Bir okurumuz bir yazının altına aşağıdaki yorumu yazmış. Herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm için sizlerle paylaşıyorum;
”Yazılarınıza zaman harcamış, kafa yormuşsunuz. Bu tabii ki güzel. Ama bütün bunlar iyi niyetli çalışmalardan öteye gidemiyor. Neden biliyor musunuz ? Çünkü kimse eleştirmek istemiyor.! Zira çekinceleri var insanların. “Şimdi ben bu konuda bir yorum yapsam, acaba takımın hocası bunu üstüne alınır ve evladıma karşı tavır takınır mı? Onu üzer mi?“ gibi çekinceler… Hoş, elma ile armut ayrımını bazen hepimiz ıskalayıp, bağırıp, çağırmayı hatta hakaret etmeyi eleştiri sandığımız da olmuyor değil.
Sporda en önemli sorun “Ego”dur ve inanın yıllara sair deneyimlerimle sabittir bu sonuç. Ama bu Ego, sporculardan kaynaklanmıyor. Aslında bu konuda yazmak istediğim neler neler var ama o topa girmek istemiyorum. Zira bıkkınlık oluyor belli bir zamandan sonra. Benim kızım da oğlum da yıllardır spor yapıyorlar. Kızımı bilen bilir, yıllarını voleybola vermiş, bu sevdası uğruna bilinçsiz antrene sistemi ve yönlendirme hatası sonucu ameliyat masasına yatmış, voleybol oynamayı bırakın, sosyal yaşamını bile etkilemesi muhtemel riskli ve zor bir ameliyattan sonra belli bir süre topa elini sürmemesi gerekirken hocasının “sana ihtiyacımız var “ demesi üzerine gözünü kıpmadan kendini parkeye atmış, bu spor uğruna eğitiminde kendi gibi bir çok sporcu-öğrenci ile birlikte dersleri ister istemez eksik kalmış ama yine de vazgeçmemiş, belki de geleceğini bu spor üzerine inşa etmeyi planlarken, saha içi ve dışı büyük egolarla mücadeleden yorgun düştüğü için voleybolu bırakma noktasına gelmiş bir sporcunun, ona her zaman destek olan velisi olarak içimde neler var yazmak istediğim ama yazmıyorum, söylemiyorum.
Bu,”siz de boş verin” demek değil, yanlış anlaşılmasın. Elbette konuşulsun, çözülsün, çözülebilecekse.. Ama ben hiç ümitli değilim bu konuda.
Geçenlerde TRT’de ” Spor Bahane ” adlı bir programa eski bir voleybolcu hanımefendi ile genç sporculardan biri katıldı. Bulabilirseniz tekrarını izlemenizi tavsiye ederim. Özellikle de program sunucusu beyefendinin sorduğu spor ve eğitim sorularına verilen cevapları. Genel olarak sorulara verilen cevaplar altyapılardan profesyonelliğe geçiş yolunda Türk sporcuların neden azınlıkta kaldığının ve voleybolun onlar için neden sadece spor yapma anlamında hayatlarının belli bölümünde çoğunlukla da anı olarak yer aldığının açıklamalarıydı.
Hasılı Kelam … Ülkemizde sporcu potansiyeli yüksek ama bu potansiyeli ne futbolda ne basketbolda ne de voleybolda kullanamıyoruz. Bu potansiyelin çeyreğine ancak sahip olan Avrupa ülkelerinin doğru planlama ile neler yapabildiğini ise katıldığımız uluslararası organizasyonlarda net olarak görüyoruz. En yakını futboldaki İzlanda örneğidir …
Not ; İşini doğru yapanları tenzih ediyorum,Yazdıklarım genel bakış açısı ile büyük resmi görmeye çalışmaktan ibarettir.”