ZEYTİN… / Savaş Eskigülek

 

İşin siyasi ve rant yönünden ziyade bir başka açıdan bakılması amacıyla yazdığı bir yazı ile voleybol camiasının sadece spor değil, üzerinde yaşadığımız coğrafyada olup biten, gelecek nesilleri de yakından ilgilendirdiğini düşündüğünü vurgulayan ve “zeytin” üzerinde oynanan çirkin rant oyunları hakkında bazı önemli ve vurucu bilgileriyle görüşlerini paylaşan, Türk voleybol basınının ayrıcalıklı basın emekçilerinden Savaş Eskigülek bir kez daha beğenimi kazanıp, övgüler hak etti…

Aşağıda o çarpıcı yazının can alıcı bölümlerini bulacaksınız ;

Hasan Uğur Epirden

“En az bin yıl hasat imkanı veren, altı bin yıl önce Anadolu’dan tüm dünyaya yayıldığı kabul edilen efsanevi ağaç!

Yetiştirilmesi ve bakımı oldukça zor ama insanoğlunun bu emeğinin karşılığını cömertliğiyle ödeyen bir ağaç Zeytin Ağacı…

Ata Sporumuz olan güreşin, ilkbahar aylarında doğanın canlanışını kutlamak amacıyla yapılan kutlamalarda, evlenme merasimlerinde, zafer şölenlerinde yağlı güreşe hammaddesini veren ve bu sebeple Türklerle birlikte anılan ağaç!

Elektrik enerjisinin hayatımıza girmediği dönemlerde insanlığı aydınlatan yağ lambalarının kaynağı Zeytin Ağacı…

Ağzında zeytin dalı ile gelen beyaz bir güvercin ile birlikte Barış’ın simgesi olan asırlık ağaç…

Barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, tüm dünyada Barış’ın simgesinin temeli olan Zeytin ağacı ile ilgili ülkemizdeki tartışmalar dinmek bilmiyor!

Bilir misiniz Zeytin Dalı neden Barış’ın simgesidir?

Gılgamış Destanı’ndan, üç büyük semavi dinin kutsal kitaplarına kadar antik ve kutsal metinlerde yer alan Büyük Tufan’da rivayete göre Nuh Peygamber, tufan biraz durulduğunda geminin güvertesinden bir beyaz güvercin uçurur. Bu beyaz güvercin bir süre sonra gemiye ağzında bir zeytin dalıyla döner. Böylece Nuh Peygamber tufanın bittiğini ve suların çekildiğini anlar. Bu nedenle ağzında zeytin dalıyla beyaz güvercin, çağlar boyu Barışın sembolü olarak anılır.

Bilir misiniz Zeytin Ağacı neden kutsal sayılır?

Diğer bir olay ise Hz. Adem ile ilgilidir. Efsaneye göre Havva ile birlikte yasak meyveyi yiyerek cennetten kovulan Adem, 930 yaşındayken öleceğini hisseder ve Tanrı’dan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir. Bunun için oğlu Şit’i görevlendirir.

Şit, cennet bahçesindeki iyilik ve kötülük ağacından üç tohum alıp babasının ağzına koymuştur. Babası gömülünce, tohumlar yeşermiş ve tohumlardan zeytin ağacı, sedir ağacı ve servi ağacı büyümüştür. Bu da bu üç ağacın kutsal ve kalıcı barışla olan ilgisine delalet sayılmıştır.

İşte, insanlık tarihi boyunca üzerine bu kadar fazla efsane bulunan bir ağaçtır Zeytin Ağacı.

Günümüz Türkiye’sinde ise Müslümanların en kutsal ayı olan mübarek Ramazan Ayı’nda Zeytin Ağaçları için büyük bir karışıklık yaşanıyor. Öyle bir ay ki, paylaşmak, kardeşlik ve barış getirmesi dilenir, beklenir! Rahmet ve mağfiret ayıdır Ramazan! Her türlü hayr ve bereketi kendisinde barındıran bir aydır. İbadet, tövbe, dua, zikir, arınma, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayı olan bu mübarek ayın hatırına, geçmişten gelen ve gelecek nesillere ulaşması insan hayrına olan bu Zeytin Ağacı tartışması son bulsun!”