Sevgili SERKAN,
Dün sabah “GERÇEKLER ACITIR” başlığıyla yayınladığım yazımın altına gelen yorum, ortalığı karıştırmış olacak ki, telefonum susmadı ?…
Bu sabah da siz yazımın altına yorum bırakıp, aynı zamanda köşe yazısı şeklinde yayınlamam için bana yollayınca, bu cevabî açık mektubu yazmam kaçınılmaz oldu…
Üzerine basa basa, altını çize çize ifade ediyorum; “AĞABEYİN” rumuzuyla söz konusu yorumu yazan kişiyi tanımadığım gibi, tahmin de edemiyorum…
Bu kişinin elimde sadece IP’si var… (Ancak İstanbul’dan olduğunu paylaşabiliyorum.) Bu tip rumuzla yorumda bulunan kişilerin yaş/cinsiyet feyklerinin olma olasılığı nedeniyle bizler sadece düşüncelerini özgürce ifade etme konusuna saygımızdan; hakaret, tehdit, ağır sözler ve mesnetsiz/belgesiz suçlamalar içermeyen yorumları yayınlamaktayız…
Bu şekilde davranmamızın en önemli nedeni, yaşadığımız süreç içinde kişilerin federasyon tarafından fişlenme, ötekileştirilme, zarar görmeleri, dolayısıyla da korkmalarıdır…
“AĞABEYİN” rumuzlu kişi bundan önce de beni öven, hak ettiğimden çok fazla sözcüklerle beni yere göğe sığdıramayan bazı sıfat ve ifadelerde bulunmuş, bazıları da fazla abartılı bulunduğu için tarafımızdan yayınlanmamıştı…
Yayınlamak zorunda kaldığım son paylaşım ise tam 3 kere bize ulaşmıştır… Israrla 4. kez yollanınca, ender gösterdiğimiz bir hoşgörüyle onanmıştır…
Doğrusunu isterseniz, hangi düşünce ile hangi amaca hizmet ettiğini çözmeye çalışmadığım bu kişinin önerisi olan Federasyon ile anlaşabilmem mümkün olamaz !…
Özellikle şeffaf ve paylaşımcı olma vaatlerini seçimli genel kurullara malzeme yapan malum grubun lideri olan, bana cevap vermek, iddiaları açıklığa kavuşturmak ve sorularıma açıklık getirmek bir yana kin, öfke ve hırsla şahsıma eşi benzeri görülmemiş bir kumpas kuran, plaj voleybolu faaliyetlerimizi gizli gizli engelleyen, beni salona, hem de Milli maçlara kabul etmeyen, basın özgürlüğünü çiğneyen bir anlayışın fikir babası, lideri olan, ve en ufak bir pişmanlık duymadığı açık olan Voleybol Federasyonu Başkanı M.Akif Üstündağ ile bir araya gelmem asla söz konusu olamaz !…
Kendisiyle ve yol arkadaşlarıyla ancak, daha önce de defalarca teklif ettiğim gibi bir canlı televizyon programında karşı karşıya gelebilirim !… Dostlarım, arkadaşlarım, okurlarım, kısaca beni seven ve değer veren herkes müsterih olsun !…
Ancak bu düşüncelerim ve tutumum sadece bugün voleybolun başındaki kişiler için geçerlidir ?…
Voleybol sevdamla, voleybolun gerçek emekçilerine, Milli Takımımıza, o değerli formayı ıslatanlara ve de voleybola gönül veren saygıdeğer özel insanlara beslediğim ulvi, içten duygularıma asla sekte vuramaz, bunu herkesin bilmesini isterim !…
Sevgili SERKAN,
İşin “AĞABEYİ(M)” tarafından anlaşılamayan başka boyutları da var ve bunlar yukarıda yazdıklarımdan çok daha önemli….
Birincisi; “AĞABEYİN” (bu uygulamalara, kötü yönetime rağmen) “AKİF”le diyaloğa girdiğimizde “Voleybolumuzun, Türkiye’nin kazanacak!” düşüncesi… Ona göre her şey bu güne kadar olduğu gibi devam etse bile biz anlaşırsak ve ben olumsuz/usulsüz gördüklerimi yazmazsam, eleştirmez, ifşa etmezsem sorunlar ortadan kalkacak; voleybolumuz da Türkiye de kanatlanıp uçacak; çağ atlayacak… Kısaca kötü olan gizli kalmışsa yok kabul edilebilir…
İkincisi ise; ben kalemimi/klavyemi kişilerle yakın uzak, dost düşman, ağabey kardeş olmama, sevip sevmememe göre asla kullanmam !… Kısaca duygularıma esir olmamaya, adil davranmaya büyük çaba gösteririm…
“AĞABEYİ(M)” burayı atlamış olmalı ki, “Akif” bana “zeytin dalı uzattığında” kalemimi federasyona tahsis edeceğim zannına kapılmış ?… Hem de “Yazılarının çoğunun altına imza atarım.” dedikten sonra…
Yazdığım onca (en hafif ifadeyle) usulsüz uygulamanın varlığını (altına imza atmak suretiyle) kabul edip bu usulsüzlükleri “zeytin dalı” hatırına (!) görmezden gelebileceğimi düşünmüş ?…
Ne diyeyim; kişi herkesi kendisi gibi biliyor, kabul ediyor… Yazık!..
Epirden hocam , şahsıma hitaben yazdığınız açık mektubunuzu okudum .Siz yazdıkça bende yazma isteği duyuyorum. Kafamda bir çok soru işareti oluşturdunuz yine. Bütün düşüncelerim yeniden karıştı . Karışmayan sadece sizin kaleminizin bazı üstat geçinenler gibi satın alınamayacağına dair inancımdır .
Sizinle aynı düşünceye sahibim “Ağabeyin “ rumuzu ile yazı yazan okurunuzun davetine yanıt vermeniz durumunda işi nereye kadar götüreceğini üç aşağı beş yukarı kestirebiliyorum.
Kafamı asıl karıştıran kendisini tanımadığınızı yazmanız. Eğer kendisini tanımıyorsanız davetine olumlu yanıt verdiğinizi ona nasıl anlatacaktınız yada o bunu nereden anlayacaktı ?
Yazılarında şifremi kullanacaktı acaba ? Bilmem şu gazetenin iş arayanlar sayfasında efendim şu sütunlarda ve bilmem kaçıncı satırlarda ona nasıl ulaşabileceğini mi yazacaktı ?
Eğer gerçekten sizin yaşınızdan büyük olduğu doğru ve ağabeyiniz denecek yaştaysa ,
Eğer IP numarası İstanbul ilimize aitse ,
Eğer İstanbul ‘un ağır abilerinden biriyse ve yavaş yavaş federasyonun Ankara ‘ dan yönetildiği sendromunu üzerinden atabildiyse ,
İstanbul ‘un lokomotif kulüplerinin Akif ‘in seçimli genel kuruluna tek başına gitmesini ciddiye almadığını yada protesto edip genel kurul salonuna gitmediklerini hatırlarsak ,
Bu ağabeyiniz rumuzlu kişi kim olabilir ?
Federasyonunun yıpranmasına göz yummak istemeyen ve federasyon kurullarına yeni girmiş bir ağabey olabilir mi ?
Yoksa bütün bunlar bir senaryo ve size ağabey süsü veren biri olabilir mi ?
Sizin doğru yazılar yazdığınızı methiye dolu sözlerle yazan ve akabinde tavlayabileceğini sanan bir bunak olabilir mi ?
Bu gibi insanların daha önceden tecrübeli olduklarını sizden daha iyi kimse bilemez inancındayım .
Bu adamlar Sayın KARABIYIK ‘ın son dönemlerinde sizi arkalarına aldıklarını zannederek yine sizin eleştiri yazılarınıza yorum yazıp , voleybol basınının en büyük kalemini ele geçirdiklerini sanan geri zekalılardan birisi olabilir mi ?
Henüz geçtiğimiz ay sizin sitenizde Sayın KARABIYIK ‘ı defalarca açıklanan lisans ve ceza konusunda eleştirmeye kalkan , kullandığı Zeynel YILMAZ rumuz ismini en yakın arkadaşlarından birinin adını kullanacak kadar salak olabilen , düzgün cümle dahi kuramayan ,parmak arası giyebilen birisinin yönlendirdiği herhangi biri olabilir mi ?
Yada bir sohbet sırasında Akif ‘in “ ya bu iş nereye kadar böyle devam edecek ,aslında oturup anlaşsak , kendimizi anlatsak ,tanımıyorlarsa tanıtsak ne iyi olur “ sözünü aylar önce “ ezeli rakip sporcuları aynı karede buluştursak ne güzel olur “ temennisinde olduğu gibi üstüne vazife edinen bir işgüzar yazmış olabilir mi ?
İnanın ben çok merak ettim hocam .
BeğenBeğen
Ucuz , emek harcanmamış , sıradan bir film senaryosu gibi okuduklarımız . Sevgili hocam Allah size uzun ömür versin .Ama mutlaka yerinize birilerini yetiştirmeli , alt yapısını hazırlamasınız.Bir Hasan EPİRDEN ,ne kadar büyük sorunmuş birileri için ?
BeğenBeğen