ÇOCUĞUNU PAZARLAYAN AİLELER VE SİMSARLAR

Dün yazdığımız ‘Hazırlop Cumburlop: Emek Hırsızlığı yapan kulüpler’  başlıklı yazıdan sonra önemli bir kulüpte alt yapıda çalışan bir antrenör arkadaşım beni aradı. ( https://evoleybol.com/2017/06/06/hazirlop-cumburlop-emek-hirsizligi-yapan-kulupler/ )

‘Deniz hocam bu konuda bende bir şey söylemek istiyorum. Olayın başka bir boyutu da var’ dedi

‘Nedir hocam?’ dedim

‘Hocam yazınızda sanki bu işte sadece kulüpler suçluymuş gibi yazmışsınız ama ya anne babalar? Ya simsarlar?’ dedi.

‘Hocam bu konuyu biraz açar mısınız?’ dedim

‘Hocam bizim bir oyuncumuzu Vakıfbank takımının, diğer bir oyuncumuzu da Eczacıbaşı takımının almak istediği bizzat oyuncular ve veliler tarafından bize söylendi.  Bunu duyunca ‘Neden en son benim haberim oluyor?’  diye kızdım tabii ki. Her iki kulübümüzün alt yapı sorumlularının telefonları bende var. Açtım ikisini de aradım. Vakıfbank’ın alt yapı sorumlusu ‘Hocam hiç öyle şey olur mu? Sizin telefonunuz var bizde. Oyuncuyu istemiş olsaydık açar sizinle konuşurduk. Hatırlarsanız daha geçen yıl … adlı oyuncu için sizi arayıp konuşmuştuk ama bu sene için sizin takımdan izlediğimiz bir oyuncu yok. İsmini verdiğiniz oyuncunun ailesi bizi buldu ve kızlarının çok iyi olduğunu, bizim takıma gelmek istediklerini söyledi. Olay budur’ dedi. Eczacıbaşı’nı aradım. Oranın hocası da bana transferlerden komisyon alan birinin onlara gidip ‘Elimde şu takımdan muhteşem bir oyuncu var. İsterseniz sizin takıma getirebilirim’ dediğini, onların da ‘Biz bir oyuncuyu istersek önce kulübü ile görüşürüz’ dediklerini söylediler. Siz biraz kulüplerin günahını almışsınız. Aileler ve simsarlar için de bir şeyler yazın’ dedi

‘Hocam biz orada zaten kulüp ismi yazmamıştık. Ama açıkçası her iki büyük kulübümüzün böylesine etik davrandığını bir hoca olarak sizden duymak beni mutlu etti. Yalnız şu aileler ve simsarlar mevzusunu biraz daha açalım’ dedim.

‘Hocam ‘Kargaya yavrusu kuzgun görünürmüş’ hesabı bir maşet alan, iki smaç vuran çocuğun ailesi hemen çocuğunu en büyük takımda oynayacak kapasitede görüyor. Hele ki yanlışlıkla onlara ‘Çocuğunuz çok iyi’ gibi şeyler de birkaç defa söyleniyorsa artık onları kimse tutamaz. Her şeyi öğrendiklerini düşünüp antrenörleri ile ilgili ya da kaybedilen maçlarla ilgili ‘Hoca takımı iyi çalıştırmıyor, şu maçta şunu oynatsa şunu oynatmasa böyle olmazdı’ gibi şeylerle kendi çocuğunda hata ve eksiklik olsa da suçu başkasında gören davranışlar ile kendi çocuğuna zarar veriyor. Farkında olmadan. Daha çocuk pişmeden olgunlaşmadan onu pazarlamaya başlıyorlar. Elinden tutup büyük takımlara götürmek istiyorlar.

Bir diğer konu da simsarlar mevzusu. İyi çocukları bazı kulüplere götürüp yüzde alanlar var. Bunlar maçlarda ailelere yaklaşıp ‘Filanca takımın antrenörü benim arkadaşım, sizin kızınız çok iyi onu  alıp  oraya verelim’ diyerek çeşitli vaatlerde bulunuyorlar. Haliyle böyle şeyleri duyan  ailenin de çocuğun da kafası karışıyor. Ya da aileler birbirlerinden o kişileri öğrenip gidip onları buluyor. Bazı İstanbul kulüpleri  de bunlarla komisyon karşılığı çalışıyorlar’ dedi.

‘Yani aileler bütün bunu yaparken size danışmıyorlar mı?Neticede o çocuğa bir emeğiniz var’ dedim

‘Hocam; internetten iki satır okuyup size gelip nasıl doktorluk taslayanlar varsa, iki antrenman, üç maç izleyip kendini Karpol gibi büyük bir antrenör olarak görenler var. Ayrıca antrenman ve maç ile ilgili çalışma ve taktikleri beğenmeyip ‘Şöyle şöyle yapın’ diye bize öneride bulunanlar,  çocuğu bir maçta yedek kaldı diye size düşman olup diğer aileleri gaza getirerek size karşı örgütleyenler, ‘Bu çocuğun gitmesi için daha erken, gelişmesi lazım’ dediğimizde bizi çocuğun geleceği önünde engel görenler.. Daha neler sayarım size’ dedi.

‘Yani aslında ‘çocuğa iyilik yapayım derken kötülük mü yapıyorlar’ diyorsunuz?’ dedim

‘Evet hocam maalesef. Keşke herkes sadece işini yapıp diğer insanlara saygı duysa. Lütfen bu konuyu da bir yazınızda dile getirin’ dedi.

Yazdım.