SUSSAN OLMUYOR, SUSMAZSAN OLMAZ

Sussan olmuyor susmasan olmaz ,
Dil dursa hakim bey tende can durmaz ,
Yazsan olmuyor yazmasan olmaz ,
Kaleme tedbir koma tek durmaz .
Bu  yazıma Sezen AKSU’nun ”Hakim bey” isimli şarkısının bir dörtlüğü ile başlamak istedim. ”Eğer böylesine güzel mesajlar verilen bir yazıyla ( https://evoleybol.com/2018/02/12/tesekkurler-karabiyik-baskan/) ilgili bir şey  yazamayacaksan hangi yazıya yazacaksın?” diye sordum kendi kendime .
Sayın KARABIYIK ‘ın rahmetli Hasan ağabeyin sevgili eşi Gülbin hanıma verdiği desteğin ortaya çıkması ve kamuoyu tarafından öğrenilmesi büyük ihtimalle sayın başkanı memnun etmemiştir. Bu tahminimi kesinlikle kendisinden yada bir başkasından duyarak yapmadım. Duymuş olsam tahmin olmazdı zaten. Ancak böyle bir karakterin göstereceği doğal tepkilerden birisidir bu .
Mahallede, sokakta, salonlarda konuşulanlara bakıldığında bu kendisinin ne ilk jesti nede son jesti gibi görünüyor.
Öyle anlaşılıyor ki Erol beyin (Allah daha çok versin ve doğru yerlerde harcamayı nasip etsin) mali gücü kendisine, ailesine ve yakınlarına yetecek miktarda. Böyle imkanı olan bir kişiye Allah birde cömertlik ve vicdan nasip edince böylesine şeyler duymak çok yadırganır olmaktan çıkıyor. Biz yazımızın başlarında bu yardımın duyulmasının kendisini üzmüş olabileceğini söylerken kendisine daha fazla zarar vermeden yazımızın bu bölümüne son verelim.
Bir federasyon başkanı yada fahri olarak bu tip görev yapan kişilerin zengin olmaları gerektiğine inananlardanım. En azından mütevazi bir ekonomik durum ve cömert olmaları gerekir. Bu gibi insanların kendilerine güvenleri daha fazla olur kanısındayım. Cesur kararlar alabilir riski üstlenebilirler.
Örneğin sorumlu olduğu kuruluşun çalışanlarının avukatlarının ihmal yada kasıtlı ihmalleri karşılığında kaybedilen bir davanın mali sorumluluğunu üstlenebilir, “Bu benim ya da sorumluluğumda çalışan birinin yol açtığı bir hatadır bunu devletten yada bize güvenen sponsorlardan gelen paradan ödenmesi etik olmaz “ diyebilir ve cebinden yada hatayı yapana ödetebilir.
Bu gibi insanların ellerinin altındaki parada gözü olmaz. Onu harcarken kılı kırk yarar.
Günümüzde bunun örneklerine spor kulüplerinde rastlıyoruz, bazı kulüp başkanı olan kişilerin kendi yönetimlerinde oluşan mali zafiyetin bir kısmını kendileri tazmin edebilmektedir.
Biraz inceledim, araştırdım, gerek Özkan Beyin gerekse Akif beyin öyle aman aman bir işleri ve gelirleri yok. Bu suç mu? Kesinlikle değil çünkü bende zengin değilim, hatta dört kişilik bir ailenin bir aylık giderinden daha az kazanıyorum. Ama benim bir avantajım var, federasyon başkanı değilim! Ya da ‘başkan olayım’ diye ortaya çıkmıyorum. Mesela son altı yılda federasyon çalışanlarından birinin bir hastalığı olsa bir derdi olsa Allah korusun kim kendisine yardım edebilirdi?
Dedik ya cömert olmalı diye, daha öce federasyon yönetiminde olan ve devasa rezidanslar yapan birinin de kimseye bir faydası görülmemiş duyulmamış.
İşe bir başka açıdan bakalım isterseniz ,
Türk Dil Kurumu sözlüğünde geçen ” İş” kelimesinin anlamlarından bazılarını aşağıda yazmaya çalışacağım.
Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik,
Bir değer yaratan emek ,
Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev ,
Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma ‘
Türkiye voleybol federasyonu başkanlığının üstlendiği misyon açısından bakarsak, gençlerimizin beden ve ruh sağlığını korumak, iyi birer birey olmasına yardım etmek, sonra iyi birer sporcu yetiştirmek , O sporcularla ülkemizi başarıdan başarıya koşturmak değil midir ?
İşin içeriğini genişletebiliriz ama temel olanlar sanırım bunlar.
Eeee oraya bu işi becerecek bir adam getirmek, seçmek ya da atamak gerekir değil mi ?
İşte bizim sorunumuz burada başladı. Bu kadar önemli bir görevi olan voleybolun başına gelen/ getirilen insanları seçerken özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Duyuyoruz, Erol Ünal KARABIYIK ‘ı biz keşfettik biz buraya getirdik biz olmasaydık kimse Kendisini tanımazdı diyorlarmış.
Keşke getirmeseydiniz, keşke ortaya çıkarmasaydınız. Ne o güzel yılları yaşardık,  ne de tekrar onları arardık. O günlerden sonra sizinle boşluğa da düşmezdik. Nede sizin bir işe yaramadığınızı fark ederdik, kendimizi en iyisinin siz olduğunuza inandırır kandırırdık. Ne siz kendisine şükran plaketi yazarınız ne de voleybolu yöneteceğiniz yanılgısına düşerdiniz.

1 Comments

  1. Serkan beyin yazdıklarından şu tespiti yapabilir miyiz ? TVF başkanı Akif Üstündağ ‘ın Futbol federasyonu yönetim kurulu , basketbol federasyonu yönetim kurulu adaylığının ardından yolunda gitmeyen iş girişimleri sonucunda bazı kişi ve kuruluşlar tarafından işe adam değil adama iş eşleşmesi yapılmıştır .
    Not : buradaki adam sıfatı bir halk deyiminde kullanıldığı gibi aktarılmıştır .Gerçek kişilerle ilgisi yoktur.

    Beğen

Yorum bırakın