Kendilerini taşıma ruhsatı olmayanların cılız ve tutarsız eleştirileri devam ediyor !… Hala “Muhalif” olarak suçlanıyorum ?…
Yazılarımda değindiklerimi, eleştirilerimi işlerine geldiği gibi algılamakta hünerli (!) bu zihin fukaraları keşke tüm yazdıklarıma cevap verebilse, neyi yanlış yazdıysam (!) doğrusunu ortaya koyabilse, “Öyle olmaz !…” dedikleri konularda ise “nasıl olabileceğini” alternatiflerle açıklayabilseler?…
Yanlışları, aykırılıkları görmezden gelemem, içime atamam, yazmadan duramam !… Bu benim kişiliğimin, voleybol adamlığımın ve de uzantısı yazarlığımın olmazsa olmazıdır… Ayrıca bu paylaşımlar voleybol sevdamın ve birikimim sonucu görev saydığım bir işlevdir…
Bir mirasyedi voleybol yöneticisinin, voleybolumuz tepe taklak aşağı yuvarlanırken ortaya zıplayıp aklımıza tacizde bulunarak “Voleybolumuz çağ atladı…” müjdesini (!) bahşetmesi, bir bakanın ise 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’ndaki hezimeti yok sayarak, pişkince milletle dalga geçer, kafa bulur gibi “Türkiye spor alanında altın çağını yaşıyor…” (!) iddiasında bulunması çoğumuzu hayal kırıklığı ve endişeye sevk etti….
Bu konudaki eleştiri ve itham dolu sorularımıza cevap alamayıp “Acaba”larla geçirdiğimiz bu süreç içerisinde suskun kalanlar, sanırım bir eziklik, bir suçluluk ve haksız bir inat içinde olsa gerek ?…
Topumuz patlak !…
Yabancı antrenörlerin yanında, aralarında dünya starlarının yer aldığı ve resmen liglerimizi istila eden yabancı sporcular yüzünden önleri kesilen geleceğimizin star adayı voleybolcularımız hak ettikleri yeri alamamakta, hayal ve umutlarını bençte tüketmektedir…
Bu anlayış, bazı bonkör kulüplerimizin işlerine gelse de Milli takımlarımızın dereceleri üzerinde menfi bir oluşum yaratmaktadır !…
Dünya 6.lığı, Avrupa 2 ve 3.lüğü, Dünya Grand Prix 3.lüğü kazanma, 2012 Londra Olimpiyatları’nda fırtına gibi esip ülkemize büyük prestij kazandırma, dünya devlerine kök söktürme başarısını gösteren Bayan Milli Takımımızı, FIVB Dünya klasmanında 148 puanla 7. sırada teslim alan Mutlugiller, 2016’da bu puanların yarısını kaybederek sadece 74 puanla 12 sıraya düşürmüştür… A Milli takımımız, ensesine yapışan Almanya ve Tayland’ın 5, Porto Riko’nun 6, Belçika’nın da 8 puan önünde yer almaktadır… 1 yıl içinde 16. sıraya bile düşebilir durumdadır… CEV Avrupa klasmanında da 5. sırada tutunmaya çalışmaktadır…
O efsane kadro, yanlı ve yanlış tercihlerle dinamitlenerek yok edilmiştir…
Sultanlarımıza yeni yetenekler yetiştirmek amacıyla başlatılan TVF Spor Lisesi takımı ilgisizliğe terk edilmiş; Yıldız kızlarda, 2007 Dünya ikincisi, 2009 dünya dördüncüsü, 2011 Dünya ve Avrupa Şampiyonu olma ve istikrarlı bir rotaya oturma başarısı gösteren milli takımımız da yok edilmiş; beceriksiz ve yanlış ellerde, yanlı seçimlerle oluşturulan kadrosuyla son Avrupa Şampiyonasında U18’lerde hezimet uğrayarak 11. olabilmiş, CEV Avrupa Klasmanında 7. sıraya düşmüştür…
Aşağıdaki tablolar, Yıldız Kız takımlarımızın nasıl istikrarlı bir süreç ve planlama ile Avrupa ve dünya şampiyonluklarına ulaştığını çok iyi açıklıyor. Aynı şekilde beceriksiz ellerde yok edilişini de…
Dünyanın en iyi alt yapı plan ve uygulamasının nasıl sabote edildiği sorumluları tarafından nedenleri ile açıklanmalıdır…
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, beceriksizliğe torpilli kayırmalar (!), niteliksiz yöneticiler, ehil olmayan, tecrübesiz antrenörler eklenince bu tablo ne yazık ve düşündürücüdür ki kaçınılmaz olmuştur…
Dedim ya “TOPUMUZ PATLAK !…”
Patlak top şişirilmeye kalkışılsa da tekrar balon gibi sönüp, eski haline gelir…
Onarmak gerek, onarmak !…
Bu eller de ne yazık ki o beceriye ve ustalığa sahip değil ?…
EVOLEYBOL.COM 
Sayın EPİRDEN , U18 Avrupa şampiyonasını sessiz sedasız geçtik . Sizin bir değerlendirmeniz oldu ve konu kapandı .Ama biz unutmadık ,sadece programımızın yoğun olduğu günlere rastladı. TVF resmi sitesinde Almanya milli takımını 3-0 yendiğimizde ilk maçların sonunda puan durumu yayınlanmış liderliğimiz ilan edilmişti. Bulgaristan ‘ a bile yenildiğimiz turnuva sonunda Yine TVF sitesinde sadece turnuvaya veda ettiğimiz haberi vardı. Zavallı voleybol .
BeğenBeğen
Bileşik kaplar kanunu içinde bulunduğumuz durumu açıklayacak en iyi söz. Neyimiz iyi gidiyor ki, voleybolumuz iyi gidecek. Bir Ünal Başkan kimsenin bakmadığı voleybola başkan olup, voleybolu bir yerlere (en önemlisi para ve şöhretin artması) getirince, herkes İbişin yaptığı gibi, ben de yapaarııım, diye ortaya çıktı. Bir önemli (sözüm ona ?) voleybol yazarı açık açık seyahatlere gidemediğinden şikayet etti. Seviye bu. Bunlar daha iyi günlerimiz. Futbolun nasıl idare edildiğini görüyoruz, futbol nasıl bitmek üzereyse, diğerlerinide aynı son bekliyor.
BeğenBeğen