Bugün sonsuzluğa yürüyen Suat Carlı kardeşimle her ne kadar Voleybol Federasyonu, Merkez Hakem ve Gözlemci Kurulu’nda Sokullu Ümit Paşa’nın (Ümit Sokullu) yaverliğini yaptığı dönemde Paşamızın derin ve yoğun mesaisine (!) eşlik ettiği için eleştiri sağanağıma maruz kalmış olsa da geçmişte çok iyi bir dostluğumuz vardı…
Bir çok plaj voleybolu turnuvamızda da bana ve ekibime çok yardımcı olmuştu…
Umarım bana küskün gitmemiştir, çok vicdan azabı çekerim ?…
Voleybola aşık, düdüğünün hakkını veren, herkesle dost, sevecen ve esprili bir dünya görüşü vardı…
Birbirimize çok paylaşımlarımız olmuştur…
Az önce “arşivime bir göz atayım…” dedim, yüze yakın mesaja rastladım…
Onu anmak için zaman zaman hoş olanları paylaşacağımı düşünüyorum ?…
Bugün birinden başlamaya karar verdim…
Tebessüm ettiren, ettirirken de düşündüren, bana 12 temmuz 2012’de mail kutuma yolladığı, ülkemizde spordaki yönetim anlayışını ve modelini sergileyen ve de hala geçerliliğini koruyan hikayeyi paylaşmakla başlayayım…
Başta sevgili eşi, kardeşim Füsun Zöhrap, oğlu ve ailesi olmak üzere voleybol camıamıza, sevenlerine baş sağlığı diliyorum…
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun…
Hasan Uğur Epirden
TÜRKİYE’DE YÖNETİM MODELİ VE PÜF NOKTALARI…
Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verilir…
Her iki takım da performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçerler.
Büyük gün gelir ve iki takım da kendini hazır hissederler.
Yarış yapılır.
Japonlar yarışı 1 km farkla kazanırlar.
Yarış sonrası Türk takımı çok hırs yapmış ve üzülmüştür.
Bu açık farklı yenilginin nedenlerinin bulunması için yapılan analizler ve uzun çalışmaların ardından hata bulunur. Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyormuş. Türk takımında ise 1 kişi kürek çekiyor, 8 kişi dümeni kullanıyormuş.
9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış daha yapmak için tekrar çalışmalara başlarlar.
Türk takımında yeni yapılanma şöyledir;
4 dümen müdürü, 3 bölgesel dümen müdürü, kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu 1 dümen yöneticisi ve 1 kürek çekme elemanı.
İkinci yarışı da Japonlar bu kez 2 km arayla kazanırlar.
Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçer ve yarışın kaybedilmesinin nedenini bulurlar.
Sorumlu tutulan kürekçiyi derhal kovarlar. Müdürlere de bu işin çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye dağıtırlar.
İşte, Türkiye ile bire bir örtüşen yönetim modeli…
Esen kalınız.
Suat CARLI