MİLLİ TAKIMLARA ANTRENÖR OLMAK İSTİYORUM… TÜRKİYE DEĞİL İSTANBUL- ANKARA MİLLİ TAKIMI… Deniz Arslan

U18

Araba devrilince yol gösteren çok olur’ ya da ‘Düştüm mapus damlarına öğüt veren çok olur’ derler.

Efendim biliyorsunuz U18 Milli Takımımız, 1-9 Nisan 2017 tarihleri arasında, Hollanda’nın Arnhem şehrinde düzenlenen CEV U18 Bayanlar Avrupa Voleybol Şampiyonası finallerinde mücadele ediyor. İlk gün Almanya’yı 3-0 yendik. Sonraki günlerde Bulgaristan’a 3-2, İtalya’ya 3-0, Hollanda’ya 3-1 yenildik.

Şimdi bazı siteler takipçilerine ‘Neden başarısız oluyoruz?’ diye sormaya, bunun sebeplerini irdelemeye başladılar.

Uyan da balığa gidelim’ bu duruma en uygun atasözü olur.

Neden mi?

Hemen açıklayayım;

Onların yeni fark ettiği şeyi biz 2 Şubat 2016da, yani bundan 14 ay önce bir yazı yazarak paylaşmıştık

.

Yazıyı aşağıya noktasına virgülüne dokunmadan bir daha koyuyorum. Biliyorum yazı çok uzun görünüyor ve hatta pek çoğunuz okumayacaksınız ama canınız sağ olsun.

Bırakan bıraksın, kalan sağlarla devam ederiz.

Yazı ‘’MİLLİ TAKIMLARA ANTRENÖR OLMAK İSTİYORUM…’’ diye başlıyor.

Voleybol antrenörlüğü hayatımı kazandığım ya da geçindiğim bir meslek değil benim için.

Voleyboldan da bir beklentim yok.

Ama yemediniz.

O zaman gerçeği itiraf ediyorum. ‘Aslında ben milli takım antrenörü olmak istiyorum’ o yüzden sürekli Federasyon hakkında olumsuz yazılar yazıyorum.

Hem neden olmasın ki?

Benim neyim eksik?

Bakın size özgeçmişimi yazıyorum. 1995 Uludağ Tıp mezunuyum. 2010 yılında önce Yardımcı antrenör oldum. Türkiye’nin En iyi altyapı antrenörlerinden biri olan ve kendisi de zamanında Küba’nın, Sırpların en ünlü hocaları ile konuşmuş, çalışmış, İzmir DSİ sporda tamamen kendi yetiştirdiği oyuncular ile alt yapılarda Türkiye’de ilk dörde girmiş, sevgili Hocam Hüseyin Saygı ile 2 yıl çalıştım. Daha sonra Gültepe Kültür Spor külübü ile Bölgesel ligde 2 yıl mücadele ettim. 2014 yılında Ankara’da yapılan kurs, teorik ve pratik sınavlarında da başarılı olarak 2. kademe Voleybol antrenörlük diplomasını hakkımla aldım.

Federasyonun şimdi oy kapmak için yaptığı gibi ‘özel davetle’ değil, alın teri ile girip kazandım.( Biliyorsunuz Federasyon yaklaşan seçimler için tutuşmuş olduğundan büyük kulüplerde görevli eski voleybolculara davetle, doğru düzgün ölçmeden, biçmeden üçüncü kademe antrenörlük diploması verdi )

Yaklaşık 3 yıldır da Türkiye’nin alanında en tecrübeli Antrenörlerinin yanında ( ki kendisinin bir çok Türkiye derecesi vardır) bir takımla( Kendilerine zarar gelmesin diye ismini yazmıyorum) sahaya çıkıyorum.

Artık benim de Milli Takıma yükselme zamanım gelmedi mi diyorsunuz??

Artık Voleybol A milli takımı Baş antrenörü Ferhat Akbaştan bahsetmeyelim. Daha önceki yazılarımız da çok üstüne gittik. Herkes onun kariyerinin olmadığını, tamamen Federasyonun kurbanı olduğunu öğrendi.

Hem zaten bende ben de birdenbire A milli takımın başına Baş antrenör olmak istemiyorum Önce alt yapılardan başlayayım.

Ama orada Onur Çarıkçı var diyorsunuz. ‘Benim ondan ne eksiğim var?’ diyorum bende!

Bakınız Onur Çarıkçının özgeçmişine. Önce Mehmet Bedestenlioğlu ile İstanbul Doğa Kolejlerinde yardımcı olarak çalışması sonrası Karşıyaka’da altyapıya geliyor. Orada yıllardır altyapılarda başarılı oyuncular yetiştirerek İzmir ve Türkiye voleyboluna oyuncu kazandıran Kaan İncekara ve İlker Alkan’ın çabaları ile oluşmuş takıma o iki antrenörün Arkas spor kulübüne geçmesi ile Antrenör olarak çıkıyor. Tamamen başkasına ait olan bir takımı alıp Onlarla küçük bir başarı yakalıyor.

Sonrasında Karşıyaka Baş antrenörü İsmail Yengil’in yardımcısı olması ile Federasyon ve Milli takımlar ile tanışıyor. ‘Fabrika Voleybol’ adlı Federasyona ‘para kazandıran’ (!) projenin mimarlarından.

Güya’ güneydoğu ve doğu illerinde voleybolu sevdirmek için planlanan bu proje ‘Boş ver Güneydoğu, doğuyu, para nerde biz orada’ projesine döndü.

Federasyonun tüm güzel tesisleri her hafta sonu gündüz, 100-150 lira veren ailelerin çocuklarına antrenman sahası olarak kullandırılıyor. Voleybol lig maçları da ısınması olmayan, ışığı bozuk, zeminde tahtaları çıkmış ya da gırç gırç oynayan salonlarda oynanıyor. Oyuncular tir tir titriyor, aileler montlarla, kabanlarla zor ısınırken Federasyon kurduğu fabrikadan paraları götürüyor.

Güya’ insanlara voleybolu sevdirmek üzere kurulmuş olan ama tam tersi fonksiyon gören ‘Fabrika Voleybol’ bir başka işe yarıyor. Bu projenin mimarlarında olan ‘Voleybol’un dahi Çocuğu’ Onur Çarıkçı bu proje sayesinde BAYAN MİLLİ TAKIMLAR ALTYAPI BAŞANTRENÖRÜ oluyor.

%99’u Müslüman olan bir ülkedeyiz, hükümet de ‘müslümanlık’ etiketini sık sık vurgulayan bir hükümet.

Şimdi soruyorum; Ey Müslümanlar! Allah rızası için soruyorum. Bu arkadaşın benden ne fazlası var? Hangi özellikleri ile Baş antrenör oldu? Hangi takımda Baş antrenör olarak sahaya çıktı? Kaç yıl çalıştı? Hangi takımı sıfırdan alıp şampiyon yaptı?

İçimiz yanıyor. Milli takımlar Tıp öğrencilerinin üzerinde deney yaptığı kadavralara döndü.

Bu kadar mı sahipsiz bir ülkeyiz?

Sevgili Federasyon zaten bizi takmıyor. Varsın canı sağ olsun. Ama belki bir ‘müslüman’ bu yazıyı okuyup merak eder. Önümüze bir doküman koyar biz de Adama ayıp ettik ya. Yazıklar olsun bana. Ben kim Milli takımlardan görev istemek kim?’ der, kalkar bir özür yazısı yazarım.

İyi yazarım.

İyi de özür dilerim o zaman.

Yalnız eğer yazımı okurlarsa Sayın Federasyon Başkanından bir ricam var. Geçen yıl Şubat ayında Mardin Kızıltepe de yapılan Lise B Finallerinde yarı Finalde Gelişim koleji ile yapılan maçta yenilince Bayan yardımcı hakeme tokat atan, diğerine saldıran, 3 kişinin zor zapt ettiği Elazığ’ın antrenörüne de bir görev versinler. Adamın kadınlarla sorunları olabilir, kendi gibi ağır küfürler eden, kızlar yetiştirmiş olabilir ama yanlış da yetiştirmiş olsa o’ yetiştirici’ bence.

Eğer ben Milli Takımlarda görev alırsam kendisini yardımcım olarak almak isterim.

Bilginize…

Saygılarımla.”

Şubat 2016 da yazdığım yazıyı öyle bitirmişim.

Biliyorum yine bazı okurlar ‘Kardeşim nedir bu yerli antrenörle sorununuz elin İtalyanları mı gelsin?’ diyeceklerdir.

HAYIR!! ASLA!

Biz seçilen antrenörün yanlış olduğunu, onun da sadece sporcuları Ankara ve İstanbul’dan seçtiği (Başka hiçbir ilde voleybol oynanmıyormuş gibi) oyuncuların (Ki bunların pek çoğunun ‘Torpilli’ kadrodan Milli takımlara seçildikleri, bazı oyuncuların sezon içinde çok kötü performans göstermelerine rağmen yine de Milli takıma alındıkları konuşuluyor) yeterli olmaması nedeniyle bu kötü sonuçların alındığı söyleniyor.

Mesela şu an İstanbul Gençler liginde maç fazlası ile lider olan Galatasaray’dan, İzmir’de fırtınalar estiren Gelişim ve Rota Kolejinden kimse giremez miydi? Daha olmadan ‘oldum’ havasına giren ‘Yeri garanti’ Yıldız (!) oyuncuların havası çabuk söndü.

Ayrıca bu işlerin içinde bazı menajerlerin olduğu söyleniyor. Bu menajerlerin federasyon ile işbirliği içerisinde, kendi oyuncularını ‘Milli takım etiketi’ ile parlatıp satmaya çalıştığı iddia ediliyor.

Ferhat Akbaş (Epirden hocanın tanımlamasıyla ‘Koçum Ferhat’) ile A Milli takım çok zaman kaybetti. Artık alt yapının başına biraz daha iyi, tecrübeli bir ekip gelmeli. Ancak Onur Çarıkçı’nın değişmesi çözüm olacak mı?

Milli takım torpille, menajerlerin etkisi ile oluştuğu sürece hiçbir çözüm olacağını sanmıyorum

Umarım bu yazıdan sonra Federasyon kalkıp Milli takımın başına İtalyan getirmez?

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s