Yazarımız Mert Erdoğan Arkasspor’da alt yapıdan yetişip önce Pasör olarak sonra da smaçör olarak profesyonel bir takımda iki farklı mevkide oynayan nadir oyunculardan biriyle, Arkasspor’un çalışkan, başarılı ve soyadının tersine güler yüzlü oyuncusu Yiğit Gülmezoğlu ile güzel bir röportaj yaptı.
Özellikle genç oyuncuların bu röportajdan alacakları güzel mesajlar var.
Keyifle okuyun.
Mert Eroğan;” Önce kısaca kendinizden bahsetmekle başlasak…”
Yiğit Gülmezoğlu; ” 28 Aralık 1995’te İzmir’de doğdum. Şu anda Arkas Spor Kulübü takımında smaçör olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda Yaşar Üniversitesi Endüstri Mühendisliği son sınıf öğrencisiyim”
Mert; ‘Voleybola nasıl başladın? Neden voleybol?’
Yiğit;”Voleybola bir zamanlar öğrencisi olduğum Tevfik Fikret okullarında ilköğretim 2.sınıfta başladım. Aslında o dönemde basketbol oynuyordum. Ancak o dönemde Beden Eğitimi öğretmenimiz olan Arkas Bayan Voleybol takımının Baş Antrenörü olan hocam Onur Işıkçı beni voleybola yönlendirdi. Voleybola başladıktan sonra Voleybolun benim için özel bir spor olduğunu gördüm , sevdim ve devam ettim”
Mert; ‘Spor Eğitim hayatını etkiledi mi?’
Yiğit;’ Sporun getirdiği düzen, özgüven ve disiplin benim hayatımı olumlu etkiledi. İzmir Tevfik Fikret İlköğretim Okullarından birincilikle mezun oldum. Ardından Tevfik Fikret Fen Lisesinde burslu okuma imkanı elde edip oradan da ikincilikle mezun oldum. Oradan da Yaşar Üniversitesini kazandım
Ancak tabii ki profesyonel olarak aktif sporcu olmak ve her gün olan antrenmanlar, yoğun maç programları zaman zaman kendimize vakit ayırabilmemizi, arkadaşlarımızla görüşebilmemizi ve daha birçok şeyi zorlaştırabiliyor. Örnek vermek gerekirse; lise mezuniyet balosuna bile katılamamıştım. Ben bunların herkesin de aman zaman yaptığı fedakarlıklar gibi, bizim de kendimizi geliştirip daha iyi sporcular olabilmek,başarılı olabilmek adına verdiğimiz ödünler olduğunu düşünüyorum”
Mert:” Basketbol ve Voleybol dışında ilgilendiğin bir spor oldu mu?’
Yiğit;” Voleybola başlamadan önce birçok sporla uğraştım. Yüzme, basketbol ve eskrim bunlardan bazıları. Eskrimi voleybolla birlikte 4 sene boyunca da devam ettirdim. Eskrimde hem İzmir hem Türkiye hem de uluslararası alanda pek çok başarı elde ettim. Ancak ikisi birlikte çok yoğun olmaya başlayınca ve voleybolda ilerleme kararı alınca eskrimi bırakmak zorunda kaldım.
Mert;’‘ Biz seni önce pasör olarak tanıdık. Hatta 2015 yılında Arkasspor Ligde Şampiyon olurken sen de ”En iyi pasör’ ödülünü almıştın. Oysa şimdi smaçör olarak oynuyorsun. Bu radikal pozisyon değişikliği kararının sebebi ne?”
Yiğit;” Aslında ben altyapılardan beri, gerek milli takımlarda gerekse de kulüpte her pozisyonda oynuyordum. Öyle ki bazı uluslararası şampiyonlarda maça pasör başlayıp pasör çaprazı bitirdiğim de oluyordu. A takıma çıkacağım sene artık pasör olarak oynamaya karar vermiştim ve antrenörümüz Glenn beni bu doğrultuda takıma aldı ve yetiştirdi. Üç sene sonunda gerek Arkas Sporun ve Hocamın bana olan güveni sayesinde o sene şampiyon olduğumuzda sahadaydım ve pasör olarak oynuyordum. Ancak smaçörlüğün geçmişte bende bıraktığı duygular gün geçtikçe gün yüzüne çıkınca, o pozisyonda oynamaktan daha çok keyif aldığımı fark ettim. Gerçekten hiç kolay bir karar olmadı. Bu değişikliğe sıcak bakan Arkas Spor Kulübü’ne ve Hocam Glenn Hoag’a da teşekkür ediyorum.
Mert ;” Hazır söz Glenn Hoag’dan açılmışken o konuda da bir şey sormak istiyorum; 2010 yılından beri Arkas’ın başında aynı hoca var. Türkiye’de Şampiyonluklar yaşadınız ve Avrupa’da şampiyonlar ligi dörtlü finali oynadınız. Neredeyse her sene Alt yapıdan takıma oyuncu monte ediyor. Bu istikrar ve düzenin içinde yetişmiş biri olarak fikirlerini merak ediyorum’
Yiğit; ” Glenn Hoca gerçekten de oyuncu yetiştirmek ve geliştirmek konusunda çok bilgili, sabırlı ve başarılı bir antrenör. Arkasspor da altyapısına her zaman çok değer veren bir spor kulübü olmuştur. Yönetim olarak da daima geleceğe yönelik, planlı ve Türk oyuncu yetiştirme odaklı bir yol izliyorlar. Hal böyle olunca da son 8 senedir antrenörümüz olan Glenn Hoag ile devam ediyorlar.
Mert;’ Sahada genelde seni hep sakin ve güler yüzlü görüyorum. Seni kızdıran bir şey yok mu?”
Yiğit;” Evet iyi gözlemlemişsiniz. Sahada hep sakin kalmaya çalışırım. Ancak tabii ki sinirlendiğim durumlar da olmuyor değil. Mesela kendi yaptığım basit hatalar beni sinirlendirebiliyor.
Mert;‘Takım içinde bir lakabın var mı?”
Yiğit;‘ Bir önceki sorunun üzerine biraz çelişkili olacak ama soyadım gereği bana ‘Gülmez’ derler
Mert;” Kadın yada erkek beğendiğin oyuncular kimler?’
Yiğit” Kadın voleybolunu pek takip etmesem de beğendiğim sporcu olarak Yeon Koung Kim’i ve Neslihan Demir Güler’i örnek verebilirim. Erkek voleybolunda ise Michal Kubiak ve Osmany Juan torena kesinlikle izlemekten çok keyif aldığım oyuncular”
Mert;’ Peki aynı sahada oynamaktan en çok keyif aldığın oyuncu kim?’
Yiğit;’ Aynı sahada olup beraber oynamaktan en keyif aldığım oyuncular Lieberman Agamez ve Leonel Marshall”
Mert;’ 11 numaralı formayı giymenin özel bir nedeni var mı?’
Yiğit;”11 numaralı formayı küçükken hiç istemediğim bir zamanda giymeye başlamıştım. Sonrasında uğurlu geldiğini görüp onu giymeye devam ettim”
Mert;” Peki formadan başka bir uğurun var mı?’
Yiğit;’ Başka bir uğurum yok. Sahaya çıkmadan müzik dinlemeyi seviyorum’
Mert;’ Peki voleybolda en büyük hedefin nedir?’
Yiğit;” Voleybolda her ne kadar çok zor da olsa da günün birinde olimpiyatlara gitmeyi çok isterim. Hayattaki en büyük isteğim ise tabii ki sevdiklerim beraber sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir hayata sahip olmak.
Mert;’ Hep bir klasik soru vardır. Şimdi sıra ona geldi. Bize unutamadığın bir anını anlatır mısın?’
Yiğit;’ Bir değil iki anım var. Altyapılarda oynarken Yıldızlar Dünya Şampiyonası’nda Polonya ile oynadığımız maçı 24-20 öndeyken kaybetmiştik ve bu bize çeyrek finale mal olmuştu. A takımlarda ise 2014-2015 sezonu play-offl’larında Adana’da Halkbank’a karşı 24-19’dan geldiğimiz ve maçı aldığımız gündü. O sayede şampiyonluk yolunda büyük bir adım atmıştık”
Mert;’ Biraz da Voleybol dışındaki Yiğit’i tanıyalım. Mesela bir günün nasıl geçiyor? Hobilerin neler?’
Yiğit;’ Sabahları 10 ile 12 arası antrenmanım oluyor. Arasında genellikle okula gidiyorum. 16 ile 18 arasında da akşam antrenmanım oluyor. Yorgunluk durumuma göre eve gelip dinleniyorum veya sevdiklerimle vakit geçiriyorum
Müzik dinlemeyi çok severim ve genellikle Rock/Alternatif rock dinlerim. Ayrıcı yabancı dizi izlemeyi ve kitap okumayı da çok severim, yolculuklarda ve çoğu boş vaktimde genellikle kitap okurum.
Wabi-Sabi denen bir Japon felsefesini çok benimsiyorum. Hatta sırtımda onun bir dövmesi de var. Basit bir ifadeyle mükemmel olmama halinin içinde yakalanan mutluluğu ifade ediyor. Ve deneyimlerin bizi biz yapan şeyler olduğundan bahsediyor.
Mert;’ Son soru; Voleybolcu olmasan ne olmak isterdin?’
Yiğit;’ Voleybolcu olmasaydım çocukluk hayalim olan doktor olmayı isterdim’
Mert;’ Yiğit sana bundan sonraki hayatında başarılar ve mutluluklar diliyoruz. Bu güzel röportaj ve bize vakit ayırdığın için sana ve izin verdikleri için Arkas Spor kulübüne çok teşekkür ediyoruz’
Yiğit;’ Ben teşekkür ederim. Çalışmalarınızda başarılar dilerim’
EVOLEYBOL.COM 