Evoleybol sitesi yazarı olarak bir itirafta bulunmak istiyorum. Efendim bendeniz, ‘voleybol’la karşılıksız, platonik bir aşk yaşıyorum. Tamamen tek taraflı, hep benim çabalarımla yürüyen bir ilişki bu. Kanıma giren bu aşka, bu aşkın bende oluşturduğu sevgiye yenildim ve böyle çaresiz bir sevdanın peşine düştüm.
Bu koşturmaca da bazen güzel şeyler yaşarken bazen ‘Benim bir sürü daha önemli işim var. Neden bunları yapıyorum ki!’diye düşündüğüm de oluyor.
Bu aşkta sadece ben ve voleybol yokuz tabii ki. Voleybolun içindeki Voleybolcular, Antrenörler, Hakemler, yöneticiler, federasyon, yani herkesle bir şekilde haşır neşir oluyoruz. Onlar hep bir şeyler yapmamı ama mutlaka ‘iyi’ bir şeyler yapmamı bekliyorlar, istiyorlar.
Allahı var- Zaman zaman moralimizi bozan şeyler olsa da– biz de öyle yapmaya çalışıyoruz.
Mesela Sultanlar ligi, 1. lig, 2. lig, Genç liglerinden oyuncularla, hocalarla, yöneticilerle röportajlar yapıp bunları güzel bir şekilde okurlarımıza aktarmaya, aşkımız, sevdiğimiz spor olan voleybolu popüleri takip edilen, sevilen bir spor haline getirmeye, genç oyunculara, camiaya okutmaya çalışıyoruz.
Bundan bir karşılık bekliyor muyuz? Hayır. Sevdiğimiz için yapıyoruz.
Allahı var bazı oyuncular da bu konuda bizleri kırmıyor. Örneğin Vakıfbank kaptanı Gözde Kırdar hem sitemize bir kaç kez röportaj verdi hem de sitemizin 10. 000 üyesine formasını hediye etti.
Buna mecbur muydu? Hayır.
Karşılığında bizden bir şey istedi mi?Hayır
Biz bir ödeme ya da başka bir şey yaptık mı? Hayır.
Röportaj, makale ve yazıların arasına arada ‘Biraz da gülelim’ köşemiz için oyuncuların fotoğraflarına eğlenceli diyaloglar- caps- yapıp paylaşıyoruz. Geçen hafta Fenerbahçe Voleybol takımının liberosu Melis Yılmaz‘ın bir fotoğrafını caps yapıp İnstagram hesabımızda paylaştık. Melis’in yanında Fenerbahçe’nin bu sezon başında transfer ettiği pasör çaprazı Polina Rahimova‘da olduğu için onu da etiketledik. Sağ olsun bize cevap olarak ‘beğen’miş.
Hazır bizi takip ediyorken ligimize yeni transfer olmuş olan Dünya Sayı rekoru kırmış, kardeş ülke Azerbaycan Milli takımında çeşitli ödüller alan bu oyuncuyu okurlarımıza tanıtalım dedik. Neticede bilen var, bilmeyen var değil mi? Kendisi ile küçük bir röportaj yapıp yapamayacağımızı sorduk. ‘Sorularınızı ajansıma gönderin. Onlar uygun görürse size cevaplarını veririm’ dedi.
‘Size soracağımız sorular ‘çok özel’ sorular olmayacak. Spora nasıl başladığınızı, küçükken kendinize örnek aldığınız sporcuyu, varsa buraya gelmeden önce ismini duyduğunuz bir Türk oyuncuyu, Halen oynayan ve En beğendiğiniz oyuncuyu soracaktık’ dedim.
Yine ‘‘Çok meşgulum. Soruları ajansıma gönderin’ deyince ‘Kendinize iyi bakın, sizi seviyoruz’ deyip sohbeti sonlandırdım. Rahimova röportajı olmasa da sıkıntı yok. Çok bir şey kaybetmeyiz. Ama yapabilmiş olsaydık bir şeyler kazanabilirdik. Mesela belki onun nasıl sıkıntılarla spora devam edip başarılı bir sporcu olduğunu okuyan genç bir oyuncu onu örnek alabilirdi. Mesela onu takip eden, merak eden birileri onun hakkında bir şeyler öğrenirdi. Mesela voleybolla şimdiye kadar ilgilenmeyen biri onun röportajı sayesinde onu görüp takip edebilirdi…. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ama canları sağ olsun. Zaten voleybolu sevdirmek, yaymak, salonlara seyirci çekmek, onlara milyon dolarlar, eurolar kazandırmak bizim görevimiz!
Seviyoruz ya bu sporu. Sevdiğimiz sporu herkes sevsin istiyoruz ya! Mecburuz bunu yapmaya.
Nedir bu oyunculardaki havalar? Tafralar? Atomu mu parçalıyorsunuz ablam? Kendinizi dünyanın merkezi olarak görüp neye, kime hava atıyorsunuz Allah aşkına? Niye bize yardımcı olmuyorsunuz ki? Söyleyeceğiniz 3-5 kelimeden neden imtina ediyorsunuz? Ülkenizin milli sırlarını mı vereceksiniz? Ya da aldığınız milyonları nerede çatır çatır yediğinizi mi , özel hayatınızda ne yaptığınızı mı soracağız?
‘Ya bu deveyi güdeceğiz ya bu diyardan gideceğiz’ ne yapalım.
Siz de kusura bakmayın. Birileri bizi oradan oraya atmak yerine bir kaç kelam ederse gelecekte size bir röportaj sunacağız inşallah.