YATSI YAZILARI… (5) / Hasan Uğur Epirden

Önceki bölümlerde; TVF‘nin Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca istediğim bilgi ve belgeleri vermemek için nasıl direndiğini belgelerle açıklamış; bu dirence konu olan hususlardan Akif Üstündağ‘ın kulübü Türk Telekom‘un borcunun TVF‘ye ödetilmesini ele almıştım…

Onlar 4982 saayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu‘nun 29. maddesindeki; “Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ile Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ve ilgili Yönetmeliğin uygulanmasında ihmali, kusuru veya kastı bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, işledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuşturması gerektirmesi hususu saklı kalmak kaydıyla, tabi oldukları mevzuatta yer alan disiplin cezaları uygulanır.” hükmüne rağmen, suç işlemek pahasına dirense de, kendi yöntemlerimle bu bilgi ve belgelere ulaştığımı anlatmıştım…

Bugün sıra olayla ilgili bilgi ve belgelerde; federasyonumuza Telekom‘un borcundan dolayı icra geldiğinin ve bu borcun TVF tarafından ödendiğinin kanıtı olan belgelerde…

TVF‘nin Üstün asbaşkanı, aynı zamanda Türk Telekom Spor Kulübü‘nün de dolgun maaşlı profesyonel yöneticiliğini yapıyor…. Bu kulüpten alacağı olan sporcu Melis Hemşeri, bu alacağını ödemesi için TVF‘ye dava açıyor. 2010 tarihinde açılan bu dava, Mutlugiller göreve geldikten 2 ay sonra sonuçlanıyor…

Ben duyduğumda inanmadım, siz de inanmayacaksınız ama, Mahkeme kararını TVF aleyhine vermiş…

“Alacaklı bir sporcu, borçlu Türk Telekom Spor Kulübü, peki bu davada, borcu ödemeye TVF nasıl mahkum edilir ?…” dediğinizi duyar gibiyim…

Anlatayım; siz aleyhinize açılan bir davayı, ihmal eder ya da bilinçli olarak takip etmezseniz, duruşmaya katılmazsanız, kaybedersiniz…

Öyle de olmuş… Kadrosunda Nihal İşçi ve Merve İlhan isimli iki avukatı olan federasyonumuzdan hiç kimse bu davanın duruşmasına katılmamış… 12. Asliye Hukuk Mahkemesi de, federasyonu Telekom’a ait borcu ödemeye mahkum etmiş…

İşte TVF‘nin, BEDK kararına rağmen göndermediği, gizlemeye çalıştığı sonrasında da “Federasyonca hiçbir sporcuya kulüpten doğan alacağı nedeniyle mahkeme kararıyla veya karar olmaksızın hiçbir ödeme yapılmamıştır.” cevabının yalan olduğunu, davalı durumundaki TVF‘nin avukatlarının duruşmaya katılmadığını ortaya koyan belgeler:

Ankara 23. İcra Müdürlüğü 2013 yılının başında gerekli icra takibini başlatmış:

Federasyonumuz da kırkbin (eski parayla kırkmilyar) liranın üzerindeki (41.024,13-TL) bedeli icra dairesine paşa paşa yatırmış…

Kimilerine göre sadece görevin ihmal edilmesi, kimilerine göre ise davayı Üstün asbaşkanın kulübü aleyhine çevirmemek için kasıt…

Siz ne derseniz deyin, ben yine ibretlik bir yönetim becerisi (!), yalan dolan diyorum…

Kendi yönetimlerinin, en azından, ihmali sonucu TVF‘yi icralık yapanlardan Eksi asbaşkan beni arayıp bu haciz işlemini de, “Bize borç, icra, haciz bıraktı…” diyerek Karabıyık Başkan‘ın üstüne attı… Ben de bu yalana inandım ve yazdım; allahtan her günün bir YATSI vakti vardı.

Karabıyık Başkan, Savaş Eskigülek‘in sorusu üzerine gerçeği açıkladı… Ne borç, ne de haciz; tam tersine 20 milyon liranın üzerinde bir değer bırakmıştı…

Attıkları bu iftiraya, söyledikleri yalana beni de ortak eden bu kişileri Allah’a havale, genel kurul delegelerine şikayet, siz değerli duyarlı okuyucularıma da ihbar ediyorum…

Bilmem şu ana kadar söylenen, resmi yazılarda yer alan yalanları, yapılan küçük hesapları sayabildiniz mi; federasyonumuzu kimlerin, nasıl yönettiğini, yöneteceğini anlayabildiniz mi?..

Siz sayın delegeler, bu yazıda adı geçen Başkan adayına gönül rahatlığıyla oy verebilecek misiniz ?…

Ya siz Sayın Karabıyık, henüz küçücük bir bölümünü açıkladığım, belgelendirdiğim rezillikler karşısında hala suskun mu kalacaksınız ?…

DEVAM EDECEK…

(YATSIDAN, YATSIYA…)

YARIN : ARABA SEVDASI…