GUİDETTİ; TÜRKİYE’DE ALT YAPIDAN İYİ OYUNCU YETİŞMİYOR

Milli takımımızın yeni Antrenörü Guidetti ile yaptığımız röportajın üçüncü bölümünü yayınlıyoruz bu gün.

Niye böyle parça parça yayınladık?

Bir seferde yayınlamış olursak dünya çapında böylesine önemli bir Antrenör’ün vermek istediği mesajlar yerine ulaşmayabilirdi.

Türkiye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz? İyi oyuncu yetişiyor mu?’ diye sordum.

Türkiye’de bir alt yapı sorunu olduğunu düşünüyorum. Son 20 yılda Gözde Kırdar kadar iyi manşet alan iyi bir smaçör yetişti mi?’ diye yüzüme baktı. Ben ‘yetişti mi yetişmedi mi?’ diye düşünürken o da vereceğim cevap için gözüme bakıyordu? Böyle durumlarda soran kişinin ‘duvar pası’ yapmak istediğini bildiğimden  ‘Yetişti mi?’ diye sorduğu soru ile cevap verdim.

‘Hayır yetişmedi’ dedi.

Düşman kalesinde en zayıf noktayı bulmuş gibi saldırıya geçtim. Yıllardır kendi kendime sorduğum ama cevabını bulamadığım soruyu sormanın tam sırasıydı. Pası o vermişti bu sefer.  ‘İyi de siz yaklaşık 9 yıldır bu takımı çalıştırıyorsunuz. Niye oyuncu yetiştirmediniz?’ diye sordum.

Pek çoğunuz bana inanmıyor olabilirsiniz ama inanın bana sordum.

Guidetti sinirlendi. Sinirlendiğini anladım çünkü sinirlendiğinde Türkçe ve İngilizce’yi karıştırarak cümle kuruyordu. ‘Vakifbank benden oyuncu yetiştirmemi beklemiyor. Kupa, başarı, şampiyonluk isteyen bir kulüp’ dedi

Bunu söyledikten sonra biraz durdu. Sanki benim bir şey dememi istiyor gibiydi. ‘ Biz  Kübra, Melis, Zehra, Tuğba gibi oyuncuları yetiştirdik’ dedi. Açıkçası bunları söylerken biraz da sinirli olduğu için ‘soyadları neydi, kimlerdi, nerede oynuyorlar?’ diye soramadım. Neticede misafirdik orada.

‘İyi oyuncu yetişmiyor diyorsunuz ama birkaç yıl önce Genç takımlarımız hem Avrupa Şampiyonu oldu hem de Dünya şampiyonu oldu’ dedim

‘Peki şimdi o oyuncular nerede? Hangisi elit oyuncu oldu. Bir tek Kübra. Başka?’ dedi

Keşke o oyuncuların isimlerini teker teker bilseydim de hepsini şu şurada bu burada diye saysaydım’ diye düşündüm ama bilmiyordum.

‘O zaman sorun nerede?’ dedim

‘Sorun seçimde’ dedi ‘O yaş grubunda 5 libero ile çıkarsın, Dünya ve Avrupa Şampiyonu olursun. Ama geleceği düşünen, Amerika, İtalya ya da başka takımlar  o yaşlarda daha uzun ama denge sorunu yaşayan kızlarla oynuyorlar. Sonuçta Türkiye Yıldızlarda Dünya Şampiyonu oluyor ama sonuç?’ diye devam etti. Benim cevap vermememi bekliyor gibiydi.

‘Sonucu siz bileceksiniz artık. Yeni teknik patron sizsiniz. Bu konuda bir şeyler yaparsınız’ dedim.

( Guidetti ile konuştuğumuz dönemde Altyapıların başına kimin getirileceği belli değildi)

‘Altyapılarla ilgili olarak fikrimi sorarlarsa söylerim’ dedi

‘Sormuyorlar mı?’ dedim

Tilki Antrenör kurduğum tuzağa düşmedi. ‘Sormuyorlar’ dese ‘A Milli Takım Başantrenörü Türkiyenin alt yapısı berbat ama bununla ilgili benim fikrimi hiç kimse sormadı!’ dedi’ diyerek ortalığı ayağa kaldırabilirdim. Hoş kimin umurunda olurdu o da ayrı bir soru ama…

Hiçbir şey demedi.

Anlayan için bu da yeterince anlam ifade ederdi.

TORPİLLİ OYUNCU MESELESİ….

‘Alt yapılarda torpilli oyuncu seçimleri yapıldığı söyleniyor’ dedim

‘Benim fikrimi sorarlarsa söylerim’ dedi

Tam bu sırada telefonu çaldı. Efendim aşkım’ diye açtı. Yarı İngilizce, yarı Türkçe ‘Bomba mı? No problem. Ben yarım saate kadar çıkarım…’ gibi şeyler söyledi.

‘Bomba’ deyince ben telaşlanmıştım. Ama o sanki her gün bomba patladığını görmüş de alışmış gibi rahattı.

‘Ne olmuş? Bomba nerede patlamış? Herkes iyi mi?’ diye arka arkaya sorular sordum.

‘Fenerbahçe- Galatasaray maçında ses bombası patlamış. Fanatikler işte… Oyuncular içeri girmiş. Arayan eşimdi’ dedi. ( Röportajı yaptığımız saatlerde Fenerbahçe- Galatasaray arasında Sultanlar liginin şampiyonunu belirleyecek ikinci maç oynanıyordu)

‘Maç tatil mi olmuş?’ dedim

‘Yok canım bir bomba patladı diye iptal etmezler’ dedi. Bunları söylerken çok rahattı.

Bombadır, maçtır ortalık yeterince gerilmişti. Konuyu değiştirmek istedim. ‘Voleybol nereden çıktı? Nasıl antrenör oldunuz?’ dedim

‘Babam antrenördü. Ben salonlarda büyüdüm’ dedi

‘Kaç kardeşsiniz?’ diye sordum

‘3 kardeşiz’ dedi.

‘Voleybol dışında kalan zamanlarda neler yapıyorsunuz?’ dedim.

Hem ben hem eşim voleybolun içindeyiz evde de voleybol konuşmaya devam ediyoruz’ dedi. Sonra ‘Şaka tabii ki. İstanbul’u seviyorum. Geziyoruz, dolaşıyoruz. Oğlumuzla vakit geçiriyoruz ‘dedi

CNN İNTERNATİONAL’A BİLE BU KADAR VAKİT AYIRMADIM

‘Aslında size soracak çok soru var ama Sanırım sizi biraz yordum. Uzun oldu konuşma’ dedim.

( https://evoleybol.com/2017/05/11/basima-bir-is-gelirse-sorumlusu-guidettidir/ )

( https://evoleybol.com/2017/05/16/guidetti-esas-sorun-turk-oyuncularin-kafasinda/)

‘CNN İnternational’a bile bu kadar vakit ayırmadım’ diye güldü.

Tokalaştık ve ayrıldık.

Tanımadan önce kendisini pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Ama tanıdıktan sonra içi dışı bir bizim gibi bir insan olduğunu gördüm. Ben onun Milli Takımımız ve Ülke voleybolumuz için çok faydalı olacağınız düşünüyorum. Kafamı kurcalayan tek şey ‘Alt yapılarla ilgili benim fikrimi sorarlarsa’ mevzusu.

Davulu Guidetti’nin boynuna asıp tokmağı başkalarının eline verirsek Guidetti ne kadar başarılı olacak? Umuyorum bu işin içinde onu vitrine koyup arkasından herkesin bildiğini okuması gibi ‘şark kurnazlığı’ yoktur.

Umarım. Ülkem Voleybolunun geleceği için….

4 Comments

  1. Alt yapıdan oyuncu yetişmiyormuş. 98-99 doğumlu oyunculardan sonrası kıyamet demiştim. Doğru söylemiş. Fakat; yine Vakıfbank’ın başında bulunduğu zamanlardaki, 1997 doğumlu 1.94 cm boyundaki Pasör çaprazı Pelin Aroğuz’u sormak lazım Guidetti’ye.. Bu gencimiz bundan 4 sene öncesine kadar hem Türkiye de, hem de Avrupa ve Dünya da ortalığı kasıp kavuruyordu. Milli takımlarda oynadığı süre içerisinde, MVP ödüllerine ambargo koymuştu. Herkes yeni bir Neslihan doğuyor demişti. İsmail Şahin Hocamız zamanında, formunun zirvesinde olan bu oyuncu, İsmail hocamız başka kulübe geçtikten sonra, yerine gelen idari kadro sorumluları, böyle değerli bir oyuncuyu iki sene içerisinde mahvettiler. Fizik olarak ta gelişme çağında olan bu gencimiz, hafif balık etliydi. Herkes şimdi Eczacıbaşı’nda forma giyen yine 1997 doğumlu Hande’yi konuşuyor. Milli takımlarda birlikte görev yaptıkları maçların istatistiklerini çıkarsınlar da herkez görsün bilsin. Pelin Aroğuz oynadığı her Milli maç sonrası harikalar yaratıyor, Hande’yi çok fazla kimse bilmiyordu. Bu oyuncuya uygulamaya çalıştıkları diyet ve ağır antrenman programı sonucunda, Türkiye gelecekte 50 senede bir gelir denilen Neslihan gibi büyük yıldız oyuncu olacağına inanılan, bir oyuncudan olmuştur. Vakıfbank ve Eczacıbaşı takımları Türk voleyboluna belki çok şey veriyorlar ama, inanın verdiklerinin çok fazlasını da götürüyorlar. Bu iki takımımız Avrupa ve Dünya Voleybolunda söz sahibi olmak istedikleri için, büyük paralar vererek yıldız oyuncular katıyorlar takımlarına. Alt yapıda da, yetişmiş oyuncuları yine takımlarına transfer ediyorlar. Fakat bu gençleri, takıma kesinlikle monte edemiyorlar, daha doğrusu etmiyorlar. Bu takımlarımız için, günlük başarı önemli. Bu nedenle de, her sene dünya kadar para yağdırıp, yıldız oyuncular katıyorlar bünyelerine. Sonrasında olan gençlere oluyor ve her iki kulüpte voleybolcu mezarlığı olarak anılıyor. Senelerdir yazıyorum. Bizim genç kızlarımız voleybol için biçilmiş kaftan.Sadece şans verilsin. Onlara güvenilsin. Ben de oynamıyorsa kimseye yar olmasın mantığıyla veya diğer takımlarda iyi oynadıkları zaman bana rakip olurlar, sonra yönetime ne cevap veririm diye düşünen menajerlerden uzak tutulsunlar. Bu iki kulüp dediğim gibi Türk voleyboluna çok şey veriyorlar ama, geleceğimizi de çalıyorlar. Alt yapılarda Avrupa ve Dünya da söz sahibi ol, alt yapı yaşı bittikten sonra A takım düzeyinde oyuncumuz yetişmiyor olsun, böyle bir mantık var mı?.

    Beğen

  2. Bol oyuncu alıp hemen hiç yıldız çıkarmadıkları fikrinize katılıyorum.
    Bizim de amacımız bir manada buna dikkat çekmek. Ben kendisine de aynı soruyu sordum. “Siz kaç oyuncu yetiştirdiniz?” dedim.
    saydığı oyuncular yazıda…

    Beğen

  3. Deniz Bey, yazınızda Guidetti’nin belirttiği isimler, Vakfbank’ın bizzat yetiştirdiği isimler değil. Yaptığım yorumda geçen, Alt yapılara yapılan transferlerdir. Guidetti zamanında Vakıfbank’ın yetiştirdiği oyuncu bir Melis’i sayabiliriz. Kübra yanlış hatırlamıyorsam Bursa’dan alt yapılara transfer, Tuğba, yine alt yapılara Tarsus Belediyesinden transfer, Zehra ise, yine yanlış hatırlamıyorsam bir zamanlar 1907 kulübünde görev yapan Erdem Hangül’ün yetiştirdiği bir oyuncu ve sonrasında yine alt yapıya transfer. Pelin Aroğuz olayı çok önemlidir. Bunun hesabını sormak ta tüm voleybol severlerin görevidir diye düşünüyorum. Guidetti’nin bahsettiği, Avrupalılar daha denge sorunu olan uzunlarla alt yapılarda mücadele ettikleri için başarılı olamıyorlar cümlesine de tam katılamayacağım. Bu uzun oyuncular zamanla daha dengeli oldukları doğru. Daha iyi oldukları da. İyi de bizde ki oyuncuların hepsi mi libero niteliğinde fiziğe sahipler. Gözde Kırdar fizik kapasitesi çok yüksek bir oyuncu mu? Türkiye de ki köşe oyuncularının ortalaması kadar hatta daha kısa. Bu tarz oyuncular da açıklarını, sıçramayla pekala halledebilirler. Yine söylüyorum siz şans verin gençlerimize çalışmalarını sağlayın ve destekleyin yeter. Türk kadınına en çok yakışan spor dalı için, Avrupalı oyuncu sevdasına gençlerimizi harcamayın.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s