Bir doktor olarak sporun, sağlık üzerindeki etkilerini zaten çok iyi biliyorum. Bunu hemen her gün bana gelen insanların yüzlerinden, görünümlerinde de görüyorum.
Spor yapan, yemesine, içmesine biraz özen gösteren insanlar daha diri, daha genç ve daha az hastalanırken, diğerleri maalesef bir kat merdiven bile çıkarken bile nefes nefese kalıyorlar. İkisini yan yana koysan kesinlikle aynı yaşta olduklarına inanamazsınız.
Türk toplumu sporu yapmaktan çok çekirdek çitleyerek, koltukta iki seksen yatarak izlemeyi ama en çok da eleştirmeyi seven bir toplum. Ha ‘spor yapmaya kalksan yapacak alan var mı?’ diye soracak olursan o da yok!
Geçenlerde kilolarından dolayı sağlık sorunları yaşayan bir hastaya ‘Teyze biraz spor yap’ dediğim de ‘Spor yapacak yer var da ben mi yapmıyorum evladım’ dedi sinirli bir şekilde bana. Mahcup oldum, utandım.
Ama esas utanması gereken ben değilim.
Esas utanması gerekenler Spor’un sağlık üzerinde etkilerini bilip küçüklükten beri okullarda Sporun faydaları üzerine eğitim, ders verip, spor alanları, yürüme alanları ya da yeşil alan bırakmayan yerel ve ulusal yöneticiler. Sen ülkeyi yöneten olarak sporu bir kültür olarak çocuğa aşılamazsan, ona imkan sağlamazsan o da yer, içer, yatar, kilo alır hasta olur ve sonra tansiyon, şeker, kalp, kanser gibi hastalıklarına bütçenin yarısından fazlasını verirsin, yetmez!
80 milyon nüfusu olan ülkede 1 yılda 140 milyon muayene sayısı oluyorsa herkesin şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım!
Neden? Ne yapılabilir?
Evvela çocuklara spor yaptırmalıyız. Artık her yer beton ve apartman doldurulmuş olduğundan topa vuracak 100 metrelik bir boşluk yok. O zaman bu çocuklar nerede spor yapacaklar? İmkanları varsa okullarda. Peki hangi derste? Matematik ve din kültürü dersinde olacak hali yok ya. Tabii ki Beden Eğitimi dersinde.Adı üstünde ‘Beden Eğitimi’. Çocuğa bunu öğretir, kafasına sokarsan ileriki zamanlarda belki uygulayabilir.
Ama bizim Milli Eğitim ne yapıyor? ( Ne yaptığını kimsenin bildiği yok ama işte) ‘Beden’i eğitmeye ne gerek var?’ deyip Beden Eğitimi dersini kaldırıyor!
Bunu ben söylemiyorum. Bana yazan bir Beden Eğitimi öğretmeni söyledi. ‘Deniz Hocam; Bir yazar ve bir doktor olarak yazılarınızda bir konuya değinmenizi istirham ediyorum’ dedi.
‘Hangi konu hocam?’ dedim.
‘5. sınıflara Yabancı Dil eğitimi ağırlıklı olarak eğitim verileceği için Beden Eğitimi kaldırılıyor. Oysa aynı sınıflara 2 saat Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersi veriliyor. Sporun hastalıkları önlemede ne kadar etkin olduğunu siz bir hekim olarak benden daha iyi biliyorsunuz. İki saat din eğitimi var ama Beden Eğitimi yok! Acaba yetkililer sadece ‘Ahlaklı ama sağlıksız’ bir nesil mi yetiştirmek istiyorlar?’ dedi.
‘Hocam hiç olur mu öyle şey?’ dedim şaşırarak.
‘Buyurun bakın haber burada’ deyip bana haberin linkini verdi. ( http://www.memurlarahaber.com/haber/5-siniflardan-beden-egitimi-muzik-gorsel-sanatlar-ve-bilisim-dersi-kaldirildi-14032.htm )
Okudum, üzüldüm.
Bazı şeylere kafam basmıyor gerçekten, anlayamıyorum.
3.5 milyon kalp hastası insanın olduğu bir Ülkede yaşıyoruz. Peki kalp hastalığının en büyük sebebi ne ? Hareketsizlik! Hareketin temel eğitiminin verildiği bir dersi , ‘Bu kadar hasta yetmez, daha fazla olsun’ diyerek Beden Eğitimini kaldırıyoruz!
En azından haftada iki saat olan Din kültürü ve Ahlak bilgisi ders saatinden biri Beden Eğitimine ayrılamaz mıydı? Böylece hem çocukların birikmiş negatif enerjileri atılır hem de Sağlıklı ve Ahlaklı bir nesil yetişirdi.
Ama nerede. Yine bir ‘Ben yaptım ve oldu’ ile karşı karşıyayız.
Allah akıl fikir versin. Ne diyeyim başka bilemedim!