‘Bu takımdan yeni bir Maja Poljak çıkacak mı?’ diye sordum
‘Bunun için daha çok fırın ekmek yememiz lazım’ dedi Hırvatistan Genç Milli takım antrenörü Alen Pavacic.
Tamam tam olarak öyle dememiş olabilir. ‘Bunun için çok çalışmamız lazım’ gibi şeyler de demiş olabilir ama ben öyle de çevirdim. Neticede aynı dili konuşmuyorduk. Onun ana dili Hırvatça, benim Türkçe ve ikimiz bir başka dili, İngilizceyi konuşmaya çalışıyorduk.
Allahtan ki o da çok iyi İngilizce bilmiyordu. Çünkü ‘Takım antrenman dışında kalan zamanlarda geziyor mu? Tuğla fabrikaları dışında neler gördünüz?’ diye sorduğum soruyu ‘Pardon çok iyi anlayamadım’ dedi. ( Yazar burada maçı Turgutlu da oynatan Federasyona biraz sitemini dile getirmek istedi. Maç Çeşme, Kuşadası gibi Turistik bir yerde yapılsa Turizmin dibe vurduğu şu dönemde ‘tanıtım için bir fırsat olabilir miydi? ‘diye aklımdan geçti. Ancak dün salondaki coşkulu seyirciye de görünce ‘Turistik yerlerde böyle coşkulu seyirci toplanır mı?’ dedim. İnşallah Federasyonumuz Hollanda, Hırvatistan ve Rusya’yı gezdirecek, Tuğla fabrikaları dışında güzel yerleri de gösterecek bir program yapmıştır)
‘Ben de Türkiye nasıl beğendiniz mi?’ diye çevirdim.
‘Valla pek gezme fırsatımız olmadı. Çünkü Federasyonumuz bu şampiyona için bize sadece 5 gün beraber çalışma olanağı sundu. Bildiğim kadarıyla Türkiye 15-20 gündür kampta’ dedi.
‘Neyse yenilgiye kılıf aramayın’ diyecektim. Misafire terbiyesizlik olurdu.
‘Türkiye’den en çok hangi oyuncuyu beğendiniz?’ dedim.
‘Pasör ve Liberoyu çok beğendim. Bazı oyuncular bireysel (bencil) oynamayı tercih ediyorlar’ dedi.
‘Sormayın hocam; bizim şu yıldız olmadan yıldız havasına giren oyuncu sorunumuzu nasıl çözeceğiz bilmiyorum’ dedim.
‘Bunlar böyle devam ederlerse elit oyuncu olamazlar’ dedi.
Bir şey diyemedim. Ancak yabancı bir antrenörün tespitini Türk oyuncuların dikkate almasını öneririm.
‘Sizde durum nasıl? Geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?’ dedim.
‘Türkiye ve Rusya bizden bir derece üstte ama biz de onları yakalamak içim çok çalışıyoruz’ dedi.
Bundan sonraki maçlar için başarılar dileyip elini sıktık.
Sayın Deniz Arslan
Uzun zamandır güzel konuları seçip bizlere sunduğunuz için şahsen teşekkür etmek istemekteydim . Çok teşekkürler . Voleybolda bireyselliği pek anlayamadım. Nasıl oluyor anlatabilir misiniz?
BeğenBeğen
Divan Edebiyatı şairlerinden olan Sümbülzade Vehbi, “rücu” şiirleriyle de ayrı bir ün yapmıştı. Bir gün padişah vehbiyi yanına çağırır ve “Bana öyle bir şiir yaz ki ilk mısrayı okuyunca içimden seni öldğrmek, ikinciyi okuyunca ödüllendirmek gelsin” der. Sümbülzade muhteşem bir şiir yazar. Ben o şiiri de burada yayınlamak isterdim ama hakikaten ilk cümleleri çok müstehcen.
Siz isterseniz internetten bu şiire ulaşabilirsiniz.
Sizin yorumunuzu da öyle algıladım.
Baştan güzelce övmüş sonra da taşı gediğine sokmuşsunuz.
Bireysellik, bencillik, kendine oynama, tribüne oynama, arkadaşına yardım etmeme, onun açığını kapatmama, suç başkasındaymış gibi mimik ve hareketler yapma ( Misal smaç vuramadın, pasöre surat yapıp laf söyleme ‘gibi davranışlar.
Umarım yeterince açıklayıcı olmuştur
sevgilerimle
BeğenBeğen