Bayan voleybolumuzda açılan yepyeni bembeyaz bir sayfa…
“Koçum Ferhat”la ve onu A Bayan Milli Takımımızın başına torpille (!) getiren, başarısızlığına karşı inatla ona destek veren vizyonsuz, tecrübesiz, zayıf bir Federasyon yüzünden kaybettiğimiz yıllar ve de en önemlisi avucumuzun içinden kaçırdığımız Rio 2016 Olimpiyat Oyunları vizesi, buruk bir şekilde Rio’yu ekranlardan kahrolarak izleyişimiz…
Bunların hepsi gözlerimin önünden bir film şeridi gibi akıyor ?…
Sonunda hatasını, herşeyi mahfettikten, prestijimizi yok ettirdikten, bayan voleybolumuza hayli irtifa kaybettirdikten sonra anlama başarısını (!) gösterip, takımımızın başına Guidetti‘yi getiren Federasyonumuz aklınca günah çıkatmaya çalışıyor ?…
Guidetti aslında en isabetli seçim ama çoğu voleybolsever gibi benim de tereddütlerim arasında zirveye oynayan Vakıfbank ile bu işi ne kadar sağlıklı götüreceği, yukarılardan vey sağdan soldan bazı baskılar altında inisiyatifini sağlıklı kullanabilip, kullanamayacağı sorusu var ?…
“Koçum Ferhat” ve Federasyonumuzun tarihi işbirliğiyle (!) havasını ve gücünü kaybeden kızlarımızı toparlamak kolay iş değil ?…
Rusya ve Sırbistan’ın ardından alabileceğimiz en kötü sonucu aldığımız ancak bir deneme turnuvası olarak gördüğümüz Boris Yeltsin Turnuvası sonrası işte ciddi bir turnuvalar zinciri, GRAND PRİX bizleri bugün kucakladı…
Kendi evimizde, Ankara’da oynamaya başladığımız ilk etapta birinci gün rakibimiz
Çok arzu etmeme rağmen, Voleybol Federasyonunun şahsıma karşı göstermiş ve de hala göstermekte olduğu kindar tutum beni, geçen dönem FIVB’den Akreditsyonum olmasına rağmen büyük bir ayıba imza atarak Ankara’da oynanan Olimpiyat Avrupa Elemeleri turnuvasına kabul etmemesi nedeniyle bu müsabakaları ne yazık ki evimden izlemek zorunda kaldım ?… Başkanından yönetim kurulu üyelerine kadar. “Basın Özgürlüğü” tanımlamasını özümseyememişlerin yer aldığı Voleybol Federasyonu’nun bu çağ dışı anlayışını ve uygulamasını bir kez daha şiddetle kınıyorum…
Unutturulmaya çalışılanları tekrar güncelleyip gündeme taşıyacağım “Hazan Yaprakları” dosyam bir Ağır Ceza Dosyası (!) kalınlığında Eylül’de onlarca bölümle yayın sırası alacak !…
Böylesine lüzumlu bir içten giriş sonrası gelin, bugün oynadığımız maça geçelim ?…
Maçı Ankara’da bizim doktor Deniz Arslan izledi… İzlenimlerini yazdı… Ben sadece takımımızı hiç beğenmediğimi, bundan sonra işinin artık çok zor olacağını söyleyebilirim ?… Böylesine bir milli maçta kendi evinde az da olsa kendi seyircisi önünde bu denli ezik bir oyun çıkarmak hayli üzücü ve endişe vericidir !…
Peki ya 0-10’luk bir ara skor bu takımımıza yakıştı mı ?…
Mihajlovic resmen topla dövdü bizimkileri…
Genç bir ekiple gelen Brezilya da, hırslarıyla ve istekleri ile coşkuyla oynayan Belçika da bizi normal şartlarda yener, döner ?…
Tabii ki Naz, Eda ve Neriman eksikliği büyük dezavantaj…
Hande‘de ve Kübra‘da sonuna kadar ısrar etmek gerek ?…
Bence Meryem de, Polen de Neslihan‘ın bıraktığı boşluğu dolduramazlar… Ben Naz’ın çaprazı olarak Neriman‘da ısrar ediyorum… Hatta ortada blok koşularında hala ağır kalan Kübra pasör çaprazına bile alınabilir… Rakip takımların köşe smaçörlerinin hücumlarını ağızlarına sokar, kabusları olur ?…
Fatma bence bu takımın köşe smaçörü olamaz !…
Libero sorunumuz var !… Bu iki kızımızın dışında boyu her şeye rağmen 1.80’nin altında olmayan genç bir libero yetiştirmemiz şart !…
Diclenur Babat için hala kararsızım…
Açık konuşmak gerekirse Gözde bu takımda çatır çatır oynar !…
Naz, Eda, Neriman ve Gözde‘ye Kübra veHande‘yi ekliyorum…
2. pasör olarak kesinlikle Gamze Alikaya bankom…
Çağla Akın da fizik eksikliği ve yetersizliğiyle asla bu takımın pasörü olamaz !…
Guidetti‘nin ilerki rötuşları ve takımın çekirdek kadrosundaki tercihleri bu takımı şaha kaldırmasa da bir çeki düzene sokacaktır… En azından ben böyle bir beklenti içerisindeyim !…
Seyirci azlığına gelince…
İlk maçımızı 1200 civarında seyirci izledi… Yani salonun altıda beşi boştu… Belki diğer 2 maçta hafta sonu olduğu için biraz daha kıpırdar ama eski heyecan ve ilgiyi ara ki bulasın ?…
Sanırım en büyük tehlike işte burada…
Ne demek istediğimi parantezi açarak anlatmaya çalışsam bu yazı bitmez !…
Aslında neler demek istediğimi sizler çok iyi biliyorsunuz zaten ?…
Federasyonumuzun bu konuda “Maşallah”ı var evvel Allah ?…
2017 FIVB WORLD GRAND PRIX’de anlaşılan bu yıl bir alt gruba düşmemek için oynayacağız… Bu kadroyla biz sadece tek bir takımı yeneriz, o da Belçika’olur. Allah’tan evimizde oynayacağız bu maçı ?…
Finalleri Çin’de yapılacak olan 2017 FIVB WORLD GRAND PRIX’de 2 favorim var… Bu 2 takım aynı zamanda da 2020 Tokyo’daki favorilerim… İtalya ve Sırbistan… Tabii ki ev sahibi Çin ile biraz daha toparlanacak olan Brezilya ve Amerika Birleşik Devletleri kürsüyü zorlayacaklar… Hollanda ise kök söktürecek, sürpriz yapıp en azından üçüncülük maçı oynayabilir ?… Japonya’ya burada şans vermiyorum ama 2020 Tokyo’da kürsüyü hedeflediği kesin ?… Rusya hakkında şimdilik bir fikir yürütemiyorum ama bayan voleybolunda bir ekol, boş durmayacaklardır ?… Kim ne derse desin Tayland’a bayılıyorum… Yakın gelecekte yukarıları fena zorlayacaktır…
2017 FIVB WORLD GRAND PRIX’nin yıldız adaylarım İtalya’dan Egonou, Sırbistan’dan Boskovic ve Mihajlovic, Brezilya’dan Tandara, Çin’den de Ting Zhu olur…
Tüm bunlar dünya voleybolu adına yaşanırken, FIVB Dünya Klasmanında, üstümüzdeki takımlar işi ciddiye alıp, puanlarına puan katarak aramızdaki farkları açarlarken, bazı kızlarımız tatilde dinlenir, eğlenirken, voleybolumuza çağ atlatan (!) federasyonumuz da yaklaşan Avrupa Şampiyonasında hangi oyuncuları deneyeceğini düşünür dururken, bizler de hüzünle TV başına geçer, maçları izler, geçmiş başarılarımızla avunur, teselli buluruz ?…
Seyirci azlığına gelince…
EVOLEYBOL.COM 