KALİTELİ YABANCIYA “EVET”, AMA ÜLKEMİZDE ALTERNATİFİ YOKSA ?…
Hasan Uğur Epirden
“Je pense, donc je suis !…”
“Düşünüyorum, öyleyse varım !…”
Rasyonalizmin babası saydığım Fransız düşünür René Descartes‘in felsefe tarihinin en önemli sözlerinden biri olan bu sözü her ne kadar günümüz Türkiye’sinde pek geçerli olmamaya başlamışsa da (!) ben Allah’ın bana bahşettiği beynimin hakk nı vermeye çalışanlardan biriyim !…
Yabancı oyuncu, antrenör, fizyoterapist‘den sonra şimdi de huzurlarımızda “Performans Doktoru”..
Eczacıbaşı Spor Kulübü çok yerinde, çağdaş bir karar almış, oyuncularının gelişimini en iyi şekilde yönlendirmeyi ve izlemeyi hedefleyen yeni bir sistemi hayata geçirmek için düğmeye basmış ?…
“Performans Bölümü” adı verilen bu çağdaş sistem için de bu alanda kariyer sahibi, dünyanın en gözde isimlerinden Brezilyalı Prof. Dr. Jose Inacio Salles Neto‘yu bu bölümün başına getirmiş ?…
Vakıfbank da boş durmamış (!), alt yapıların başına İtalya’dan bir karı-koca getirmek için kollarını sıvamış ?…
Yani 11-12-13 yaşındaki minik kızlarla ya aracı bir tercümanla, ya da el-kol işaretleriyle ve de “Tarzanca” iletişim kuracak ?…
Voleybol basınımız bu 2 gelişmeyi “BÜYÜK TRANSFER !…” başlığı ile müjdeledi (!)…
Ülkemizde bu 2 konuda kimse bulunamamış, büyük ihtimalle bulunmuştur ama yabancı sevdası ve hayranlığı ile kendi ülkesinin bu konuda ihtisas yapmış evlatlarını yok sayıp, aşağılarcasına böyle tercihler yapılmış belli ?…
Vay ülkemin voleybol anlayışı vay ?…
İnsan sadece üzülmüyor, kahroluyor ve de voleyboldan soğumamak için direniyor ?…
Tıpkı benm gibiler gibi ?…
Ülkemizde Vakıfbank’ın bu konuda hedefe mükemmel koşturacak, kendilerini kanıtlamış onlarca alt yapı antrenörü kardeşim var !…
Eczacıbaşı’nın ise Brezilyalısının bu işini yapacak, akademisyen, bu işin uzmanı Doçent Dr. Sinem Mavili ne güne duruyor ?… Üstelik sırf bu dalda, tam teşekküllü labaratuar donanımıyla klinik zinciri açan Prof. Dr. İbrahim Yanmış var ?… Üstüne üstlük Motta da bu hocaları yakından tanıyor, birlikte çalışmışlıklarını var, hedefi A Bayan Milli Takımımızla 2012 Londra vizesi alarak, orada da ülkemiz bayan voleybolunu, çağdaş Atatürk kızlarını bir kez daha, hem de en önemli platformda zirveye taşıyarak tam isabet tutturduklarını da biliyoruz ?…
Ama bu saydığım uzman kişiler Maalesef Türk, üstelik duygusal konularda (!) cazip değiller ?… Menajerleri de yok bu ustaların ?… Yani paraların saçılma şansı yok !…
KALİTELİ YABANCIYA “EVET”, AMA ÜLKEMİZDE ALTERNATİFİ YOKSA ?…
Bir yabancı takıntısıdır gidiyoruz…
Her dalda olduğu gibi sporumuzda da kendi değerlerimize sırtımızı dönüp, dışarılarda antrenör, oyuncu, kondisyoner vb. spor adamı arıyoruz…
Tabii ki federasyonlar ve kulüpler başarı için odaklanmaktadırlar, ancak bu arada kendi değerlerimizin önlerini kesmekte, küstürmekte ve de soğutmaktalar ?…
Şöyle bir etrafımıza, yakın geçmişimize dikkatli ve de objektif bakarsanız bu konuda yanlış seçimler, başarısızlıklar, hüsran ve de sokağa atılan, hem de döviz cinsinden paraları görmekte pek zorlanmazsınız ?…
Barbolini tartışmasız bu konuda verebileceğim en canlı ve çarpıcı örnektir !…
Eczacıbaşı gibi, bayan voleybolumuzun lokomotifi, “amiral gemisi”nin, Galatasaray’da, Milli Takımımızda tabiri caizse “0” çeken, zaman ve irtifa kaybettiren böyle beceriksiz bir kişiye dünya yıldızlarının yer aldığı bir kadroyu emanet etmesine hala akıl sır erdirebilmiş değilim, bunu çok büyük, telafisi olmayan koca bir sezon sarfı ile devasa bir hata olarak görmekteyim…
Bu konuda bünyelerinde belki de ayıklanması gereken (!) sorumlular olmasına rağmen hala korunmalarına da şaşırıyor, anlam veremiyorum ?…
Voleybol pastasının çok fzla büyüdüğü, “Duygusallığın” (!) ön plana çıkıp, doğru ve gerçeklerin heba edildiği bu tip benzer ortamların daha birçoğunu sayabilmek mümkün ?…
Eczacıbaşı bence sonunda en doğruyu yaptı, yıllar önce yollarını hala hatırlamakta zorluk çekmediğim, başta çok özel (!) bir sporcu kızımızın rahatsızlığı kaynaklı olmak üzere (!) sudan sebeplerle yollarını ayırdığı Brezilyalı teknik adam Marco Motta ile yeniden el sıkıştı… Semeresini mutlaka alacaktır…
Motta‘nın işine verdiği önemi, ortaya koyduğu katma değeri çok iyi biliyorum… Alt yapıya çok önem veren, bilimselliği önemseyen, tıp ile yakın koordinasyon içinde çalışan, sıkı antrenmanlar yapan, kayıran sporcuyu sevmeyen bir yapıda olan Motta‘nın gelişini duyan, yaşları kemale ermiş 2 abladan birisi voleybolda aktif sporculuk hayatına nokta koyma kararı aldı, bir diğeri de yanında pimi çekilmiş el bombası varmışcasına arkasına bakmadan kaçıp, soluğu bir başka güzide kulüp takımımızda aldı… Bence ikisinin de verdikleri kararlar en doğrularıydı…
Şimdi bu olup bitenlerden sonra insan ister istemez “Acaba yabancı bir transfer daha yapıp, (Mesela Doug Beal gibi) Voleybol Federasyonu Başkanlık koltuğuna oturtsak mı ?…” diye düşünüyor ?…
.
Sayın Hocam ,
Kaliteli yabancı ve ülkenizde alternatifi yoksa demişsiniz . Ülkemizde Sheilla Castro ve Tatiana Kosheleva gibi üst düzey oyuncular bile oynayamadı. Bu konuda ciddi bir israf içindeyiz. Bu oyuncuların oynayamadığı takımda yerli oyuncularımız kendilerine nasıl yer bulacaklar ki ?
Voleybol federasyon başkanlığına yabancı başkan fikri iyi görünüyor .
Saygılarla
BeğenBeğen
Hasan ağabey, Antrenör dernekleri çalışmazsa biz daha çok yabancılara mahkum ediliriz.Neleri geldi, kimleri gördük. Elbet bu yöneticilerde gidecek.Yine biz bize kalacağız. Kredisi sonsuz denilen giovanni,Barbolini,Motta,Vercesi..hepsi menejerlik harikaları.sizin tabirinizle koçum fero. Türk antrenör yapamadı,becermedi.fakat o da bir menejer harikası. kulüpler malesef menajerlerin eline bakıyor. Bu düzen yıllar öncesinden belliydi. Biz önlemimizi alamadık .Şimdi de hayıflanıp duruyoruz. Sonradan görme yönetici takımı da bu tuzağa düşmüş durumda. Bursa antrenör derneği başkanı güzel bir yazı yazmış, okudum.helal olsun. hasan ağabey o da sizin gibi korkusuz. Bence de yabancı fed. başkanı.yabancı banka kulüpleri başkanları yabancı takım menajeri istiyorum. Çünkü onlar ,eminim ki türk sporcusunu ve antrenörünü değerlendirecektir. saygılarımla,
BeğenBeğen
Hasan Bey merhabalar
Eczacıbaşı ve Vakıfbank gibi bayan voleybolunun lokomotif kulüplerindeki yabancı staff özentisi artık altyapılara da sıçramış durumdadır.Özellikle Vakıfbank voleybolun arkasındaki güç olarak lanse edilmektedir.Benim anlayamadığım İtalya voleybolunun arkasındaki mi yoksa TÜRK voleyboulnun arkasındaki güçmü ?
Eğer ülkemizdeki voleybola destek olmak gibi niyetleri varsa yabancı antrenör sevdasından biran önce vazgeçip yerli antrenörlere hakkettikleri değeri vermelidirler. Bu şekilde ne sporcuya ne de antrenörlere destek olunmaz.
BeğenBeğen