İnsan ancak konulara, yanlışlara yüreğiyle baktığı zaman gerçekleri görebilir; konuşup yazabilir…
Hasan Uğur Epirden
SEYİRCİ DUAYLA GELMEZ !…
Bizim doktor Deniz Arslan hastane mesaisinin ve ameliyatlarının dışında maşallah her yere yetişiyor… Oğlunun eğitimiyle yakından ilgilenen doktor, maçları takip ediyor; benden sonra açık ara voleybolumuzda en fazla köşe yazısı yazmakla da kalmıyor, mensubu olduğu Türk Sanat Müziği Korosunda da sesinin hakkını veriyor…
Okuyucusu günden güne katlanıyor; seviliyor, sayılıyor…
Geçen gün “AHMET BEYİN CEKETİ İŞE YARAR MI ?…” başlıklı yazısında Saran Grubun verdiği sözde meçhul desteğe ve katkıya (!) rağmen maç ve turnuva programlarının hafta içlerine, üstelik biçimsiz saatlere serpiştirilmesini eleştirmiş; Sultanlar Ligi’ne çıkacak takımları belirleyecek en önemli maçta bile tribünlerde sadece 60 kişinin bulunduğunu vurgulamıştı. Her şeyin birbirine bağlı olduğunu, tanıtımsız seyirci, seyircisiz “reyting”, “reyting”siz reklam yani sponsor desteği bulunamayacağı endişesini dile getirip hastalık bedeni sarmadan, kişiyi öldürmeden çare bulunması gerektiğini, acil bir konsültasyonun şart olduğunu, bunun için de bir sempozyum yapılmasının kaçınılmaz olduğunu paylaşarak anlamakta zorluk çeken özürlülere (!) gönderide bulunmuştu…
Ben de diyorum ki; “SEYİRCİ DUAYLA GELMEZ !..”
“ŞURA”YI BUHARLAŞTIRDILAR…
Erol Ünal Karabıyık‘ın başkanlığı sırasında hazırlanan ve 26 MAYIS 2008 tarihinde yürürlüğe giren “Voleybol Şûrası Talimatı” ile 5 yılda bir toplanması zorunlu hale getirilen şura, ilk ve son kez (28,29,30) Ağustos 2008’de toplandı… O toplantıda şu an görevde olan başkan M. Akif Üstündağ ve Başkan vekili Alper Sedat Altındaş da vardı…
“Voleybol Federasyonunun 50. Yılında Türkiye’de Voleybolun Gelişimi” konulu şurada;
Voleybolun Örgütsel Yapısı, Finansman Modeli, İnsan Kaynakları, Fiziksel Koşullar ana başlıkları altında komisyonlar kuruldu, pek çok alt başlık tartışıldı; karara bağlandı…
http://www.voleybolunsesi.com/content.php?cid=13&id=1816
Daha sonra da bir kitapçık halinde yayınlandı.
Voleybolumuzun önde gelen, tecrübeli ve bilgili bireylerinin yanı sıra alanlarında söz sahibi akademisyen, bürokrat ve siyasetçilerle sporcuların katılması öngörülen Voleybol Şuraları, bu şûranın önemini, değerini ve ödevlerini umursamayan sorumsuz, bencil ve beceriksiz ellerde unutuldu gitti…
http://www.tvf.org.tr/img/uploads/talimatlar/TVF_voleybol_surasi_talimati.doc
Oysa, 2013 yılında 2. Voleybol Şurasının toplanması gerekiyordu. 2012 yılı sonunda yapılan genel kurul sonucu göreve gelen Mutlugiller, voleybolun içinden geldikleri için her şeyin en iyisini bildikleri (!) iddialarından olacak böyle bir şûrayı toplama gereği duymadılar. Tabii talimatla kendilerine verilmiş görevi de görmezden geldiler…
Sanırım “Karabıyık dışarıdan olduğu için voleybolu bilmezdi, onun şûraya, müşavereye ihtiyacı vardı. Biz her şeyin en iyisini biliriz.” düşüncesi içindeydiler ?…
10 yıldır voleybolun içinde aktif olduğunu her fırsatta tekrarlayan ve kendisini akil adam olarak gören “voleybolun öz evladı” (!) Mehmet Akif Üstündağ‘ın 2. adam iken görmezden geldiği şuraya, müşavere / danışmaya ihtiyaç duyup duymayacağını merak ediyoruz…
Sayın Hocam,
Dr. Deniz Arslan’ın bir sempozyum toplanması önerisinden yola çıkarak 2009’da yapılan voleybol şurasını hatırlattığınız yazıyı, bir solukta okudum. Verdiğiniz linklere tıkladığımda TVF sitesinden şura ile ilgili fotoğrafların dahi silindiğini gördüm ve çok üzüldüm. Türkiye’de, belki de dünyada bir spor federasyonunun topladığı ilk şura olma özelliğine sahip bu çalışmayı yapanları kutluyorum.
Bu çalışmalar sorunlara ortak akılla çözüm üretme, danışma amacı taşır ve çok değerlidir. Şura sonuç kitabının TVF sitesinde dijital olarak bulunmadığını da üzülerek gördüm. Şuraya ait haber ve fotoğrafları dahi siteden kaldıran kafa kitabı tabii ki tutmaz o sitede. Yazık.
Sizden ricam bu kitaba voleybol camiasının nasıl ulaşabileceğine yönelik bir araştırma yapmanız. Hatta Voleybol Federasyonu Yayınlarının tamamının dijital ortamda erişime açılmasını sağlamak için birşeyler yapmanız. Camianın zaten ciddi bir kaynak sıkıntısı var. Ayrıca geçmişi yok olanın geleceği zaten olmaz. Geçmiş deyince, millik sayım sorduğumda, zamanın genel sekreteri Recep beyin arşiv belgelerini bulamıyoruz cevabını hatırladım.
Lütfen, bazı kompleks ve aşağılık düşüncelerle geçmişimizi yok etmesinler, ulaşılmasını engellemesinler…
BeğenBeğen