Enteresan bir yazma şeklim var.
Bazen bazı yazıları ‘Şöyle başlayıp, şöyle devam edeyim, şurada sonuçlandırayım ya da şöyle şöyle olsun’ diye günlerce kafamda tasarlıyorum. Bazen de çok önemli gördüğüm bazı şeyleri gündemin yoğunluğunda kaynasın istemediğim için nispeten daha boş zamanlara kaydırıyorum.
Bu günkü yazı da bunlardan biri.
2003 yılında Ankara’da yapılan Avrupa Voleybol şampiyonasında ikincilik kürsüsüne çıktığımızda takımın başında olan (Türkiye Voleybol Milli takımı tarihinde en büyük başarılardan biri ve hatta ilkidir) değerli hocam Reşat Yazıcıoğulları ile Turgutlu’da Milli maçı izlerken karşılaştık.
Türkiye o sene grupta Rusya ve Sırbistan’ı 3-0 yenmişti.
Oysa şimdi Rusya ve Sırbistan Dünya sıralamasında tepelerde gezerken biz o tepelerden aşağı tepetaklak iniyoruz.
‘Hocam sizin zamanınızda Avrupa ikincisi olmuştuk. Gittikçe de yukarıya gidişat vardı. Ne oldu?’ dedim.
‘Devamlılık’ dedi.
‘Nasıl yani hocam?’ dedim.
‘Yani devamı gelmedi Deniz’ciğim. Çünkü bizim ileriye dönük plan projelerimiz yok. Hep günü kurtarmaya yönelik işler yapıyoruz. Bunlara da sözüm yok ama bir taraftan da hikâye devam etmeli. Bunun için elimizde yeterince tecrübeli insan da var. Bu insanlardan yararlanmak yerine bana, Mehmet’e ( Bedestenlioğlu), Reşat’a (Arığ), Adnan’a (Kıstak) sallıyorlar. Ben o zaman kalkıp şunu söyleme hakkı bulurum. ‘Evvela sen daha iyisini yap sonra bize bir şeyler söyleme hakkın olur.
Ben kendi adıma her şeyi çok iyi yaptığımı iddia edemem ama yıllardır voleybolun içinde birisi olarak neyin yanlış, neyin doğru olduğu, nasıl yapılması gerektiği konusunda fikir söyleyebilirim. Ama bu konuda bize de sorulması lazım’ dedi.
‘Yani bir nevi tecrübeli hocalardan oluşan bir konsey, bir oluşum mu?’ dedim
‘Bu bir görüştür tabii’ dedi
‘Bunun yanında ne yapılabilir?’ dedim.
‘Eğitim kalitesi, eğitici kalitesi yükseltilmeli. Ben eğitim aldığım dönemdeki Anatomi hocamın ne söylediğini bu gün bile kelime kelime hatırlıyorum. Neden? Çünkü alanındaki en tecrübeli, en iyi hocalardan biriydi. Kalite yükseldikçe daha iyi ürünler ortaya çıkar. Bir şeyler üreten, kendini sürekli geliştirebilen, dil bilen, teknolojiyi takip eden yeni antrenörler gelmeli. Ama yenileri alkışlarken eskilerinde tecrübelerinden faydalanılmalı’ dedi.
O sırada maç bitmişti ve maçtan sonra yabancı antrenörlerle konuşmak istediğim için Reşat hocamla röportajın devamını getiremedik.
Bu gün onun sözlerini bir kez daha gözden geçirdiğimde aslında ben de hata yaptığımı görüyorum. Başka ülkeden gelen bir hocanın görüşlerini öğrenmek için kendi değerimiz, ülkemizin yetiştirdiği en büyük hocalardan birinden izin istemiştim.
Umarım benim yaptığım hatayı Federasyon ve ülkemizin önemli takımları yapmaz. Bunca tecrübe ve bilgi sahibi hocalarımızdan yararlanırlar.
EVOLEYBOL.COM 