YABANCI İSTİLASI… (2) / MİLLİ TAKIM KRİZİ… / Hasan Uğur Epirden

 

DCILvraXoAAjCuC

Basketbol ve Voleybolda olduğu gibi futbolumuzda da genç yeteneklerimiz harcanıyor, heba ediliyor…

Oysa devlet politikalarımızda gençlerimize verilen önem söylemleri ve nutukları zirvede…

Sporumuzda Türk gençleri harcanırken yabancılara verilen değer ve de ödenen astronomik paralarla zaten ekonomik krizde olan ülkemizde ayrıca hatırı sayılır bir döviz kaybına sebebiyet vermekte, üstelik ele avuca sığar bir fayda da alınamamaktadır…

Futbolumuzda sıradan bir yabancıya (çoğu kariyerini tamamlamış/tamamlamakta olan, yaşı geçmiş, sakatlıklar süreci yaşamış, kısaca kulüplerinde gözden çıkartılmış) yıllık en düşük 1.5 milyon (yaklaşık 6 milyon Türk lirası) verilirken, 200 binpaha biçilen (!) yetenekli gençlerimize göz göre göre harcıyoruz…

Ben yabancı sayısının futbolda da, basketbolda da, voleybolda da kısıtlanmasından yanayım…

Bu uygulama 3 popüler branşımızda kaç olur tartışılır, ben sadece voleybolda 2 yabancıdan yanayım…

10898205_824260580972219_2650172735537705756_n

Futbolu çok yakından takip eden asistanım Sebo‘nun (Sebahattin Tosun) futboldaki düşüncesi şöyle;

Oyunda en fazla 6 yabancı, yedekte de 3 yabancı olması lazım !…”

Görünen o ki, sınırsız yabancı oynatmak Türk futbolunu katletmekten başka bir şey değildir !… Milli takımımızdan bu mantaliteyle başarı beklemek hayalcilikten öteye geçmez, kendimizi kandırırız, yabancıların cenneti olmaya devam ederiz ?…

Zaten dış basında “salak” yerine konuluyor, dalga geçiliyoruz ?…

Birileri, köşeleri ele geçirmiş, bu furyadan nemalanmakta, büyük paralar götürmektedirler ?…

fatih-terim-ve-yildirim-demiroren-nereden-baslasak-14084

Bu katliamın baş sorumlusu temsil ettiği ve hizmetkarı olduğu koca camiayı babasının çiftliğine dönüştürme başarısını (!) gösteren Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören‘dir… Fatih Terim‘e bahşedilen (!) hak etmediği servet de ondan sorulmalıdır !…

Tamam, bir çok aykırı, çirkin olayın odak noktasında yer alan Fatih Terim Milli takımımızın başına yakışmayan, kabadayı karakterde bir teknik adamdır, bu karakteri ve kişiliği başarılarının çok önüne geçmiştir, görevine çok geç kalınmakla son verilişi son derece doğru karardır ancak onunla yapılan sözleşmede tanınan hukuki haklar da uzman bir hukukçunun değil, Hukuk Fakültesine devam eden bir öğrencinin bile yapmayacağı hatalı/yanlı/yanlış maddelerle doludur, Futbol Federasyonunu büyük kayba uğratmıştır, bunun hesabı sorulmalıdır ?…

Gelelim, başarılı, bu mertebeyi hak etmiş en az 10 teknik adamımız varken, yerine getirilen 71 yaşındaki Lucesku efendiye…

Elindeki malzeme belli, çürük ?…

Takımımızın geriye 4 maçı kalmış, hepsi birbirinden zor ?…

Gruptan çıkması, takımlarında yedek kulübelerinden maç seyreden futbolcularla mucizelere bağlı…

Son olarak bir televizyonun spor programına bağlanan Lucesku‘nun, yedekte olan Milli Takım oyuncularını kast ederek “Bu hafta birkaç maç seyrettim ama bir fikir sahibi olamadım !…” sözleri içinde olunan durumun ne denli vahim olduğunun en canlı örneğidir…

Bu nasıl bir planlamadır, bu nasıl bir vurdumduymazlıktır, bu nasıl bir sorumsuzluktur, bana bunu izah edebilecek bir tek kişi varsa öne çıksın, tartışalım ?…

Milli Takımımız önümüzdeki ay, 2 eylülde Ukrayna ile deplasmanda, 5 eylülde Hırvatistan ile kendi evinde karşılaşacak…

Bu saatten sonra Lucesku elinde sihirli değnek olsa ne yapabilir ?… A Milli takımı nasıl Dünya Şampiyonası finallerine taşıyabilir ?…

Mekan basacak kadar ileri giden, olayların fatihi hakkında unutulmayacak o kadar çok şey var ki ?…

Uzaklara gitmeden (!), 2016 Avrupa Şampiyonasını düşünelim ?… Reklam filmi, hak edilmeden cukka edilen büyük paralar, Milli formanın onurunu hiçe sayıp prim şartları ve diretmesi, Milli takım kadrosunun keyfi oluşturulması, Arda Turan rezilliği, son olarak da mekan basma olayının hemen ardından “Milli forma kutsaldır, orada para geçmez, sözü bile olmaz !…” düsturuna rağmen haklı nedenlerle, yani yediği halt sonrası kovulduğu TFF‘den tazminat konusunda diretmesi, “Mehmetçikler ölüyor…” deyip de duyarlı büyük laflar edip, bu denli prim derdine, tazminat diretmesi ve tabii ki bu bozulan, bozulmasına izin verilen ve de seyredilen bu top yekun istismara dünden beri işlediğimiz sınırsız yabancı budalalığı eklenince ortaya çıkan tablo her şeyi gayet güzel anlatmıyor mu ?…

Devam edecek…

1 Comment

  1. Gökhan İnler, Tolga Ciğerci gibi Türkiyede doğmamış, futbola oralarda başlamış ve Alman takımlarında ounarken transfer olmuş, dedesi Almanyaya gitmiş olmasından dolayı ismi Türk olan oyuncuları da Türk saymamak lazım. Altyapısını Türkiyede almış oyuncular bana göre yabancı statüsünde sayılmaz.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s