‘Deniz Hocam; Hayrola? Artık Milli takımın aldığı sonuçlarla ilgili bir şey paylaşmıyorsunuz’ dedi, Türkiye’nin yetiştirdiği önemli Voleybol hocalarından biri.
‘Paylaşacak ne kaldı hocam?. Birinci turda alınan Çin ve İtalya mağlubiyetlerinden sonra bizim için turnuva büyük oranda bitmişti. ‘Belki ikinci turda daha iyi mücadele ederiz’ diye umutlanmıştık ama gördüğüm kadarıyla oyuncular turnuvayı çoktan kafalarında bitirmişler.‘ dedim.
‘Hocam; Dünya Voleybolunun zirvesini hedefleyen takımlar için iki turnuva çok önemlidir. Birincisi Olimpiyat, ikincisi Dünya Şampiyonalarıdır. Ona göre plan program yaparlar. Antrenman bilimi ve periyodizasyon diye bir bilim dalı var. Oyuncuların hangi ayda en üst performans seviyesinde olmasını istersen ona göre Antrenmanı periyotlara ayırırsın, o ayda oyuncular zımba gibi olurlar.
Yani hedefine göre antrenman, hazırlık yaparsın.
Hedefimizin Dünya Şampiyonası olmadığı net bir şekilde ortada. Çünkü oyuncularımızın performansı yerlerde sürünüyor! En iyi orta oyuncumuz 6 maçta 4 blok yaptı! Seni koysak vallahi daha çok blok yapardın. Sadece o mu? Bana tüm turnuva boyunca harika istikrar gösteren bir oyuncu gösterir misin? Yok!
Neden yok? Çünkü takım bu turnuvaya hazırlanmamış. Başka turnuva hedeflenmiş. Ağzımıza bir parmak bal çalmak, ‘Bakın Türk Voleybolu ne kadar başarılı’ demek için diğer takımların Dünya Şampiyonasına hazırlık turnuvası olarak gördüğü Uluslar ligi, Montreux turnuvası gibi turnuvaları hedef seçmişiz!
Ben ‘ahmak kandırmaca’ diyorum buna. Diğer takımlar orada antrenman yaparken biz habire yüklendik. Yüklendik çünkü insanların önüne bir şey , bir başarı koymamız gerekiyordu. Koyduk, bitti.’ dedi.
‘Yani hazırlık aşamasında Dünya Şampiyonasını hedeflememiş miyiz?’ dedim.
‘Hayır hedeflememişiz. Oyuncuların topa elini kaldıracak hali, isteği kalmamış. Bak Amerika maçlarına. Kazandığımız sayıların yarısı onların hatalarından aldığımız sayılar’ dedi.
‘Hocam hedef olarak bu turnuvayı almış olsak ve ona göre hazırlıklar yapmış olsaydık sonuç değişebilir miydi?’ diye sordum.
‘Hayır değişmezdi. Çünkü bizim alt yapılardan itibaren başlayarak yetenek seçimlerimizde sorun var. ‘Onun, bunun kızı, bunun yakını, filanca büyük takım oyuncusu, bu menajerin oyuncusu diyerek’ alt yapılardan itibaren oyuncu seçiliyor. Esas yatırım yapılması gereken oyunculara yatırım yapılmıyor ve o çocuklar kaybolup gidiyorlar. Elimizde kalanla da ancak Uluslar ligini alıyoruz. Bir tane smaçörümüz yok mesela! Olanlar da sıçramıyorlar, zıplıyorlar. Smaçlar ya blokta ya dışarda. Neden? Çünkü en alttan itibaren gelmiyor. Torpil geliyor bir yerde duvara tosluyor işte.
Mesela Milli takım hocamıza sormak lazım; 9 yıldır neden kendi takımında bir tane smaçör yetiştirmedi? Zhu’yu, Slötjes’i, Rasic’i amcamın oğluna ver her sene ya şampiyon ya da ikinci olursun zaten. Şimdi biz buna başarı mı demeliyiz?. Binmişiz yabancıların sırtına ‘Efendim Dünyanın en başarılı ligiyiz’ yok ya! Al sana başarılı lig! ‘dedi.
‘Hocam; Baş Antrenörümüz Amerika maçından sonra ‘Realiteye dönelim. Henüz bu takımlarla savaşacak kapasitemiz yok’ dedi. Hakikaten kapasitemiz yok mu?’ dedim.
‘Adam gerçekleri söylemiş. Elindeki malzeme bu. Evvela en alttan başlayarak bu torpil, menajer, büyük takım üçlüsünün ortadan kaldırılması lazım. Geleceği olan oyunculara yatırım yapacağız. Milli takım hakedenin girdiği bir yer olacak. Sonrası kendiliğinden gelir.
Ha bu arada son kadroya baktığımda Milli takım kampı mı yoksa Antrenöürümüz kendi takımını sezon öncesi hazırlama kampı mı yapıyor çözmüş değilim. ‘ dedi.
Daha uzun uzun konuştuk.
Yeri geldiğinde tekrar sizlere yazacağım.
Sizin bu konuda görüşünüz de önemli. Siz ne diyorsunuz?
Guidetti Hollanda’dayken de her turnuvayı ciddiye alıyor, deli gibi özel maç yapıyordu, hiçbir performans düşmesi falan yaşamadılar…Adam bizim Türk olduğumuzu hesaba katmamış anlaşılan…
Sporun temeli atletizmdir, ve bizimkiler pek “atletik” değiller…takımın yarısı ya kilolu ya da çelimsiz…
Sırbistan, İtalya, Rusya, Çin, Hollanda oyuncularının tamamına yakını sırım gibi, gram yağları yok…ABDliler maşallah “Arnold” gibiler…
İsim vermeye gerek yok çoğu üst-düzey takımda “insan azmanı” denecek oyuncular var…
Bizim önce fizik olarak bu takımlarla aynı seviyeye gelmemiz lazım, madalyayı sonra düşünürüz..
Guidetti’nin Derya Cebecioğlu’nu paldır küldür milli takıma alması çoğu insanı şaşırttı, henüz hazır olmasa da genç smaçörler arasında açık ara en atletik oyuncu Derya…
Yani adam arayı kapatmak için elinden geleni yapıyor…
BeğenBeğen
Sayin Arslan,
Tamer beyin yazdiklarina katilmamak elde degil bugun Thailand’i yendik ama maci seyrettigimizde yine manset almada ve servis atmada inanilmaz hatalar yapiyoruz. Kirilgan bir oyu tarzimiz var. Su bir gercekki artik gunumuzun voleybolunda kisa oyunculara pek fazla sans tanimiyorlar.
Eksiklerimizi en aza indirmak icin milli takimda oynayan oyuncularimiza mutlaka ve mutlaka devamli takimlarinda oynayabilecekleri bir ortami veya cozumu yaratmak gerekiyor
Bir baska alternatifde voleybolu bas asagi giden Italya cozumu gibi Afrikali atletleri milli takima yerlestirme zamani geldi belkide oda olmassa kendi bunyemizdeki genc atletik ve kabiliyetli potansiyelleri ortaya cikarmak lazim. Bu ulkede 81 milyon insan yasiyor bulunamazmi yeni kabiliyetler yetenekli oyuncular?
Su anki model pek bekleneni veremiyor bu asikar, dunyada bizim ornegimiz baska yerde yok. Klub takimlarimiz dunya sampiyonu, Avrupa sampiyonu olup duruyorlar, genc takimlarimiz cok iyi sonuclar aliyorlar peki sonra nasil oluyorda A milli takimlar seviyesinde ayni basariyi gosteremiyoruz?
Iste asil tartisilmasi gereken konu bu. Amerika’da profesyonel voleybol ligi bile yok ama planli, programli ne yaptigini bilerek calisiyorlar. Onlar yapiyorsa veya yapabiliyorsa biz niye yapamiyalim.
Galip gelince cok iyi oynadik cok iyiyiz ile kendimizi ucuruyoruz ama maglup olunca rakip takim bugun cok iyi oynadi onlar bir ekol biz o seviyede degiliz mazaretleri hemen tedavule sunuluyor. Peki guzelde yenildigin takimlari yeniyorsun demekki olabiliyor yapabiliyoruz
Sahsi gorusum izahi gayet basit, adamlar bize yenilince bizi analiz edip neden yenildiklerini arastiriyorlar ondan ders cikariyorlar.
Vizyon sahibi iseniz planli ve bilincli calisilirsa,imkan verilirse iyi oynayanin hak edenin sans verilecegi milli formayi giyecegi milli takimlar size devamli basarilari getirirler.
Saygilar
BeğenBeğen
Bu milli takımda torpil konusu ülkemizde spora nasıl bir bakış açısı olduğunun kanıtıdır. Spor federasyonlarını büyük
çoğunluğunu spor kulüplerinin temsilcilerinden olusan delegeler seçiyor. Maalesef son yıllarda ulusal değerlerimiz önemini yitirmeye başladı. Bu gün spor kulüplerinin durumu milli takımın durumunun önüne geçti. Federasyon yönetimleri de yetenekleri değerlendirilerek secilmediginden ortaya karşılıklı bir çıkar ilişkisi çıktı. Bu gün devşirme sporcularla olimpiyatlara gidilmesi başta spor teşkilatını dahi rahatsız etmiyorken milli takımda torpil olması da kimseyi rahatsız etmiyor.
BeğenBeğen