Voleybol takımları gelecek sezon için hazırlıklarına devam ediyorlar.
Bazı takımlar kadrolarını tamamlamışken bazıları ise oyuncu arayışlarına devam ediyor.Ediyorlar etmesine ama porselen dükkanına giren fil gibi her şeyi yıkıp geçiyorlar.
Ne etik, ne ahlak, ne centilmenlik dinliyorlar. Mesela sözleşmesi devam eden oyunculara teklif götürüyorlar. Oyuncunun kafalarını çeşitli vaatlerle çelip ‘Bonservisini al gel bize’ diyorlar. Oyuncu, ya kendisi kulübe gidip yöneticileri, hocaları ile kavga ederek, tartışarak bonservisini almaya çalışıyor ya da ailesini devreye sokuyor. Neticede pek çok nahoş olay yaşanıyor.
Bu konuda şikayetini facebook sayfasında yazan bir Antrenör arkadaşımı aradım.
‘Hocam hayrola? Nedir canınızı sıkan şey?’ diye sordum
‘Hocam ne olsun. Oyuncular canımızı sıkıyor. Onları sıfırdan alıp yetiştirirken en iyi kişi sensin. Hatta ‘baba’sın. Kanatları ile uçmaya başlayınca da ‘engel’sin. Bazen öyle canım sıkılıyor ki. Başka bir işten para kazanacağımı bilsem bu işi bırakacağım’ dedi.
‘Hocam kusura bakmazsanız ben biraz da oyunculardan taraf olacağım. Bir Antrenör bir oyuncuyu yetiştirdi diye ömür boyu bu çocuk onun kölesi mi olmalı? Belki diğer kulübün imkan ve olanakları onun geleceği için daha iyi olacak’ dedim.
‘Bakın hocam, biz kimsenin voleybol hayatına engel olmak düşüncesinde değiliz. Ama biz de bu işten hayatımızı kazanıyoruz. Çoluk çocuk buradan gelecek 3-5 kuruşa bakıyor. Biz domates yetiştirmiyoruz ki hale götürüp satalım. Ya da araba yapmıyoruz ki ihraç edelim. Biz oyuncu yetiştiriyoruz. Onlar bir ömür boyu bizim yanımızda, dizimizin dibinde de otursunlar da istemiyoruz. Daha iyi yerler gitsinler tabiî ki. Ama oyuncu giderken bu işe emek veren insan olarak bana gelip ‘Hocam ben filanca kulübe gideceğim. Bonservisimi almak istiyorum’ dememeli. Alacak olan kulüp yetkilisi bizi önce arayıp sonra oyuncu ile konuşmalı. Yani ideali o ama oluyor mu? Hayır!. Biz bonservisi vermek istemediğimizde de oyuncunun gözünde ‘düşman’ oluyoruz. Bunu Federasyon düzenlemeli’ dedi.
‘Hocam her şeyi devletten beklemeyelim. Federasyonun işi başından aşkın. Sizin bir çözümünüz yok mu?’ dedim.
‘Tabii ki var. Mesela şöyle bir çözüm olabilir. Oyuncu her transfer olduğunda transfer bedelinin küçük bir yüzdesini onu yetiştiren hocasına verilmesi zorunlu hale getirirlerse çok iyi bir çözüm olur. Böylece Antrenör çok daha iyi oyuncular yetiştirmeye çabalayacak. Çünkü oyuncu ne kadar çok kazanırsa, ne kadar çok transfer olursa hoca da o kadar çok kazanacak. Böylece herkes kazanacak’ dedi.
‘Valla hocam çok güzel bir çözüm bu. Mevcut pek çok sorunu çözer’ dedim.
‘Allah rızası için biri bu işi çözsün.Her sezon aynı sorunlarla karşılaşmaktan gına geldi. Yetiştirdiğim öğrencilerimle ve aileleriyle bonservis konusunda kavga etmek istemiyorum artık.Bir sözüm de antrenör arkadaşlarıma. Lütfen bir oyuncuyla konuşmadan önce bizimle konuşsunlar’ dedi
‘Hocam son konuyu başka bir yazıda konuşalım. Konu çok uzamasın. Zaten camia çok okumuyor. Hele uzun yazı hiç okunmuyor’ deyip bu konuyu yazmak üzere vedalaştım.
Sevgili Federasyon yetkilileri; burada bir çözüm önerisi duruyor.
Gerisi ellerinizden öper
EVOLEYBOL.COM 
SEVGİLİ HOCALARININ CANINI SIKAN DOMATESTEN OYUNCULAR .!!
Konunun çok ortasından girip sayın hocama tersten kendisine de muhtemelen ters gelecek bir soru sormak isterim !
Öncelikle sporcuya yön veren ailelerdir ülkemizde çok az bulunanlardan olan bu aileler evlatlarının iyi yetişmesi sağlıklı olması ve buna benzer sebeplerden,tahsillerinin de beraber yürümesini sağlayarak maddi manevi fedakarlıklarla katlanır kendi ihtiyaçlarından kısarak evlatlarının arkasına düşer muazzam katkıda bulunurlar ve bu ailelerin evlatları sayın hocama olduğu gibi diğer meslektaşlarınında var olmasını ekmek yemesini sağlayan bireyler olurlar kurulan kulüplerde takımların oluşturulmasını sağlarlar!
Zaman içerisinde kimileri yeteneklerinin sınırlı oluşu,sakatlıklarından, kimisi ekonomik nedenlerden voleybolu bırakır, kimide aradan sıyrılır iyi istikbale doğru tırmanmak isterken sayın hocam gibi düşünceler yüzünden av gözü ile bakıldığı için yok edilirler … Arkana dönüp baktığın zaman ailelerin harcadığı paraların hesabını tutarsan hesap makinan taşımaz rakamları ! Yani yapmak istemediğin hesaptan dolayı..?
Soruma geliyorum.. sayın hocam sizin mesleğinizin yapılmasında takımları dolduran sizin ailenize ekmek parasını götürmenizi kariyer yapmanızı sağlayan ailelerinin onlarca zaman para harcadığı yukarıda saydığım çeşitli sebeplerden sporu bırakmak zorunda kalan ,sizi siz yapan bu sporculara kazancınızın bir bölümünü paylaşmanız gerektiğini de haykırabilirmisiniz acaba ??
Evet çok haklısınız Federasyon El atmalı bu işe sizin gibi düşünen ideali olmayan bulunduğu işten kazancından memnun olmayan maaşı dışında gelir hesapları yapan başkasının kazanç hakkından nemalanmak isteyen spor eğitmenlerine teşekkür edip kendinizin de belirttiği gibi başka işlerde kazancınızı armaya davet etmeli…
Eğitmenin sözlükteki anlamı -(Belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetiştirme, geliştirme ve eğitme işi. Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme,) Sizin mantığınızla demek oluyor ki sporun dışındaki eğitmenlerin de sayelerinde kariyer yapmış kişiliklerin yakasına yapışıp ver bakalım kazancının yarısını demesi gerekiyor.
Türk Voleybol mu !
Neden gelişmiyor aynı yerde sayıyor, iyi sporcular yetişmiyor, neden yabancı sporcular, antrenörler sorularının izahımı !
Ülke voleybolunun,sporcusunun,Kendi kariyerlerinin gelişmesi bile umurunda olmayan sadece ceplerinin şişmesini düşünebilen gözünü para bürümüş ideali sıfırlanmış bunu alenice açıklamakta hiç bir sakınca duymayan sayıları da artmaya başlayan bazı eğitmenler….
BeğenBeğen