Türkiye’de “Menajerlik” mesleğinin miladı müzik dalındadır ve bendeniz ilk başlatanlardan biriyim…
Zaten bu meslek dalı sonradan yayıla yayıla neredeyse pavyonlara, seks ve uyuşturucu simsarlarına (!) kadar ayaklara düşmüş, irtifa, dolayısıyla prestij kaybetmiştir… Hemen alını çizerek vurgulamak istiyorum, günümüzde bu işi da olsa layikiyle yapanlar tabii ki var… Örneğin geçen hafta muhteşem bir geceye imza atan, Erol Büyükburç‘u birlikte andığımız benden sonra onun son nefesine kadar yanında olan Osman Nuri Yazıcı...
Bugün sporun lezzetli devasa pastasında futbol, basketbol ve voleybol dallarında bu işin suyu çıkartılmaya başlanmıştır… Önüne gelen kartvizitine “Menajer” ünvanı ekleyerek sporcuları ve kulüpleri resmen sömürerek, sömürürken de kandırarak duygusal (!) takılmaktalar, can yakmaktalar…
İstisnalar yok mu ?… Hak yemeyelim, tabii ki var…
Hem sporculardan, hem kulüplerden oturdukları yerden, masa başında inanılmaz yüzdelerle astronomik paralar kazananların yanında hem sporculara, hem de kulüplere arada köprü vazifesi görerek yardımcı olarakyarar sağlayanlar, sağlarken de bu işi hak ettikleri oranda kazançla yapanları tenzi ediyorum, ortalık üç kağıtçılarla dolmuş durumda…
Eskiden konser büroları vardı…
100 alırlar, sanatçıya 20-30 verirler, gerisini ceplerine atarlar, yedikleri hak ve haltla emeği suistimal ederler, bununla da “Büyük organizatör” olarak övünürlerdi…
İşte şimdiki sportif menajerleri görünce, yaptıklarını işitince ve anlayınca aklıma hep o 60’lı, 70’li yıllar, konser organize büroları ve bu büroların başşehri (!) Beyoğlu gelir…
Eminim bu yazım okunur okunmaz bir çok sporcu ve kulüp beni arayacak, dertlerini paylaşacaklardır ?…
“Alan razı, satan razı”yken, işler ters gidince, yani “evdeki hesap çarşıya uymayınca” kısacası “Hanya‘yı da Konya’yı da anlayınca”, para alış verişinde çıkan problemler oldukça sıkıntı yaratmaktadır…
Yapılacak en doğru iş, bu tip kişileri afişe etmek ama öncesinde de iyice sorup soruşturmak, çok mecbur kalmayınca da aracı olarak kullanmamaktır !…
Bu yazıyı kaleme alışımın nedeni, kulağıma gelen aykırılıklardır…
Zamanı gelince, bir özel kara kaplı dosyada muhafaza ettiklerimi bir bir paylaşabilirim…
O kapsama alanında kendi kulüplerini, menajerlerle bir olup zarara uğratanların da bulunması hayli düşündürücüüdür…
Dedim ya zamanı elince…
Gün ola, harman ola ?…