AKLIMA TAKILANLAR…
Jale Soydan
İçinde bulunduğunuz duruma razı iseniz, koşullar sizi rahatsız etmiyorsa, mevcut ortam sizi her bakımdan tatmin ediyorsa, içinizde muhalefet ruhu yoksa, ya da yalakaysanız, gazetecilik mesleğini hobi olarak ya da adresiniz belli olsun diye yapıyorsanız, altı ayda veya yılda bir yazı yazmanız olağandır.
Yalaka iseniz bile yalakalık yapmanın, bunu kaleme dökebilmenin bile bir sınırı vardır. İnsanlara “ohaaa yani ?…” dedirtmezsiniz.
VOLEYBOL-E‘nin erişimi, Voleybol Federasyonu‘nun üç-beş eleştiri yazımızı öne sürerek müracaatı üzerine hukukta görülmemiş bir yıldırım hızlıya yarım gün içinde durduruldu.
Şahsi düşüncem bunun sitenizin bazı yazarlarının devletin tepesine kadar eleştiren yazılarının OHAL zırhına sığınılarak başarıldığı kanaatindeyim. Yoksa bunun MUTLUGİL federasyonunun başarabileceği bir şey olmadığını düşünüyorum, o kanaatdeyim.
Eleştiriler ister hoşumuza gider ister gitmez. Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Başbakanımız 15 temmuzdan sonra dava konusu olan ve içeriğinde bazıları maalesef hiç onaylamadığımız ve devletin başında kim olursa olsun hangi siyasi görüşten olursa olsun yapılmaması gereken bazı hakaret içeren davalarından bile vazgeçtiler.
Şimdi bu alicenap, ulaşılmaz, eleştirilemez güç kimdir ki yargı yoluyla hak aramak dururken siteye erişimin durdurulmasına yol açmıştır ya da vesile olmuştur?
Size bir düşüncemi aktarayım, her kim ki TVF tesislerine kamera için harcanan 6 milyon lirayı nasıl normalleştirip olağan bir hale soktuysa, bu skandalın üstünü kim örttüyse, sitenizin yayınının durdurulmasının ardındaki güç de odur!
Gelelim konumuzun başına…
Epirden hoca şu an değişik kanallardan yazılarını yazmaya devam ediyor ve yaşananlar onu çok rahatsız ediyor. Ancak şaşırarak ve üzülerek görüyorum ki, bu durum başka kimseyi rahatsız etmiyor!
Bu gün ülkemizde yaşananlara ister iktidar tarafından bakan köşe yazarları olsun gerekse muhalif düşünen yazarlar olsun mutlaka en az iki günde bir köşelerinde yazacak bir şeyler bulurlar ve yazarlar.
Voleybolun bir düzine yazarı nasıl köşe yazarlığı yapmaktalar ki, çok seyrek hatta altı ayda ya da yılda bir yazıları yayınlanmakta? Bu nasıl bir köşedir ki altı ayda veya yılda bir yazılan yazıları kimse umursamasın ya da eksikliğini hissetmesin?
Kimsenin ismini zikretmeyeceğim, kimseyi de direk hedef almayacağım.
Değerli yazarlar, değerli hocalar, size hiç bu konuda soru ya da hesap soran yok mu?
Siz yazı yazdığınız yerde birilerinin hatırlısı olarak mı yazı yazıyorsunuz?
Size ”ya bırak, boş ver! Verdik bir köşe ara sıra da yazmanız önemli değil, maksat sitemiz dolu gözüksün!” mü diyorlar?
Sizin işvereniniz yok mu? Size hesap soran okuyucunuz yok mu? Takipçiniz yok mu? Hasan Uğur EPİRDEN bir gün yazmasın, “acaba ne oldu?” diyor, merak ediyoruz.
Sizi hiç merak eden yok mu?
Hele içinizde bazılarınız var ki basın kartı baştan aşağı dolu, peki kendisine o kartın içeriğindeki yayın hakları sahipleri soru sormuyor mu, “sen ne biçim tatil yapıyorsun ortalık karışıyor sen 6 aydır tatildesin?” demiyor mu ?
Valla ilginç, çok ilginç…
Sevgili hocam , Turgutlu ‘da oynanan ilk maçımızda Avusturya ‘yı 3-1 yendik. Son yıllarda hiç bir galibiyet beni bu kadar memnun etmedi .Elinize , yüreğinize sağlık EFELER . Küstah Avusturya’ya haddini bildirdiniz. Hocam maçta bir şey dikkatimi çekti ,CEV temsilcisi seyirci sayısını 2450 kişi belirtmiş. Salonun 2500 kişilik olduğunu biliyoruz, fotoğrafı dikkatlice incelediğinizde sahanın kısa tribünleri boş gibi görünüyor ,yani seyirci sayısı baya bir abartılmış. Bu yalancılık bulaşıcı mıdır ?BORICIC ‘in adamlarında sıçramış olabilir mi ? Yoksa bunlar ekipçe mi yalancı ?
BeğenBeğen