Dünya Milletler Ligi finalinde Amerika Birleşik Devletleri takımına nefes kesen bir mücadelede 3-2 kaybettik. Bu sene ABD takımı ile iki defa karşılaştık. İlk hafta maçında onları kendi evlerinde 3-2 yendik. Final grubunda da onlar bizi 3-2 yendi. Denk kuvvetlerin maçını daha tecrübeli oyunculardan kurulu ABD kazandı.
İkinci olduk ama biz yine de mutluyuz. Çünkü bu kadar büyük takımları geride bırakarak finalde olmak, gümüş madalya kazanmak böylesine yeni ve genç bir takım için küçümsenmeyecek bir başarı.
Kaptanımız Eda Dündar “En iyi Orta Oyuncu” seçilirken, genç pasörümüz Cansu Özbay da “En iyi pasör” ödülünü aldı.
Peki biz bunu nasıl başardık?
*Tecrübeli oyuncularımızın kazandıkları başarıya doymaları sebebiyle kaybettiğimiz milli heyecanı, çoğunluğu genç oyuncularımızla, Guidetti’nin taktikleri ve Eda Erdem’in kaptanlığıyla tekrar kazandık. Sahadaki her genç oyuncu Guidetti ve Eda’nın karakterine bürünerek başarıya aç, istekli, hırslı ve inatçı kimliğe bürünmüş. Ben bu milli takımı izlemekten inanılmaz büyük keyif alıyorum.
*Her maçın farklı bir yıldızı ortaya çıkıp skor üretse de pek çok maçın kaderini Cansu Özbay belirledi. Vakıfbank’ta zaman zaman heyecanına yenik düşen genç oyuncu, bu turnuvada adeta “Milli takımın bundan sonra pasörü benim” dedirtti. Yarı finalde yıldızlaştığı Brezilya maçında, başından sonuna kadar hem takımınhızlı oynattı hem de her zaman eli sıcak oyuncuyu bularak finale gelmemizi sağladı. Eskiden 4 numaraya veya pasör çaprazına yığdığımız oyunu dengeli bir hale büründürerek karşı takımların önlem almasını oldukça zorlaştırıyor.
*Hande ve Meryem zaman zaman hata yapsalar da oyundan düşmeden, sert hücumlarına akıllı hücumlar da ekleyerek tıkanmadan galibiyetlerimizde büyük rol oynadılar
*Smaçörlerimizin bu denli yüzdeli hücum etmesinde de liberomuz Simge Aköz’ün payı çok büyük. Gülden Kayalar’dan sonra hem savunma yönü hem de servis karşılama özelliği dengeli olan tek liberomuz. Sahanın büyük kısmını Meliha ile paylaşarak Hande’nin servis karşılamayla yıpranmasının önüne geçildi.
*Bir orta oyuncu sonuca ancak bu kadar etki edebilir! Hem Eda hem Zehra orta oyunculuğun blok yapmaktan ibaret olmadığını hepimize gösterdi. Hücum dublajlarıyla, savunmadaki dokunuşlarıyla, gerektiğinde oyun kurabilme becerileriyle hepimize görsel bir şov izlettiler.
VOLEYBOLSEVERLERDEN RİCA EDİYORUM;
Hepimizden isteğim şu: Bu kadaroda yer alan her genç oyuncumuz çok değerli, yetenekli ve gelecekleri çok parlak. Olumlu ve olumsuz düşüncelerimizi belirtirken aşırıya kaçmayalım. Onları ne “Ben oldum.” Havasına sokalım ne de öz güvenlerini kıralım. Fancılık adına gözlerimiz kör olmasın. Daha önce ekranlarda, sosyal medyada oyuncuları eleştiremeyen, eleştirtmeyen ve eleştirenleri hedef gösterenlerden olmayalım. Bu tavır hepimize Rio Olimpiyatları’na gidememize ve en formda olduğumuz dönemlerden biri olan 2014 Dünya Şampiyonası’ndan elimizin boş dönmesine neden oldu.
Başarılarımız hep devam etsin ve istikrarlı olalım, bu takım hepimizin.
EVOLEYBOL.COM 