Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi eski Başkanı, değerli ağabeyim rahmetli Sinan Erdem‘in zamanında ülkemiz yüreklenmiş, önce 2008, sonrası da 2012, 2016 ve 2020 Oyunlarına İstanbul’umuzla adaylık için başvurularda bulunulmuştu…
2020 için o kadar çok yaklaşmıştık ki ?…
Tokyo ile kafa kafaya kalmış, lehimize gelişen süreçte yanlış Hükumet politikamız sonucu avucumuzdaki avantajı beceriksizce Japonlara kaptırmıştık !…
Bu hezimette en büyük pay, altından kalkamayacağı başrol oyunculuğunu üstlenen (!) zamanın Spor Bakanı Suat Kılıç‘a aitti…
Sonrası Hükumet pes etti…
2024’e aday olmadı…
2028 için ise ‘tık’ yok !…
Hükumetin uydusu haline getirilmeye çalışılan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi belki çok çalışıyor, düzgün işlere imza atıyor, ülkemizi kısa adı IOC olan Uluslar arası Olimpiyat Komitesi nazarında çok iyi temsil ediyor… Belirli bir gücümüzün olduğunu kimse inkar edemez… Ancak İstanbul için karar mercii, yani son sözü söyleyecek olan Hükumet…
2024 planları yapan AKP Hükumeti her nedense sadece sportif patlamamızı gerçekleştirmekle kalmayacak, turizmimizi ve ekonomimizi düzlüğe çıkaracak, bu konuda tüm dünyaya en güçlü tanıtımımızı yapabileceğimiz Olimpiyat Oyunları konusunda, üstte de vurguladığım gibi resmen pes etmiş durumda…
Bu son derece üzücüdür…
……………..
Sinan Erdem Başkanımızın vefatından sonra o anda komitenin Genel Sekreterliği üstlenmiş olan Togay Bayatlı‘nın boşalan başkanlık koltuğuna oturtulmasıyla boşa geçen, zaman ve prestij kaybımıza sebebiyet veren, hatta komitenin çok değerli üyelerini bölen zayıf, pasif dönem, başa Uğur Erdener‘in gelmesiyle tekrar eski gücüne ve canlılığına kavuştu…
Geçenlerde karıştırırken arşivimde eski bir notum elime geçince o anlar gözümün önünde tekrar canlanıverdi..
İşte bu yazımda bizzat yaşadığım o anları paylaşıp, tarihin unutulan geçmiş derinliklerine fener tutacağım…
2000 yılının mart ayıydı…
İstanbul 2008 için, adaylığımızı incelemek üzere, IOC’nin Avustralyalı üyesi teşrif etti…
TMOK’taki o toplantıya ben de Sinan Erdem Başkanın davetlisi olarak katılmıştım… (2000 aralık ayında da TMOK üyeliğine seçilmiştim…)
Hayati toplantıda Avustralyalı delege Sinan Erdem Başkana “Ülkenizde Paralimpik Komitesi var mı ?…” dedi…
Genel Sekreter Togay Bayatlı hemen ortaya zıpladı ve sanki soru kendisine bizzat sorulmuş gibi “Evet, var !…” dedi…
Oysa bu kallavi bir yalandı…
Nitekim toplantıya katılan (notlarımdan göz atarak çıkardım…) Dr. Ayşe Ardalı, Prof. Dr. Nevin Ergun ve Demirhan Şerefhan aynı soru kendilerine yöneltildiğinde “Hayır, bizde Milli Paralimpik Komitesi yoktur !…” dediler…
Gözlerimin önünde o anlar…
Avustralyalı delege alaycı bir eda ile tebessüm etti,
“O halde İstanbul’da Olimpiyatları zor yaparsınız !…” dedi…
Salon sessizliğe büründü, resmen soğuk bir duş yaşandı…
Sinan Erdem Başkan yutkundu, Togay Bayatlı da mosmor oldu…
İşte bu şok sonrası ülkemizde ıska geçilen Milli Paralimpik Komitesi, benim üyeliğe kabulüm sonrası 2001 yılında apar topar kuruldu…
Aynı yıl Uluslar arası Olimpiyat Komitesi (IOC) ile Uluslar arası Paralimpik Komitesi (IPC) birlikte aldıkları önemli bir kararı tüm ülkelere resmen bildirdiler…
Alınan karar gereği, Olimpiyatlara ev sahipliği için başvuracak olan şehre, en geç 3 hafta sonra da Paralimpik Oyunlarını organize etme taahhüdünde bulunmak mecburiyeti getirilmişti… Aksi takdirde şehrin başvurusu dikkate alınmayacaktı…
Şimdi beklentim; İstanbul’un 2028 Oyunlarına ev sahipliği için başvurup, vurmayacağı…
Henüz yaprak kıpırdamıyor ancak bu konuda şimdiden çalışmalara başlamak, kamuoyu oluşturmak ve dünyada bir lobi / kamuoyu oluşturmak zorundayız… Her şeye rağmen ben Hükumetin, kötüye giden bir çok sorunun yanında zaman ayırıp, önemseyerek bu konuya ağırlığını koyacağına inanıyorum…
Ömrüm yeter mi bilemiyorum ama bu kubbede bu yazımla bir hoş seda olarak kalacağımı umuyorum…
Tabii hatırlayacak güçlü hafızaları olanlarca ?…
Çünkü; “SAĞLAM KAFA SAĞLAM VÜCUTTA BULUNUR !…”
Sayın EPİRDEN ; son yıllarda dünyada gelişen siyasi olaylara bakıldığında olimpiyatlara ev sahipliği yapmamız bana göre imkansız hale gelmiştir. İşin siyasi boyutu hiç ilgi alanìma girmedi.Ancak spot bakanlıģımıza nacizane bir önerim olabilir. 16 devşirme sporcuyla değilde 60- 65 devşirme ve değişik din, ırktan sporcuyla katılmayı taahhüt edersek belki bir yararı olur .En nihayetinde 16 sporcu da 65 sporcuda aynı kapıya ve kapıya çıkar nasılsa
BeğenBeğen