Vakıfbank ve Eczacıbaşı Türk ve Dünya Voleybolunun iki ezeli rakibi…. Fenerbahçe’mizin de onlardan aşağı kalan tarafı yok !… Bu 3 takımımız da Dünyanın en iyi takımları arasında yer alıyorlar…
Futbolda Barcelona-Real Madrid maçları neyse bayan voleybolunda Vakıfbank-Eczacıbaşı-Fenerbahçe arasındaki maçlar da odur… (İnşallah bu üçlüye başta Galatasaray olmak üzere daha niceleri katılır ?…)
Bu maçlar ülkemizin “el classico’su” bana göre…
Ülkemizde böyle önemli, uluslararası arenada ses getiren takımlarımız varken, spor basınında futbol ligi maçlarının onda biri kadar yer bulmaması beni üzüyor ve bir o kadar da düşündürüyor…
Basın gerçekten çok ilgisiz…
Varsa yoksa futbol…
Spor basının ilgisizliğini anladık da, peki ya TVF’nin ilgisizliği ve vurdum duymazlığına ne demeli ?…
Sözde “Kurumsal İletişim ve Pazarlama” diye ne yaptığı, hangi katkılarda, nasıl bulunduğu meçhul bir departman var ?…
Bu tip sportif başarıların duyurulması, sevdirilmesi için çaba sarf ettiklerini bilen, gören, izah edebilen var mı ?…
Şeffaflığı (!), paylaşımcılığı (!), eleştiri hoşgörürlüğünü (!) ilke edinmiş (!) Federasyonumuz, sağ olsun, bunları düşüneceği yerde, kendilerine güzel fikirlerle gelen insanlara “Biz yıllardır bu camianın içindeyiz. Sen kimsin ki bize akıl öğretiyorsun?” modunda yakışmayan çıkışmalarda bulunabiliyorlar…
Bir de gidiyorlar, kendileri gibi düşünmeyen, sevmedikleri personellere komplo kurup dava açıyorlar… Tam davayı kaybedecekken de uyanıklık yapıp, çeşitli bahaneler öne sürerek duruşmayı uzattırıp zaman kaybettiriyorlar…
Federasyon yalnızca masum insanları yıpratmaya çalışıp onların üzerinde resmen güç testi yapıyor…
Dahası, daima doğruları konuşan, kendilerine belgelerle yenilir yutulur olmayan konularda sorular yöneltip haklı olrak cevap arayan şahsıma yapmadıklarını bırakmıyorlar ?…
Bu ayıbın altından bakalım nasıl kurtulacaklar, ne zamana kadar borularını öttürebilecekler ?…
Unutulmamalı, her şeyin bir sonu varsa iktidarların da sonu var ?…
Doğrular daima, geç de olsa kazanırlar…
Dünya da da, ülkemizde de bugüne kadar bu böyle süre gelmiştir…
Örneklerini bilen biliyor ?…
Küçük insanlar kişilerle büyük insanlar fikirlerle uğraşır…
Küçüklü, büyüklü yuvarlanıp gidiyoruz…
“Doğa Kanunu”nda olduğu gibi…