Büyüklük sadece sözde mi? ”Ben şöyleyim ben böyleyim, şunu bunu yapacağım, bunu yapacağım’ demek büyük olmak için yeterli mi? Yoksa sessiz sedasız bir şekilde bunu yapmak mı?
Peki vefa sadece bir semt adı mı? Gidenin ardından her şey unutulup bir kenara bırakılır mı?
İyi günde herkes iyidir de peki kötü günde?
Epirden Hoca’nın son dönemlerde ekonomik olarak bazı sıkıntılar yaşadığını biliyordum. 25. yılını dolduran Epirden Beach Volley Turnuvalarını hakkıyla devam edebilmek için elindeki birikimleri harcadığını, son yıllarda Voleybol Federasyonundan bazı yöneticilerin kendisine- sadece eleştirileri için- karşı açtığı davaları ve bu davalar için yaptığı masrafları, sokak hayvanları için masraftan kaçınmadığını…. O çok bahsetmese de..
Erol Ünal Karabıyık hocanın ölümünden sonra sevgili eşi Gülbin Epirden’e sahip çıkmış.
Üstelik Epirden Hoca 2012’deki seçimde ‘Adayım Mutlugil’ diye açıkça Erol Başkan’ın karşısındaki ekibi desteklemiş olmasına rağmen!. Mutlugil ve ekibine verdiği bu açık destek sonrasında yapılanları ( Yapılamayanları) gördükçe kahroluyordu. Hayatında yaşadığı en büyük hayal kırıklığı, en büyük pişmanlıklardan biriydi. ‘Karabıyık başkan’a çok büyük haksızlık ettim’ diyordu her fırsatta.
Mesela seçimlerin üstünden henüz bir yıl geçmeden şöyle yazmıştı ”Özkan Mutlugil, Genel Kurul’da Başkanlığa adaylığını açıklarken zayıf üslubuna rağmen elindeki kağıttan hazırladığı, umutlarımızı yeşerten okumasını (!) yapmış, çoğulcu bir yaklaşım beklentisi içinde olan bizleri resmen tavlamıştı…
Yılların voleybol adamları olarak bizler, sonrasında keklik gibi avlanmış olduğumuzun geç de olsa farkına vardık… “Geç” diyorum çünkü Genel Kuruldaki hedefsiz, plansız, programsız cılız konuşmasını kibarlığına ve beyefendiliğine yormuş, nazara pek almamıştık… Ne de olsa toparlanacak, eksiklerini önceden de kader birliği (!) yaptığı yol arkadaşlarıyla bertaraf edecek, arzuladığımız ve de kendisinden beklediğimiz reformist çalışmaları, önceki Başkan Erol Ünal Karabıyık’ın voleybolumuza kattığı inkar edilemez değerlerin üstüne yenilerini koyarak, eksiklerini de tamamlayarak, ele aldığı seviyeyi daha yukarılara taşıyacağını düşünmüştük ?…
Ancak aradan geçen 13 ayda tam bir hayal kırıklığı yaşadık, üzüldük, dahası kızmaya başladık !…” demişti. Bu kızgınlığı, kırgınlığı hiç bir iş yapılmadığı gibi yapılan işlerin bozulduğunu gördüğünde daha da arttı.
Hep yanlışları, eksiklikleri korkmadan yazdı.
Her yazısına, her eleştirisine Voleybol Federasyonu da onun işlerini bozmaya çalışarak karşılık verdi. O da adına, Epirden Beach Volley’in adına zarar gelmesin diye cebinden koyarak yoluna devam etti.
Para bu. Deniz değil ki….
Neticede Karabıyık başkan sessiz sedasız olaya el koymuş.
Biz, evoleybol olarak, iki dönem Voleybol Federasyonu yönetiminde görev yapmış, eski bir antrenör ve Voleybol yazarının geride bıraktıklarına sahip çıkan Eski Federasyon Başkanı Sayın Erol Ünal Karabıyık’a teşekkür ediyoruz. Hem bizlere büyüklüğün sadece sözde olmadığını, icraatta olması gerektiğini hem de ‘vefa’nın sadece bir semt adı olmadığını gösterdiği için.
1 Comment