GÖZDE KIRDAR’I SAHA DIŞINDA NEDEN TANIMALISINIZ ?… Deniz Arslan

Vakıfbank’ın Şampiyonlar liginde Avrupa Şampiyonu olması sonrasında kaptan Gözde Kırdar‘a tebrik mesajı göndermiş ve www.evoleybol.com sitemiz için özel bir açıklama rica etmiştim. Sağ olsun, bizi kırmadı. Sonrasını şu linkten okuyabilirsiniz. https://evoleybol.com/2017/04/26/gozde-kirdar-ile-erik-yuzunden-yarim-kalan-roportaj-deniz-arslan/

Röportajımız yarım kalmıştı ama o yarım röportaj ile bile ortaya çıkan yazı güzel olmuştu. “Röportajı tamamlamış olsam kim bilir ne kadar harika bir yazı ortaya çıkardı” diye hayıflandım, karalar bağladım. “Ne vardı da canım erik istemeyeydi?” diye kendime kızıyordum ki (açıkçası canım erik istedi diye nereme kızacağımı da bilmiyordum) Gözde Kırdar‘dan mesaj geldi. “Sormak istediğiniz her şeyi sorabilirsiniz” diyordu.

“Valla siz bir daha yazmazsınız diye yazıyı bitirip şu fotoğrafla gönderdim bile” dedim.

gözde.özge

Fotoğrafı gönderdikten sonra “Ama sağ üstteki fotoğraf ikizim Özge’nin resmi” dedi.

“Gerçekten mi?” dedim şaşırarak. “Valla elinde kupa ve madalya görünce siz zannettim” dedim.

“Biliyorsunuz o Bursa Büyükşehir Belediye de oynuyor. Onlar da geçen hafta CEV Bayanlar Challenge kupasında şampiyon oldular. Madalya ve kupalar o şampiyonluğun. Ama üzülmeyin bizi pek çok kişi karıştırıyor. En yakınlarımız bile” dedi.

“Peki sizi nasıl ayırabiliriz?” dedim.

“Benim boyun 2 cm uzun, ayrıca gözlerim bir ton daha açık, saçlarım da bir kaç santim kısa. Oradan ayırabilirsiniz” dedi.

“Valla gerçekten çok büyük bir fark varmış aranızda. Artık bundan sonra “şak” diye ayırırım” dedim.

“Şaka bir yana bizim her şeyimiz tıpatıp aynı. Sadece benim yüzümün ….. yerinde kırmızı bir nokta var. Oradan ayırabilirsiniz” dedi. O yeri tabii ki söylemeyeceğim. Türkiye’de pek az kişinin bildiği bu sırrı binlerce kişiye ulu orta yazacak değilim. Bunu ancak şu uzun yazıyı tamamen okuyup, arada vereceğim şifreleri kaçırmayanlara özel olarak vereceğim. 

Dikkatli okuyalım?

Şimdiden ipucu verdim bile.

Herneyse. Hazırladığım resimden Özge Kırdar‘ ı çıkarttıktan sonra yazıyı tekrar Gözde Kırdar‘ın email adresine gönderdim. 

” Deniz bey; yazıyı okudum. Kaleminize sağlık. Sizin gibi tanınan, sevilen, çokça takip edilen ünlü ve muhteşem aşk yazıları olan romantik bir yazardan böyle güzel şeyler duymak beni mutlu etti; teşekkür ederim söyledikleriniz için. İnşallah genç oyunculara güzel bir örnek olabiliyorumdur” dedi.

Tamam, şahsımla ilgili söyledikleri tam olarak aynı kelimeler olmayabilir ama ona benzer şeylerdi. İnanmazsanız inanmayın canım Alla allaaa!. 

“Gözde hanım aslında sizi yakalamışken daha geniş bir röportaj yapmak isterim” dedim.

“Buyurun istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz” dedi.

“Voleybolcu Gözde Kırdar’ı az çok biliyoruz ama saha dışındaki Gözde nasıl biri?” diye sordum.

“Saha içindekinin tam tersi. Yani ben yenilmeyi, denemeden pes etmeyi asla kabul etmeyen bir insanım. Kaptan olmam sebebi ile de insanları bu yönde her zaman zorlamaya çalışırım.. Ama saha dışında daha sakin, daha anlayışlı, daha güler yüzlü, dans eden, hayatı doya doya yaşayan normal bir insanım” dedi.

“Müzikle aranız nasıl? Son zamanlarda sevdiğiniz bir parça var mı?” diye sordum. 

“Müzik dinlemeyi çok severim. Ed Sheeran dan “Give me love ve  Bulutsuzluk özleminden ‘Sözlerimi geri alamam’ son günlerde favori parçalarım”

“Gözde duygularını saklar mı? Mesela çekinmeden ağlar mı?” diye sordum.

“Duygularımı hiç ama hiç saklayamam! Beni tanıyan her insan sinirli, kızgın, mutlu, mutsuz olduğumu kolayca anlayabilir. Ve evet çok kolay ağlarım, bir diye cevapladı.

“En son neye ağladınız?” diye soracaktım. “Tersi pistir, o pazularla vurursa yoğun bakımlık olurum” diye tırstığımdan sormadım, o da “mesela en son şuna ağladım” demedi.

“Gözde sporcu olmasa ne olmak isterdi?” diye soru vardır ya, onu sormadan röportajı bitirmek istemedim. Bu korkmadan sorulabilecek ve Ayşe Arman‘ın her röportajda sorduğu klasik bir sorudur.

“Kesinlikle İç Mimar” dedi.

“Doktorluk?” dedim.

“Hayır ve kesinlikle son kararım! Uzun ve yorucu bir eğitim süresi var” dedi, sonra “Valla hem başarılı, ünlü, karizmatik bir doktorsunuz, hem de başarılı bir Voleybol yazarı ve muhteşem bir sesi olan bir müzisyensiniz. Bunca işi bir arada nasıl yapıyor sunuz?” diyecek gibi oldu, o bir şey diyemeden ben;

“Özge hanım çok teşekkür ederim bu güzel röportaj için. Sizi birazcık da olsa başka yönleriniz ile tanıdığımıza çok sevindim” dedim.

“Keşke röportajın son cümlesi bu olmasaydı. Çünkü Özge ikizimin adı. Yine karıştırdınız!” dedi.

“Gitti bir çuval yazı!” düşündüm. Haklıydı. Hadi tek yumurta ikizine tıpatıp benziyor olabilirdi ama ya isim?

“Şaka bir yana arada sadece bir harf fark var. Bazen karışabilir” dedi. Ben ona Eczacıbaşı maçında başarı dileklerimi, o da bana “iş ve yazı hayatımda” başarı dileklerini iletti ve röportajı bitirdik.

Herkes birbirini sevmek zorunda değil. Voleybol camiası da büyük bir camia ve bazı kişiler Gözde’ye karşı önyargılı olabilir, sevmiyor olabilir. Ben şahsen kendisinin sporcu olarak oyundaki hırsına, isteğine, disiplinine ve genç oyuncularla ilgilenişine zaten hayrandım. Son konuşmalarımız da da “insan” Gözde’yi duygusal, akıllı ve esprili yönüyle tanıyıp daha çok sevdim.

Yazıya biraz daha devam edersem, Epirden hocamla çikolataları hazırlayıp Kütahya yollarına düşeceğiz gibi.

Onun için burada bitiriyorum.

Ve bitti.

Not: Resimdekilerden hangisi Gözde? Üç doğru cevap veren kişi hafta sonu Antalya da Epirden Golden Resort Otelde bir hafta full pansiyon misafir edilecektir.

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s