Şehir yönetimlerinde görülen büyük zafiyetler yanında, çağdaş belediyeciliğin örnek modellerini sunan ve Eskişehir’i imrenilen bir dünya şehri haline getiren, ülkemizin en başarılı belediye başkanı YILMAZ BÜYÜKERŞEN‘e yapılan menfur saldırıyı, şiddetle kınıyor, failinin ve arkasındaki cesaret aldığı güçlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını bekliyorum…
“Belediyecilik bizim işimiz…” diyenlerin ve de 253 milyar dolar harcadıkları İstanbul’umuzdaki hazin ve düşündürücü tablo;
Sokaklarda yüzen insanlar, Taşan kanalizasyonlar, Duba olan belediye otobüsleri, suların altında kalan araçlar, su basan evler, kaba dalgalarla boğuşan metro, akvaryuma dönen Avrasya tüneli,, denizaltı olmadığı için vazife görmeyen tranvaylar, nehire dönen otoyollar, Venedik’i kıskandıran sokaklar…
“Elalem Mars’ta su buluyor, biz layığımızı bulduk !…” diyen Yılmaz Özdil yazmış da yazmış, bir-iki de ben ekleyiverdim…
Sıkıntılı günler yaşıyoruz vesselam ?… Katlettiğimiz doğa da sanki bizden intikam alıyor… Selden sonra, mandalina büyüklüğünde gökten inip, ortalığı fırtınayla birlikte savaş alanına çeviren dolu da bunun en çarpıcı örneği…
Hala endişeyle tetikte beklediğimiz İstanbul Depremi için bile önlem alınamayan İstanbul çevre illeriyle birlikte artık yaşanması güç ve oldukça tehlikeli bir şehir oldu…
Afetlerle uğraşırken başımıza bir de Fatih Terim haberi çöreklendi… Yaptığı birbirinden af edilmez hatalar ve ayıplarla sonunda çoğunluğun nefretini kazandı, sonrasında da tercihindeki hatasını çok geç de olsa anlayan Futbol Federasyonu tarafından auta şutlandı…
Başta Bodrum olmak üzere öncüleriyle ve artçılarıyla Ege’yi beşik gibi sallayan deprem şokunu yaşarken çıkan (bence rant için çıkarılan) içimizi dağlayan orman yangınlarında binlerce hektar kül, doğadaki hayvanlar telef olurken, birilerinin sözde vekili olan hıyarın birisinin de çıkıp, “Bu kadar ağaç dikilirse, olacağı bu…” diye utanmadan verdiği, insan olana yakışmayan çirkin demeci, benim gibi duyarlı herkesi öfkelendirdi…
Ve gelelim gene voleybolumuza… Samsun’un ev sahipliği yaptığı 2017 İşitme Engelliler Yaz Olimpiyat Oyunları’nda salon voleybolu erkekler kategorisinde mücadele eden İşitme Engelliler Erkek Voleybol Milli Takımımız final karşılaşmasında, Ukrayna’yı 25-22, 25-21 ve 25-23’lük setlerle 3-0 yendi ve yenilgisiz şampiyon olarak altın madalyanın sahibi oldu.… Yürekten kutluyoruz…
Bu konuda paylaşmak istediğim birkaç husus var… Bu başarıda en büyük hisse, işe sıfırdan başlayarak, tam 8 yıl, maddi ve manevi güçlüklere sabırla ve büyük bir özveriyle göğüs gererek baş rolde gördüğüm antrenör kardeşim Osman Çarkçı‘nındır…
Osman‘a bağlanan her hangibir maaş ve maddi destek yok !… Adeta sahipsiz ?… Umarım bu konuda, Türkiye İşitme Engelliler Spor Federasyonu geç de olsa biraz utanır, ona değerini verip, sporcularıyla birlikte ödüllendirir, düzgün bir kadro açar, küstürüp, elinden kaçırmaz ?…
Osman’ın benim için gurur verici yanı “Çarkçı” soyadı… Şansızlığı ise, soyadının Zannini, Milenkoski, Guidetti olmayışıdır… Bu konuda siz değerli okurlarımın sıkılabileceğini düşünerek konu ile ilgili yazabileceğim upuzun düşüncelerimi şimdilik erteliyorum…
Burası Türkiye… Sporumuzun çoğu yetersiz muhterem yöneticileri nedense (!) bu tip ferdi yeteneklerin birleşimiyle ve de büyük emek, özveriyle kazanılan başarılarda hemen ortaya zıplarlar, kameraların kadrajına girmek için birbirlerini itelerler…
Gene öyle oldu… Kazanılan başarıda zerre kadar katkısı ve alakası olmayan Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı M. Akif Üstündağ şampiyonluk sonrasında sevinç yumağında yer almayı kaçırmamış ?… Tabii ki sevinecek, bunun kadar doğal ne olabilir ki ?… Ancak o karelerde ne işi var, çözebilen, bana izah edebilen varsa beri gelsin ?…
Son olarak söylemek istediğim, bir teşekkürden ibaret… Her ne kadar görevini beklentilerimizin dışında tam olarak yerine getirememiş olsa da, 2017 İşitme Engelliler Yaz Olimpiyat Oyunları’nı Samsun’a kazandıran önceki Bakanımız A. Çağatay Kılıç‘a bir spor adamı olarak teşekkür ediyorum…
EPİRDEN BEACH VOLLEY grubu olarak tam kadro Manavgat’ta, bu yıl 2.si düzenlenen MANAVGAT CUP‘tayız… 2 Bulgar, 1 Ukrayna’dan misafir olmak üzere 8 takımın mücadele ettiği ana turnuva dışında, 13 takımın katıldığı Bayanlar Halk Turnuvası, 20 takımın katıldığı Erkekler Halk Turnuvasında son final günündeyiz…
Voleybol, eğlence, tatil iç içe… Yazımı yazdığım şu sıralar tüm ekip yat gezisinde… Ben otelde kalıp sizlere satırlar karalıyorum… Evet sıcak, hem de çok sıcak… Ancak maçlarımızı gece oynuyoruz… Manavgat Belediyesi‘nin Plaj Futbolu Turnuvasının da yapıldığı alanda kurduğumuz ışıklandırılmış 2 sahada, 2500 kişilik tribünler önünde oynuyoruz…
Sanırım yarın sizlere sonuçları aktarabileceğim… Bana, sitemize, liderliğini 25 yıldır yaptığım EPİRDEN BEACH VOLLEY grubuma göstermiş olduğunuz ilgi, verdiğiniz destek bizleri çok daha güçlü kılıyor, ömrümüze yıllar katıyor… Sevmek ve sevilmek… Sanırım bu konuda en şanslı olanlardanız… Sayenizde…
Yazını okurken her satırında acaba bu satıra nasıl yorum yazarım derken ,işitme engellilerimizin göğsümüzü kabartan başarısına geldi sıra .Ve dedimki TVf bu işin neresinde acaba ? Resmi sitesinden haberi yayınlamıştı.Daha parağrafınızın henüz üçüncü satırında antrenörümüzün hiç bir destek almadan ekibini bu günlere getirdiğini yazmışsınız.Sonsuz teşekkürler Osman ÇARKCI .Sessiz çığlığınız için .
Akif ÜSTÜNDAĞ ‘a gelince sayın EPİRDEN , davet aldığını sanmıyorum.Ya kendi aklına gelmiştir yada birisi kulağına başkan işitme engellilerimiz final oynayacak orada olmak lazım diye hatırlatma yapmıştır.İnşallah biri onu hatırlayıp davet etmiştir. Davetsiz yere simitci ve tatlıcılar gider çünkü.
BeğenBeğen
Spor basınında Cengiz Ünderin Romaya transferinden bahsediliyor da, onu yetiştiren Altınordu kulubünden pek bahsedilmiyor. Büyük haksızlık. İkinci transferden %30 alıyorlar, Cengiz Ünderden 5 milyon Euro alacaklar. Geçen sene Çağlar Söyüncüyü Almanyanın Freiburg takımına verdiler, çocuk Almanya 1. Liginde (Bundesligada) direk oynadı, başarılı oldu, Freiburg takımı onu satıp para kazanacak. Altınordu kulübü U13, U16,U17 de Türkiye şampiyonu, U19 da Türkiye 2 ncisi oldu. Milli takıma 33 tane futbolcu vermişler. Muazzam altyapı, Türkiyenin bir çok yerinde izleme ekipleri, İzmir civarında 3 yerleşkeleri, ingilizce, tarih öğretmenleri var, bu sene 1.nci Ligdeler (Süper ligin altı), yabancı oyuncu yok, futbolcu yaş ortamaları 21 civarı(takımda 3-4 abi var). Bunları yazmam Erol Ünal Karabıyığın futbol versiyonu olduğundan. İkinciside Türkiyede Spor adamları çıkıyor, ama ülkemizde liyakat denen kavram yok olmaya yüz tuttuğundan, layık oldukları yere gelemiyorlar. Rakamlara göre önce Beşiktaşın, sonra Türk futbolunun dibe gitmesinde rolü olan kişi veya kişilerin yerine, Altınordu Kulübü kadrosu ekip halinde Futbol Federasyonuna gelse, Voleybolda olduğu gibi, eminim Türk futboluda büyük aşamalar kaydeder.
BeğenBeğen
İşitme Engelliler olimpiyatı sizinde tespit ettiğiniz gibi Spor Bakanlığı ve işitme engelliler federasyonunun faaliyetidir.TVF ilgilendiren tek tarafı ilgili federasyonun talebi üzere hakem görevlendirmektir. İşte hepsi budur.
BeğenBeğen