bir SAÇMA-SEÇME SINAVI ile sözde değerlendirilmedim. Ama Devlet memuru olmak için ÖĞRETMENLİK atamamı yaptırmadım. Çok istediysem de babamın o zamanlar sahibi olduğu bir Ticari İşletmede çalışma hayatına atıldım.
Neyse,kendimizi niye anlattık bu kadar onu açıklayalım;
Son yıllarda, tüm ülkede SPOR OKULU veya KULÜBÜ adı altında, genelde özel şahısların kurduğu TİCARİ İŞLETMELER aldı başını gidiyor veya GİDEMİYOR !
Basketbol veya Voleybol Federasyonlarımız Futbol kadar güçlü mali yapıya sahip değiller. Çünkü birlikten kuvvet doğar misali, Basketbol ve Voleybol kulüplerimizin mali yapıları ALLAHA EMANET !
Durum böyle olunca, bu kulüplerin zayıf mali yapıları sonucu Federasyonları da Futbol ile rekabet edemeyecek oranda güçsüz. Sadece ülkemiz için değil, Dünyada da durum böyle..
Gelelim VOLEYBOL penceresinden buna bakmaya.. Zayıf mali yapıları olan( Banka veya Belediyeler ile birkaç güçlü firma hariç) Liglerde ki Kulüplerimiz oyuncu tedarikleri için, herkesin bildiği gibi ya Transfer ederek ya da Altyapısından veya “Altyapı adı altında Spor Okulları”na yönelecekler. İşte burada işin içine sözünü ettiğim Spor Okulları giriyor. Diğer illeri çok bilmediğim için ben İZMİR ve çevresindeki Okullardan biraz bahsetmek istiyorum.
Aşama 1; Uyanık işadamı veya parası olan bir kişi ile tanıdık bir Voleybol sporcusu (BESYO mezunu olursa süper olur) birlikte bir salon kiralar. Hemen tanıdık camialara haber salınır, Sosyal mecrada biraz düzenli reklam ile ailelere cilalı laflar ederek “Çocuğunuzu şöyle Milli yapacağız, böyle tanınmış kulübe Transfer ettireceğiz” gibi cümleler ile hayal alemine alarak ( Aylık en az 150 ile 35O tl ) arasında AİDAT PEŞİNDE KOŞARlar.
Aşama 2; Belli bir sayıya ulaşınca, gelsin T-Shırt parası, gitsin Forma parası ile “Sizin Kızınızda çok iyi gelecek görüyoruz. Pasör olabilir.. Smaçör olacak ama şu menajere biraz destek olmanız lazım” gibi yalanlar ile HAYALLER POMPALANIR !
Aşama 3; Takımımız çok iyi gidiyor, bakın bu oyuncuyu “Filanca takımına vereceğiz, istediler” diyerek biraz daha UMUT YÜKLEMESİ yaparak, AİDAT Parasını sıcak tutma Projelerine DEVAM..
Aşama 4; “Sizin çocuğunuz çok iyi ama, maalesef bu Kulüpler sadece 1,85 cm olan Çocukları alıyor ya da bu Menajerler ile olmuyormuş, bizi de kandırıyorlar” diye ,diye SİZİN ÇOCUĞUNUZUN FİZİK ve PERFORMANS YÜKSELME YAŞI GEÇİYOR..Bir bakıyorsunuz bir gün çocuğunuz size gelerek “Babacım ben artık o Spor okuluna gitmek istemiyorum veya o minik takımda oynamayacağım” “Arkadaşım, filanca takımda oynuyor ben başaramadım!” diye sizi HAYALERİNİZ ile BAŞ BAŞA BIRAKIR..
Aşama 5; Çocuğunuzu o Spor Okulu veya Altyapı kulübünden ayırır ayırmaz, hemen bir Psikolog Doktor ile irtibat kurar ( Bunu herkes yapamaz ama bence doğrusu), ‘Ne olacak benim Çocuğumun Hali? Doktorcuğum diye yeni bir HAYAT SAYFASI’na doğru YELKEN AÇARSINIZ.. Tabii bu durumdan dolayı çocuğunuz kim bilir nasıl fırtınalar atlatacak. orasını hiç kimse bilmez ama bu Spor Okulu adında çalışan İşletme sahiplerinin HAYAL TACİRLİĞİ DEVAM EDECEKTİR..
Bu anlattığım Sadece ÇOCUKLARIMIZın ve AİLELERİN GÖZÜ ile.. Haftaya olacak yazım da, bu DEVRİ ALEMin, ANTRENÖRLERİnin ve EMEKÇİLERİnin GÖZÜNDEN..
Kaldığımız yerden devam EDECEĞİZ..
1 Comment