46 Yıldır gazete ve dergilerde, son 16 yıldır da internet sitelerinde 13 bine yakın köşe / haber / maç yazım yayınlandı…
Yasakçı Türkiye Voleybol Federasyonu’nun özgür kalemlerin yer aldığı VOLEYBOL-E sitemizi mahkeme kararıyla yarım günde (!) erişime kapatma kararı sonrası ben ve değerli usta yazar yoldaşlarımla, anında devreye soktuğumuz EVOLEYBOL ve VOLEYBOL-E sitelerimizle yayın hayatımıza okur sayımızı katlayarak devam etmenin kıvancı içerisindeyiz !…
Doğrulardan yana, cesurca, basın ilkeleri doğrultusunda, cesurca, kimsenin maşası olmadan, özen gösterdiğimiz özel haberler ve köşe yazılarımızla, çizgimizden Allah sağlık verdiği sürece asla ödün vermeyerek yayın hayatımıza devam edeceğimizden kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın !…
Siz saygıdeğer, duyarlı, özel, aydın okurlarımıza bize gösterdiğiniz destek teveccühünden ötürü teşekkür ediyor, en derin saygılarımızı, engin sevilerimizi kabulünüze sunuyoruz…
Hasan Uğur Epirden ve yol arkadaşları
SERPMELER…
Hasan Uğur Epirden
Dilin en iyi müşterisi kulaklar, yazının ise gözlerdir…
Allah kimseyi sağlıklıyken, işitme ve görme yetisinden mahrum bırakmasın !…
Hasan Uğur Epirden
Merhaba değerli okurlarım;
Gene bol güneşli bir Antalya gününden çarpık, hileli, hurdalı kirlenmiş politik arenayı enerjimle yıkayarak, umut dolu yarınlara kulaç atıyorum…
VOLEYBOL-A ve EPİRDEN MÜZİK KÜLTÜR SANAT web sitelerimize pek yakında bir kardeş daha geliyor; EPİRDEN BEACH VOLLEY… Bu sitelerimizi de mutlaka takip ediniz…
2175 SEFER SAYILI KOCA AIRBUS’TAN HALA SES SEDA YOK !…
3 Nisan günü, “TK 2175 YOLCUSU KALMASIN !… THY ÖDÜLÜ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ…” başlıklı yazımın https://evoleybol.com/2017/04/03/tk-2175-yolcusu-kalmasin-thy-odulu-ve-dusundurdukleri-hasan-ugur-epirden/
20 bine yakın kişi tarafından okunması beni şaşırtmadı… Yazdıklarımı kafalarına göre, işlerine geldiği gibi yorumlayan, içlerinde pek çok bilmiş cüretkar bir sporcunun da yer aldığı (!) birkaç çatlak ses dışında hemen hemen herkes yazıma destek verdi, sporun olmazsa olmazı erdemine ve “Fair Play”e duyarlılıklarını ifade etmiş oldular…
Masumane olduğuna inanmak istediğim bir jestin bu denli tepki görmesi karşısında ilgililerin, esas açıklama yapıp konuyu tatlıya bağlaması gerekenlerin suskun kalması, Federasyonumuzun da oralı olmaması, doğal olarak arzu edilmeyen senaryolara da davetiye çıkarmakta…
Tekrarlıyorum… Jesti yapan THY Yönetiminin açıklamasını harfi harfine, noktası virgülüne kadar aynen sitemizde yayınlayacağıma dair söz veriyorum…
TVF DAVA KAYBETTİ…
Erol Ünal Karabıyık Başkan’dan sonra başlatılan, başarıları hasır altı, geçmişi yok etme çabalarından bazı personel de nasibini almıştı…
Fütursuzca suçlanarak, iş akitleri fesh edilerek işten çıkarılan personellerden eski satın alma sorumlusu Uğur Arslan‘ın hakkını aramak için açtığı davayı kazandığını duydum…
Hiçbir gerekçe gösterilmeden görevine her nedense (!) son verilen Arslan‘ın kendileri aleyhine açtığı davayı kaybeden TVF, içeriden aldığım
haberlere göre temyize gidecekmiş ?…
Sırada benzer hukuki süreçlerin de olasılık dahilinde olduğunu (!) hatırlatayım…
Süreçler devam ettiği için açıklama yapmam doğru olmaz !… Ancak yakın takipteyim…
Söz konusu “Kul Hakkı” yenmesi olunca bakış açısı değişiyor haliyle…
Türkiye Voleybol Federasyonu kuruluşundan
(1958) bu yana hiç bu kadar Adliye Koridorlarında volta atmamış, attırmamıştı…
Keşke bu enerjilerini hep voleybolun doğruları için kullanabilseler ?…
U18 KIZ TAKIMIMIZ HAKKINDA DÜŞÜNCELER…
Son yıllarda bayan voleybol Milli takımlarımızın seçimleri hep tartışma konusu olmuştur…
Özellikle ilk 8 voleybolcudan sonra bazı güçlerin (!) devreye girdiği ve haksızlık yapıldığı görüşü hakim… Bu konuda oldukça fazla şikayet ve serzenişte bulunanlar var… Bakıyorum da hepsi voleybolun içinde emek veren, değerli kardeşlerim…
En son U18 Kız Milli takımımız için benzer tepkiler aldım…
Takımın 2 kulübümüzün karması ibi ağırlıklı luşturulduğunu, oysa örmezden elinen, çeşitli kulüplerde çok daha iyi, kapaiteli, eleceğe daha dönük sporcuların olduğu, öz öre göre hak yenildiği, bunun da bir kaç menajerin işine geldiği (!) yaygın…
Bir özel internet kanalından kızlarımızın Bulgaristan maçını izleme fırsatım oldu…
Takımda manşet alan yok, bloklar yetersiz, acemice, Hücumlar ve servisler cılız… İyimser gözle baktım, takım şişirilmiş kızlarla dolu… İçlerinden 1 veya 2’si çok iyi üzerlerinde durulursa geleceğe ışık olabilir…
Çok üzüldüm, bir kez daha endişelendim…
Bu arada bizim doktor da (Deniz Arslan) bu konuya ilişkin ilginç, çarpıcı bir yazı yazmış, Milli takım antrenörlüğüne talip olduğunu açıklamış…
Mutlaka okumanızı salık veririm…
Ders alınacak bir yazı…
Veren var da, alan nerede ?…
İşte linki;
2020 TOKYO İÇİN KIPIRTI YOK !…
Bizi mutsuz eden MUTLUGİLLER‘in “Koçum Ferhat” aromalı (!) hezimeti sonrası, en sonunda çok geç de olsa hatalarını anlayan Üstün Başkan liderliğindeki kurmay heyet (!) A Bayan Milli takımımızın başına gelmiş geçmiş yetiştirdiğimiz (!) en iyi yabancı antrenör olan Guidetti‘yi getirerek isabetli bir iş yaptılar gibi…
“Gibi” diyorum, bu usta antrenör/koç konusunda şahsında bir endişem, tereddütüm yok !… Kafamı kurcalayan, Federasyonun birkaç kulüp dışında sırtını diğer kulüplere dönmesi, menajerlerin ekmeklerine halis tereyağı sürerek onları ihya etmesi ?… Umuyorum Guidetti çalıştırdığı kulüp takımı başta olmak üzere bu rutubetli rüzgara karşı ciğerlerini, yüreğini ve beynini üşütmeden (!) görevini kusursuz yapar ?…
Ancak Rio yolundaki göz göre çöre, inatçılığın ve beceriksizliğin timsali olan tarihi hezimetten sonra Federasyon aklını başına hemen alır, 2020 takımının geniş aday kadrosunu kurar, gözaltında (!) tutmaya başlar ?…
Aksi, gördüğümüz o trajik filmin tekrarı olur ?…
Benden bir ağabey olarak şimdiden söylemesi…
Beni takmadıklarını (!) bile bile…
SARAN VOLEYBOLUMUZU NE KADAR SARMAKTA ?…
Voleybolumuzun birçok hayati organlarını (!) 5 yıllığına Saran Grup‘a teslim eden Federasyona herkes gibi ben de merak edip, soruyorum…
SARAN VOLEYBOLUMUZU NE KADAR SARMAKTA ?…
Bu güne kadar, 1 yıla yakın süreçte ne gibi gelişmeler, ne kadar iyileştirmeler (!) oldu ?…
Doğrusu, ben bir hareket öremiyorum…
Eski tas, eski hamam devam ediyor, dahası sürekli zaman kaybediliyor ?…
Şeffaf ve paylaşımcı (!) federasyonumuz bir açıklasa da yüreğimize su serpilse ?…
BU NASIL BİR YAYIN ANLAYIŞIDIR ?…
Boğazımızda tüy bitti, yaza yaza klavyemiz eskidi, parmaklarımız yoruldu, voleyboluuza çağ atlattıklarını müjdeleyen (!) sular, seller gibi gürleyen (!) Federasyonumuzun bilirkişisi dahil Başkan ve kurmaylarına soruyorum…
En önemli maçları (Avrupa kupaları ve derbiler) şifreli yayıncı kuruluşa verdiniz (şu anda oynanmakta olan, şampiyonu belirleyecek maçlar dahil), ene devam etmekte olan, ateş hattındaki, can pazarındaki heyecanlı ve çekişmeli maçları, U18 Kız Milli takımımızın maçlarını pas geçtiniz, voleybolu bu şekilde mi sevdireceksiniz, yayacaksınız ?… Siz resmen, açık ve net biçimde “Voleybolu seyretmeyin !” demektesiniz ?…
Buna hakkınız var mı ?…
Biraz duyarlılık lütfen ?…
Varsa vicdanınızın sesini dinleyiniz ?… En azından geceleri başınızı yastığınıza koyarken ?…
EVOLEYBOL.COM 