‘YILIN SPOR ADAMI ÖDÜLÜ’ OYUMUZU KİME VERELİM?

Efendim; Milliyet gazetesinin her yıl düzenlediği ”sporun farklı alanlarında faaliyet gösteren kişi ve kuruluşların arasından en başarılı olanlar”ın seçildiği anketin bu yılki zamanı geldi çattı.

Voleybol camiasını önemli ve hareketli günler bekliyor. Ben de bu ailenin bir ferdi olarak heyecanlıyım ve oyumu kullanmak istiyorum. Ancak objektif olmaya çalışsam da gönlüm hep voleybola hizmet edenlerden yana. Voleybola hizmet eden birisine oy vermeyi arzu ediyorum. Maalesef ‘‘yılın spor adamı” konusunda karışık duygular ve çelişkiler içerisindeyim. Adil ve objektif olan her türlü yardıma da açığım.

Federasyonumuzun sitesinde ‘‘voleybola destek zamanı’‘ başlığı ile de değişik kategorilerde aday gösterilen kişilere ve spor kulübüne destek istenmiş. Hatta Özkan beyin tabiri ile ”voleybolun bazı paydaşlarının aranıp destek olmaları istendiği” de kulağımıza geliyor.

Tamam destek olalım. Örneğin yılın spor adamı seçiminde voleybolun şimdiki başkanına destek olalım. Akif ÜSTÜNDAĞ, voleybolun bu günkü başkanı. Voleybol federasyonu başkanının biyografisini araştırdım. ”Bir yazı ya da başarılarını, hizmetlerini sıralayan bir makaleye rastlayabilir miyim?” diye . Rastlayamadım, bulamadım. Öyle ya birini yılın spor adamı alanında aday gösteriyorsanız, yaptığı hizmetleri yaza bilmelisiniz, değil mi? Örneğin sporcu sayısına ne kadar katkı sağladığına, hangi uluslararası yarışmalarda hangi dereceleri aldığına ve bunların sayısının ne kadar olduğuna, hangi tesisleri kazandırdığına, eğer federasyon başkanı ise olimpiyatlara ve dünya kupalarına ne sıklıkla, kaç takım yada ferdi sporcu ile katıldığına ve ne kadar madalya aldığına, yine federasyon başkanı ise kaç tane hakeminin olimpiyatlarda, dünya, Avrupa şampiyonalarında düdük çaldığına, mevcut tesislere bir çivi çakıp çakmadığına, bir fidan dikip dikmediğine tanık olmamız gerekmez mi?

Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) resmi sitesine girdim. ”TVF sekmesinde belki bulurum” diye düşündüm. Mini voleybol topu dahi anlatılmış başkan anlatılmamış. Yani top diyorum, top anlatılmış başkan anlatılmamış. Dünyanın en büyük arama motorlarına başvurdum yine sonuç alamadım . Yani Akif ÜSTÜNDAĞ ile ilgili bazı yalaka voleybol yazarlarının yazdığı “adamdır, adam gibi adamdır “ yakıştırmasından başka bir yazı bulamadım. Ne yapacağız şimdi yılın spor adamı aranıyor diye bazıları adamdır dediği için kendisine oy mu vereceğiz ?

Akif bey tam bir spor adamıdır buna kesinlikle eminiz ama ”yılın spor adamı”mı ondan kuşkuluyuz . Sadece Voleybolla sınırlı değildir çünkü spora olan ilgisi.

Hafızalarımızı tazeleyelim.

Voleybolda yıllarca oyunculuk, teknik adamlık ve yöneticilik yapmıştır. Yine yıllarca ASKF üyeliği yapmıştır. Ancak başarılı bir iş adamı yada şirket yöneticisi olduğunu gören ya da duyan olmamıştır. Örneğin yönettiği bir şirketin ticari tablosunu ve saygınlığını yükselttiğine şahit olunamamıştır.

2011 yılında voleybolda etkisiz eleman durumuna düştüğünde yada düşürüldüğünde istifa etmiş, değerli ağabeyi, ülkemizin en büyük sağlık kuruluşlarından birinin sahibi ile futbolu yönetebileceğine inanarak 29.06.2011 tarihinde futbolun başına geçmişlerdir.

https://www.ntv.com.tr/spor/tffnin-yeni-baskani-mehmet-ali-aydinlar,PtbK5CIEWEmGfCNb_LMsuQ

Maalesef futbolumuzu içinden çıkılamaz bir halde 246 gün gibi rekor bir sürede ortada bırakıp gitmişlerdir. ( spor.haber7.com/spor/haber/838039-mehmet-ali-aydinlar-istifa-etti )

Spor adamı olan Akif ÜSTÜNDAĞ ‘ın spor adamlığı ve kaynağını asla çözemediğimiz aşırı öz güveni 18.09.2012 de tekrar harekete geçerek basketbolu yönetebileceğine hükmetmiş Turgay DEMİREL ‘in karşısında Ali Doğan beyefendi ile birlikte yönetime talip olmuşlardır. ( basketdergisi.com/ozel-ali-doganin-ekibi-sekilleniyor.html )

Bu gün FIBA başkanı olan Turgay bey o gün yine malum güçlerin çabalarına rağmen seçimi kazanmıştır. Basketbolun kendilerine ihtiyacı olduğunu düşünen Akif ÜSTÜNDAĞ, kaynağı belli olmayan öz güveni ve ona bağlı egosu hüsranla sonuçlanan basketbol federasyonu seçimlerinden henüz 13 gün sonra voleybolun ( pardon o günkü spor bakanının ve spor genel müdürünün ) SOS çığlıklarını duymuş ve voleybolun yönetimine ”Ben de varım” demiştir.

Vicdanı olan herkesi bir dakika düşünmeye davet ediyorum. 2011 de voleybolun içinde iken birileri sizin voleybol için gerekli olmadığınıza hüküm veriyor. Siz ‘Voleybol olmazsa futbol olur” diyorsunuz. Rekor bir sürede futbolu yönetemediğinize karar verip kaçıyorsunuz. Arkasından ”basketbol adamı” oluveriyorsunuz.  Seçilemeyince 13 gün içinde voleybol sizin için çok önemli oluyor. İşte spor adamı böyle olur. Helal olsun! Çok geçmeden siz , aşırı öz güven ve egonuz görevde olan başkanın yetersiz olduğuna kanaat getiriyorsunuz. Sanıyorum bu durum ülkemizin spora bakışını ve spor teşkilatının durumunu gayet iyi açıklıyor.

Özetleyecek olursak Akif ÜSTÜNDAĞ yılın spor adamı seçilecek olursa, yani ankete katılanlar böyle bir onuru kendisine verecek olursa, bu güne kadar bu ödülü hak ederek aldığına inananlar ve bizim inandıklarımız ödüllerini iade etmelidir.

 

8 Comments

  1. Yılın spor adamı anketinde voleybol branşında bir aday daha olmalıydı .Unutulduğunu düşünüyoruz .

    Sayın Aziz Yener , Namı değer Aziz hoca . İlmek ilmek işledi uyguladı planlarını . Önce Paşanın defterini dürdü. İstediği gibi ekibini kurdu .Hakem derneğimizi ele geçirdi yönetimini istediği gibi oluşturdu .

    Dernek seçimlerine Federasyon başkanımızın direk müdahale etmesini sağladı .Tarihinde ilk kez voleybol federasyonu başkanı voleybol hakem ve gözlemcileri derneği federasyonu seçimine müdahil oldu. Ben hakemlerin dostuyum hep hakemlerle iyi geçindim masalını anlata anlata . Ağızlarına bir parmak bal sürerek.

    İşin en trajik tarafı yıllardır dernek federasyonu başkanı olmayı bekleyen bizim de son güne kadar hak ettiğini düşündüğümüz birisine göz dağı vererek adaylıktan çekilmesine sebep oldular . O birisi de yeni seçilen yönetimde çalışmaktan gocunmadı. Halbuki herkes tarafından onurlu kişilikli olarak bilinirdi .

    Hakem derneği yöneticilerine kaymaklı görevler verilmeye başlandı.

    İkram yedirip içirmeyi yasakladı .Ama kendi ekibi de dahil yakın adamları yine yemeye içmeye ağırlanmaya devam ediyorlar. Özellikle hakem kurslarında , zaman zaman da dernek bütçesinden tabii .

    Hangi maçta hangi hakemin görev alacağına kulüpler karar vermeye başladı. Ama haksızlık yapmayalım bu alışkanlık paşa döneminde başlamıştı. Hakemlere bağırdı çağırdı sesini çıkarmayanlar güzel görevlere atanmaya başladı. Bu gidişle takımlar hiçbir hakemden memnun olmayacak ve Aziz hoca maçlara hakem bulamayacak.

    Kısaca bize göre madem Akif başkanımız yılın spor adamı unvanına aday ,sindirelim dünya kulübü olan Vakıfbank spor kulübünün başkanının ismini Aziz Yener namı değer Aziz hocanın adını yazdıralım .

    Beğen

  2. Dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de bazı spor yada voleybol kulüpleri büyüklü küçüklü bütçelerle federasyonun düzenlediği liglerde voleybol sporunu icra etmeye çalışıyor. Bu liglerde mücadele eden takımların maçlarını Türkiye voleybol Federasyonu bünyesinde bulunan bazı sınav ve denemelerden geçirilen sözde tecrübe ve statülerine göre sınıflandırılan hakemler yönetiyorlar. Bu hakemlerin eğitimlerini veren ,onları takip eden ,sınıflandırmalarını yapan sözde otorite olan bir Merkez hakem ve gözlemci kurulu var. Bu iki ayrı grup için neden sözde ifadesini kullandım isterseniz önce onu açıklamaya çalışayım .
    Bu hakem ve gözlemci kurulları zaman zaman federasyon seçimleri ile birlikte değişiyor ve yenileri kuruluyor. Voleybol kamuoyunda iyi hakem olarak nitelendirilebilen bir hakem bu kurullar için muteber olmayabiliyor. Yada tam tersi iyi olarak değerlendirilmeyen bir hakem iyi olarak nitelendiriliyor. Bir önceki kurulun iyi olarak değerlendirdiği hakem sonraki kurul için iyi hakem sayılmayabiliyor. Dolayısı ile hem bu otoritenin sahibi kurulların otorite oldukları hem de hakemlerin sıralanmaları sözde olmaktan öteye çıkmıyor.
    Şimdi böyle değerlendirmelerin yapıldığı bir ortamda ,böylesine ödül ceza sistemlerinin hatta sistemsizliğinin olduğu bir ortamda yetişen hakemlerden milyonlarca yatırım yapan takımların maçlarında adalet dağıtmasını karakterli ve ahlaklı yönetim sergilemesini bekliyorsunuz . Sonra maçtan sonra onurlu ve adil olmasını beklediğiniz adama soyunma odasında gözlemciniz ulaştığınızda siz telefonla aşağılıyor en basit tabiri ile azarlıyorsunuz . Maalesef sistemin yetiştirdiği onurlu arkadaşımızda sesini çıkartıp bir şey söyleyemiyor yada benden bu kadar deyip düdüğünü duvarına asamıyor. Her yıl yada her Kurul değiştiğinde bu yıl bir mucize olur belki gerçekten adil bir yönetim gelir benimde farkıma varır diye bekleyip duruyoruz.
    Ya gözlemcilerimiz , bir çoğu işin doğrusunun ne olduğunun farkında değil .Ama yetki verilmiş ya kendisine sallıyor kılıcı kimin kafasına gelirse. Kulislerde gözlemci masasında uyuyanların bile olduğu konuşuluyor.
    Birde bunlara kurullarda tek kişinin hakim güç ve tüm kararları veren kişi olduğunu eklersek gerçekten sözde kurul oluyor.
    Bu gün çalışan yada emekli ordu mensupları popüler .İleride zaman neyi gösterir bize şans ne zaman geri döner yada bizim iyi hakem olduğumuzun farkına varılır hiç bilinmez. Ha gözlemci masasında uyuyan arkadaşın da emekli bir ordu mensubu olduğu konuşuluyor.

    Beğen

  3. Dün yazdığım yorumu yayınlamayı düşünüyor musunuz? Yoksa rahmetli Epirden hocanın kemiklerini mi sızlatacaksınız? O, her yorumu okuyup yayınlardı. Bu işi yapamayacaksanız, yorumlardan hoşunuza gitmeyenleri sansürleyecekseniz daha fazla zara vermeden çekip gidin lütfen!

    Beğen

    1. Hangi yorumdan bahsediyorsunuz hocam? Bende kabul edilmeyen yorum yok. Diper yandan evet ben Hasan Hoca değilim. Lütfen saygı sınırlarını aşmayınız. İstediğimizi yayınlar istemediğimizi tabii ki yayınlamayız. Her yorumu yayınlama zorunluluğu var mı?

      Beğen

      1. Saygısızlık bunun neresinde? Hangi yazdığım şeyde saygısızlık gördünüz merak ettim.
        Hukuksal bir sorun olmadıktan sonra yorumların yayınlanması gerekmez mi? İşinize geleni yayınlayın, işinize gelmeyeni yayınlamayın. Oh ne güzel valla. Saygıyı da siz gösterin. Bu ülkede hukuk var, savcı var. Elinde belgesi olan gitsin şikayet etsin. Herkes iyi hakem (!). Sıkıntısı olan arasın Akif Başkanı, Aziz Başkanı. Yok, ama böyle daha iyi değil mi? Salla, çamur at! Siz de yanlı tutumunuzla çanak tutun böyle kimselere, pardon iyi hakemlere(!)

        Beğen

  4. ‘Çekip gidin’ cümlenizde had aşımı var. Farkında değilseniz bir daha okuyun. Evet burası bizim sitemizse bizim kurallarımız geçerli. Gerekirse saygıyı da gösteririz, sınırları da.
    Beğenmezseniz dinlemezsiniz.
    Biz burada Epirden hocanın adını yaşatmaya, onun adına bu siteyi devam ettiriyoruz. Bunu yaparken de bizi zor durumda bırakacak yorumları tabii ki sansürlüyoruz. Herkes düşüncesini, fikrini ifade edebilir. Ama bir yere kadar. Epirden hocam davalarla uğraşırken yanında siz yoktunuz, biz vardık. Bu emeği de öyle rumuzla yazan kim olduğu belli olmayan-aslında belli- birilerinin komplosuna kurban etmeyiz. Bu da böyle biline.

    Beğen

Yorum bırakın