KURŞUN ERİTMEK… / Hasan Uğur Epirden

Dün gece gurur duyarak zevkle izlediğim, mangal yürekli vatansever bir halk ordusunun katıldığı ve izlenme rekorları kırdığını tahmin ettiğim Halk Arenası’ndan sonra tekrar masama geçtim, İzmir Marşını dinleyerek bir yandan şaha kalkan ruhumu beslerken, aslında hiç yapmadığım bir şeyi yaptım, umurumda olmayan, kaygı duymadığım veya gaza gelmediğim EVOLEYBOL ve VOLEYBOL-A sitelerimizin izlenme grafiklerine bir göz attım…

Günden güne katlanan, seçkin profilli, voleybolu yakından takip eden, duyarlı bir okur kitlemizin olması yol arkadaşlarımla bana büyük mutluluk ve keyif dahası yaşam sevinci bahşetmekte.. Ancak derin bir inceleme yaptığımda, ziyaret sayılarına orantılı, yeterli bir yorum trafiğinin olmadığını gördüm, bir kahve molası vererek, sebeplerini düşünmeye çalıştım… Bu orantısızlığın sebebi olarak korku, dışlanma, ötekileştirilme, fişlenme dolayısıyla hayat damarlarının tıkanma endişesi olduğuna karar verdim ?…

Bildiğiniz gibi öz eleştiriyi oldukça benimser, eleştirilere de değer verir, sıklıkla da kendimi sorgularım…
Eleştiri dedim de, hazır o konuya girmişken, değer verdiğim bazı dostlarımın sözleri kulaklımda çınladı, yazdıkları da gözlerimin önüne geldi, hiçbirisini de beyin süzgeçimde buruşturup çöpe atmadım, “delete” etmedim ?…

Bazıları “Voleybolu sen mi kurtaracaksın hocam ?… Bırak, kendi işlerinle, müzik menajerliğinle uğraş, senaryolarına yenilerini ekle, bol bol git tatil yap, keyfine bak, biraz da kendini düşün ?…” derken diğerleri “Hocam, sen de olmasan bu yanlışlıkları, ortaya saçılan abuk sabuklukları gün yüzüne çıkaracak, yanlışları bizlerle paylaşıp, bilgilendirecek kimse yok !… Allah sana sağlık ve uzun ömür versin, yazmaya devam bizler için…” deyip gaz vermekteler ?…

Ah be dostlar ?… Şu içimdeki voleybol sevdası okyanusu var ya, karşılık beklemeden içinde yüzdüğüm, bazıları haince boğulmamı beklerken kulaç attığım, hatta bana servet bazılarına göre de zaman kaybettiren, işte ona bir de duyarlılık eklenince, olup biten o “abuk sabuk” olarak tanımlanan aykırılıklarda, yüreğim de beynim de dayanamıyor, isyan ediyor ?… İşte o isyanın tepkisidir, mücadelesidir, yürüyüşüdür, karanlıklardan aydınlığa…

Nazım ne güzel ifade etmiş;                                                                  “Hava kurşun gibi ağır…. Bağır, bağır, bağırıyorum !… Koşun, kurşun eritmeye çağırıyorum !… Ben diyorum ki ona, kül olayım Kerem gibi yana yana… Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa… Hava toprak gibi gebe, hava kurşun gibi ağır, bağır, bağır, bağırıyorum… Koşun, kurşun eritmeye çağırıyorum !…”

Bir gün gelecek, ardımdan şimdilerde beni anlamayanlar, anlamak istemeyenler bana hak verecekler… Ancak korkarım kurşun eritmek için çok geç kalmış olacaklar ?…                      Ben burada olmayacağım !…
09.09.2017 04.25

1 Comment

  1. Sayın EPİRDEN , yıllar sonra bu yazınız da sizde bir karamsarlık hissetim .Haddim olmayarak size aşağıdaki hikayeyi yazmayı uygun buldum.

    Nemrut Hz. İbrahim’in ateşte yakılması emrini verdikten sonra hazırlıklar yapılmaya başlanmış . Büyük bir meydana olabildiğince odun yığılmış. Öyle ki Hz .İbrahim ‘in ateşin ortasına atılabilmesi için dev bir mancınık kurulmuş. Nemrut ‘un adamları odunları tutuşturmuş. Alevler öylesine yükselmiş ki Harput ‘ tan görünecek olmuş ,insanlar bulutların tutuşacağını sanmış . Korkmuş kaçmış bütün insanlar , hayvanlar. Hz. İbrahim ‘i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış askerler. Atacaklarmış ki insanlar Nemrut’un büyük bir kral olduğunu anlasın, görsün; bir daha kimse kendisine karşı gelmesin .

    Bu sırada bir karınca ağzında bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru.Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş hemen yanına yanaşıp ;
    “Bu acelen niye? Nereye böyle?” diye sormuş.

    Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp:
    “Duymadın mı” demiş. “Nemrut, İbrahim Peygamber’i ateşte yakacakmış. İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum ateşe dökeceğim .

    Bu sözleri duyan karınca kendini tutamayarak gülmeye başlamış.
    “Sen şu ateşe dönüp hiç bakmadın mı?” diye sormuş. “Ne kadar büyük. Ona nasıl yaklaşacaksın ? Nasıl su dökeceksin? Sonra senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?”

    “Olsun ” demiş ,suyu taşıyan karınca. “Hiç olmazsa tarafımız belli olur ”

    İşte Sayın EPİRDEN , hiç olmazsa tarafınız belli . Domuz yağı yemiyorsunuz ve asla domuzları yağlamıyorsunuz.

    EVOLEYBOL ve VOLEYBOL- A siteleri neden çok ziyaret edilir ve kimler ziyaret eder hiç düşündünüz mü hocam ?

    Öncelikle güvenilir , doğru şeyler yazdığınıza inanıldığı için ziyaret edilir.
    Kimler ziyaret eder ? Özellikle üç grup vardır sizi okuyan .Birinci grup , sizin kaleminizden korkan , alavere dalavere işlerle uğraşan günümüzün NEMRUT ‘ları okur .
    “Acaba bugün bize EPİRDEN ‘in sayfalarında kısmet var mı ? Acaba bizimle ilgili bir şeyler yazmış mı ” diye ?

    İkinci grup ise ” acaba EPİRDEN hoca bizim mağduriyetimize değinmiş mi bizim sesimiz soluğumuz olmuş mu dur ? Bu yazısında hangi haksızlığa el attı acaba “diyerek merakından açar okur.
    Sonuçta insanlar mutlaka sizden bir şeyler beklediği için sizin yazılarınızı okurlar .
    Yorumların az olmasına gelince , sizin değindiniz üzere ziyaret sayısı ile orantılı değildir. Çünkü bizim insanımız kulislerde soyunma odalarında ,kafelerde otobüslerde konuşmaya dedikodu yapmaya meyillidir. Dedikodu yapmanın ahlaksız bir tarafı yoktur.Topluma açık bir internet sitesine yazı yazmak yorum yapmak yada editörüne özel hattından bilgi göndermek bu grup insana göre ahlaki değildir, üstelik , ispiyonculuğa girer .Örneğin hırsız ortalığı soyar süpürür bu tip insanlar “bana değmeyen yılan bin yaşasın “der. Çünkü onları ifşa etmek delikanlılığa sığmaz . Sitenizin çok ziyaret edilip yorum yada eleştiri yazılmamasının nedeni budur.

    Üçüncü grup ise sizin yazdığınız başıma bir şey gelir kaygısı taşıyan gruptur. Allah onlarında yardımcısı olsun .

    Bütün bu yazdıklarımı sizin sitelerinizin ziyaret edilme oranlarının rekor düzeyde olduğunu ifade etmeniz üzerine yazdım . Kaldı ki geçtiğimiz günlerde bayrak skandalını işlemeniz ve üst düzey spor bakanlığı bürokratı tarafından aranıp bilgilendirilmeniz yazılarınızın herkes tarafından ciddiye alındığının delilidir.
    Son olarak Sayın EPİRDEN bir damla su taşımaktan erinmeyeceğiz .Özellikle siz bize önderlik yapacaksınız . Voleyboldaki yangını söndüremesek te tarafımız belli olsun .
    Yalakalık yapmaktan , inanmadığımız bir adama “adam gibi adam ” demekten çok daha onurludur .

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s